Toplumdaki engellileri, psikolojik ya da fiziksel rahatsızlığı olanları ortadan kaldırma politikası çoğunlukla Naziler dönemini çağrıştırır. Oysa bu politikanın “zamana uydurulmuş” halini bugünün “modern/demokratik” kapitalist devletlerinde de görmek mümkün.
Hitler’in başını çektiği faşist rejim, “ari ırk” yaratma politikasına bağlı olarak hasta ve engellileri ortadan kaldırma politikasına başvuruyordu. Bugün ise, sistemin artı-değer sömürüsü için gerekli olmadıkları düşünülen o insanlara “gönüllü” şekilde ölümü tercih etmeleri telkin ediliyor.
Hasta ve engellilere “ötenazi” yapma “hakkı” tanıyan Kanada hükümeti, bir tür “teşvik” politikası da uyguluyor. Cumhuriyet gazetesinin internet sayfasında yayınlanan Sarp Sinan Hacır imzalı haberde, Kanada hükümetinin “ötenazi hakkı” kapsamında hazırladığı yasa ile bir tür “ölümü teşvik kampanyası” başlattığına dikkat çekiliyor.
Habere göre, 2016’da ötenazi yasası çıkaran Kanada hükümeti, yasayı değiştirerek kapsamını genişletiyor. “Yakın bir gelecekte ölmesi öngörülen ya da ciddi ve geri döndürülemeyecek hastalıkları olan bireyler için ötanazi hakkı” öngören Kanada hükümet bir adım daha ileri gitmek istiyor. Kapsamını genişlettiği ancak tepkiler üzerine geri çekmek zorunda kaldığı yasa ile “ötenazi” yapma kararı almayı kolaylaştırmak istiyor. Yasa şimdilik geri çekilse de hükümet hedefinden vazgeçmiş değil.
Haberde örneklerle anlatılanlar, Kanada hükümetinin sistem için “masraflı” kabul ettiği kişileri ötenazi kararı almak için teşvik ettiğini gösteriyor. Nitekim bu yasanın çıkması ve hükümetin “teşvikleri” sonucunda ötenazi kararıyla ölenlerin sayısında patlama olmuş.
Yasanın çıkarıldığı yıl bin kadar hasta ötanazi hakkını kullanırken 2021’de bu sayı 10 bine kadar çıktı ve ülkedeki ölümlerin yüzde 3,3’ü ötanazi kaynaklı oldu. Yasa da ötenazi için “ölümcül bir hastalığın” olması gerektiği yönündeki madde kaldırılmıştı. Yani hükümet, “demokratik hakların” kapsamını savunduğunu öne sürerek, ötenaziyi teşvik ediyor.
Bu yönde karar verdiği söylen kişilerin bir kısmının bunu yoksulluktan yaptığı ortaya çıkıyor. Ölümcül sorunu olmayanlara “ötenazi yapın” diye “akıl veren” hükümet yetkilileri, bu politikayla sigorta şirketlerini memnun ediyorlar. Tabii hükümetin sağlık harcamalarında tasarruf yapma konusundaki “başarısı” da dikkat çekiyor. Bu başarıya imza atan Kanada devleti "intihara meyilli olabilecek engellilere, yoksullara ve psikolojik sorunları olanlara” ötanazi önerisinde bulunuyor. Yani devlet, ötenazi yapma düşüncesi ya da isteği olmamasına rağmen insanlara “ölümü tercih edin ki, sizin masraflarınızdan kurtulalım” diye “tavsiyede” bulunabilecek kadar pişkin olabiliyor. Örneğin evine yürüyen merdiven takılmasını talep eden bir hastaya ötenazi yapmasını öneriyorlar. Hasta evine rahat girip çıkmak için yardım talep ediyor, yetkililer “sen en iyisi ölümü seç, bizi de merdivenle uğraşma zahmetinden ve masrafından kurtar” diyor.
Kanada, emperyalist/kapitalist devletler içinde “demokratik” olduğu var sayılan ülkelerden biridir. Ancak görüldüğü üzere vahşi kapitalizmin temsilcileri için “demokratik haklar” başka anlamlar taşıyor. Kapitalist sistem kâr-zarar hesabına göre işlediği için, bu denklemde insan küçük bir ayrıntıdan ibarettir.