İtalya’da yeni hükümet kuruldu. Avrupa Merkez Bankası (ECB) eski başkanı Mario Draghi 13 Şubat’ta yemin ederek Başbakanlık koltuğuna oturdu. İtalya medyasında ‘Süper Mario’ diye lanse edilen Mario Draghi’yi korona salgına ek olarak ağır ekonomik kriz gibi zorluklar bekliyor.
Mario Draghi, finans kapitalin temsilcisi olarak İtalya’yı hükümet krizinden çıkarmak için Quirinal Sarayı’ndaki yemin töreni TV’lerden canlı yayınlandı. Törende çeşitli partilerden siyasetçi ve uzmanlardan oluşan 23 kişilik kabine de yemin etti.
Önemli merkezi Bakanlıklar ‘uzmanlara’
Darghi kabinesinde bir önceki ‘merkez-sol’ koalisyonundan dokuz, Silvio Berlusconi’nin Forza Italia partisinden ve Lega’dan da üçer olmak üzere siyasi partilerden toplam 15 bakan yer aldı. Geriye kalan ve ‘merkez bakanlıklar’ diye tabir edilen 8 bakanlığa ‘uzmanlar’ getirildi. ‘Merkez’ ve ‘önemli’ bakanlıklardan en önemlisi olan Ekonomi Bakanlığı’na İtalya Merkez Bankası Genel Müdürü Daniele Franco getirildi. 67 yaşındaki Franco, finans kapital çevrelerinde “İtalya’nın en büyük finans uzmanlarından biri” olarak kabul görüyor.
Draghi bir başka önemli Bakanlık olan Dışişleri Bakanlığına sürekliliğe güvendiğini belirterek, Beş Yıldız’dan Luigi Di Maio’yu getirdi. Koronayla mücadele için Sağlık Bakanlığına Roberto Speranza başkanlık edecek.
İtalya’nın yazılı ve sözlü basınında “Draghi, bundan böyle bir istisna hariç tüm büyük partiler tarafından desteklenen bir ulusal birlik hükümetine başkanlık edecek” haberleriyle, ‘Süper Mario’ya methiyeler dizildi.
Yeni hükümeti ve başkanını büyük zorluklar bekliyor. Ülkede sağlık sistemi çökmenin eşiğinde. Salgının da tetiklediği ekonomik krize bağlı olarak yoksulluk had safhada.
Çiçeği burnundaki hükümetin çözüm olarak ilk elden Avrupa Birliği’nin 220 milyar euroluk korona yardım fonunda bekleyen parayı almaya ihtiyacı var. Ancak AB bu parayı vermeyi ‘reformlara’ bağlıyor. Burjuva literatürde reformun işçi ve emekçiler için yıkım, kapitalist tekeller için de kârlarına kâr katmak olduğu aşikâr.
Eski Başbakan Giuseppe Conte’nin başkanlık ettiği ‘merkez-sol’ koalisyonu, Avrupa fonlarının kullanımı konusundaki anlaşmazlık nedeniyle dağıldı. İtalya, korona salgınından en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. İtalya ekonomisi, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır resesyonu yaşıyor.
Bu krizlerin tetiklediği siyasi kriz İtalya’da son 3 yılda 3 hükümet değişikliğine yol açtı. Son bir aydır da fiilen hükümetsizdi İtalya. Draghi’nin yeni hükümeti, 2018’den bu yana üçüncü ve 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana İtalya Cumhuriyeti’nin 67. Hükümeti olarak önümüzdeki hafta, Temsilciler Meclisi ve Senato’da güven aldıktan sonra sermayeye hizmet için remi olarak göreve başlayacak.
Sermaye Mario Draghi şahsında kurulan “Ulusal Birlik Hükümeti” demagojileri eşliğinde, neoliberal saldırı dalgasını hayata geçirmeye çalışacak. Neo liberal saldırıların gerçekleşip gerçekleşemeyeceği, işçi ve emekçilerin “Ulusal Birlik” yalanına inandırılmasına bağlı. Burjuvazi bu yalanın gerçekliğine inanılması için liberal sol dahil tüm politik bileşenleri ile her yolu deneyecek. Esas mesele, mücadeleci bir geleneği olan İtalya işçi sınıfının “Ulusal Birlik” yalanına inanıp inanmamasında düğümleniyor.