Pandemi sürecinde İtalya, krizden en büyük yıkımı yaşayan ve en çok acı çeken ülkelerden biri oldu. Ülkedeki bu krizi fırsata çeviren kesimler arasında mafya da geliyor. Çok yönlü kriz sarmalından ve ekonomik durgunluktan faydalanarak büyük vurgunlar vuruyor, servetlerini katlıyorlar. Derinleşen krizin mafya için ideal bir ortam sunduğu İtalya’da sözde “eski düşman” korkusu giderek büyüyor.
Gazeteci ve mafya uzmanı olan Roberto Saviano, günlük gazete La Repubblica için yazdığı bir makalede durumu şöyle değerlendirdi: “Pandemi, tek bir nedenden ötürü mafya için ideal bir üreme alanıdır. Aç olanlar ekmek ararlar, ekmek hangi fırından gelirse gelsin ve kim tarafından dağıtırsa dağıtsın, sormazlar... Bir ilaca ihtiyacı olanlar onu kimin sattığını sormadan alırlar. Yalnızca barış ve refah zamanlarında seçme lüksüne sahip olunabilir.”
Mafyanın, tam da kriz zamanlarında vazgeçilmez olan sosyal yaşam alanlarına el attığını vurgulayan Saviano, mafyanın atıkların yok edilmesi, bina temizliği, lojistik, cenaze hizmetleri, gıda ve benzin satışı vb. gibi temel sektörlerde faaliyet gösteren şirketleri olduğunu belirtiyor. “Mafya şimdi neye ihtiyaç duyulduğunu ve gelecekte neye ihtiyaç duyulacağını biliyor... Her zaman böyle olmuştur” diye yazıyor Saviano. Daha da dramatik olanı, mafyanın ülke genelinde sağlık sektörüne yayılmış olmasıdır.
Mafyanın korona krizinden elde edebileceği faydalar, salgının kontrol altına alınması durumunda da devam edecek. Çünkü pek çok ülke gibi İtalya’nın da pandeminin ardından, mafyanın kendi lehine değerlendirebileceği ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kalması bekleniyor. Örneğin, Milan Belediye Başkanı Giuseppe Sala, kent için şu riske işaret ediyor: “Bu krizden sonra, en güçlü olanların iş yapma şansı en yüksek olacak. Mafyanın büyük bir mali gücü var, bu yüzden piyasanın sunduğu fırsatlardan onlar yararlanabilecek.”
Sala, ülkenin güneyinde durumun daha da ciddi olduğunu belirtiyor ve “Orada mafya en muhtaç vatandaşlara bakacak ve nüfusun bu kısmını kazanacak.” diye ekliyor. İtalyan hükümetin bu tehlikenin farkında olduğunu belirten Sala, ancak hükümet gerekli yardımları yapmadığı için bununla başa çıkamadığına işaret ediyor.
Koronavirüsün, mafya için tarihi bir fırsat olduğu belirtiliyor. Direzione Investigativa Antimafia’nın (DIA) yayınladığı üç aylık raporun bunu gösterdiği ifade ediliyor. DIA raporuna göre, korona krizi İtalya’daki mafyaya geçen yıl ekonomide ve internette suç işlemeleri için birçok fırsat sundu.
Restoranlar ve barlar mafya için her zaman önemli olmuştur. “Yeraltı dünyası zaten beş binden fazla restoranı kontrol ediyor.” denilen rapora göre dahası var. Suç örgütleri, yasadışı işlemlerden büyük miktarda nakit para sahibi oldukları için, özellikle zor durumda olan şirketlere yatırım yapıyorlar. Mafya sadece parayı aklamakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomiye de sızıyor. Şirketin varlıklarına el koymaya çalışmaları alışıldık bir durum.
Mafya, şirketleri kontrol edebildiği durumda, fonlardan da yararlanabiliyor ve ekonomik yardım da alabiliyor. Bu durumda mafyayla sözde “savaşan” devlet, aynı zamanda onu finanse de etmiş oluyor. Mafya sadece restoranlarla ilgilenmiyor. Altyapı, çevre ya da dijitalleşme projelerinden de para kazanıyor. Korona virüsünden yararlanarak ülke geneline yayılıyor.
Mafya her alana sızıyor
Mafyanın kullandığı fırsatlara dair konuşan Roma polisi başkanı Vittorio Rizzi, “Mafya koronavirüs kadar tehlikelidir” itirafında bulundu. Kimsenin buna karşı bağışıklığının olmadığını belirten Rizzi, mafyanın pandemi sırasında iş modellerini sürekli değiştirdiği için “mutasyona uğradığı” tespiti yaptı. Rizzi, mafya faaliyetlerinin “Sahte ilaçlardan lojistik zincirlerini kontrol etmeye kadar” uzandığının altını çizdi. Rizzi, derinleşen ekonomik krizle iflasa sürüklenecek şirketlerin, devlet yardımının olmadığı koşullarda, mali açıdan güçlü mafya için kolay bir av olacağını ekledi.
‘Ndrangheta’ adlı çetenin, yıllık cirosunun 50 milyar İsviçre frangına denk geldiğini belirten Rizzi, mafyanın gelişmiş kredi sistemleri kullanarak tüm alışveriş merkezlerine, otellere ve diğer gayrimenkullere yatırımlarda bulunduğuna dikkat çekti. Devletin çaresizliğe mahkum ettiği kesimler son çare olarak umutsuzca mafyayla iş yapma, örneğin uyuşturucu satma yolunu deniyor.
Ayrıca çeteler, pandemi fırsatçılığında siber saldırılarda da bulunuyor. Diğer yerlerin yanı sıra, siber saldırılar, korona hastalarını tedavi eden hastaneleri de hedef alıyor. Failler, tesislerin sistemlerini felç etmekle tehdit edip fidye istiyor. Bu çerçevede Ocak-Ekim 2019 arasında toplam 105 “kritik altyapı”nın saldırıya uğradığı belirtiliyor.
“Mafyayla mücadeleyi” yoğunlaştırdığını öne süren devlet yetkilileri geçen yılın Mart ve Eylül ayları arasında, bir dizi kentte 1000’den fazla mafya elemanlarının tutuklandığını ve 90’dan fazla operasyonun gerçekleştirildiğini öne sürüyor.
Korona krizinde halkı çaresizliğe, açlığa ve sefalete terk eden İtalya sermaye devleti, kendisi mafya ile işbirliği yapmaktan geri durmazken, halka ise “kendilerini savunmaları ve mahallelerini çetelerden geri almaları” vaazlarından da vazgeçmiyor.
Bununla birlikte devletin geri çekilmesinin yarattığı boşluğu mafyaya bırakmamak için, halk arasında mahalle komitelerinin giderek daha fazla aktif hale geldiği vurgulanıyor.
Kaynaklar: die Welt, blue News