Her yeni yılın öncesini arattığı kötü bir zaman diliminden geçiyoruz. Sömürüyü vahşice hissettiren kapitalist düzen iyice çığırından çıkmış, iliklerimize kadar bizi sömürüyor. Her iş yerinde ve her fabrikada benzeri sorunlar öylesine yaygın ki, hangi işçiye dokunsan bin ah işitiyorsun. Biz havaalanı işçileri ise yaz dönemi, yani tatilin başlamasıyla artan işin yoğunluğu altında ezilmiş durumdayız. Altı kişinin çalışması gereken bir bölümde iki kişi hatta kimi zaman bir kişi çalışıyor. Öylesine güç ki bu durumu anlayabilmek; insan kendine sormadan edemiyor: Neredeyiz? Avrupa’nın göbeğinde, hangi çağdayız?
Yirmi birinci yüzyıldayız ve bu denli amansızca çalışma koşullarına maruz bırakılıyor olmamızı anlamak güç geliyor bana. Biz işçi sınıfına bu zulmü niye reva görürler ki? Dünyanın yükü zaten bizim omuzlarımızda. Ağır çalışma koşulları yine işçi sınıfının sırtında. Son derece yoksul ve “gariban”mış işçi sınıfı. Öyle ki, var olan yasal haklarını savunmaktan bile yoksun kalıyor. İşimi kaybetmeyeyim, kiramı ödeyeyim, ezilsem de evime iki kuruş para götüreyim düşüncesiyle bakıyor çoğu zaman. İşçilerin zayıf yanlarını bilen kapitalistler bunu pervasızca istismar ediyorlar. İstediği saatte, istediği zaman ve izinli gününde bile işçileri çağırıp çalıştırabiliyor patronlar.
Bu yazdıklarım hiçte abartı değil. Bire bir çalıştığım iş yerinde işçi arkadaşlarımla birlikte maruz kaldığımız koşullar. Hatta bu kadarıyla da kalmıyor iş yerinde yaşadıklarımız. Bire bir tanıklık ederek yaşadıklarımız alenen ortada. Yaşadıklarımızı Kızıl Bayrak aracılığıyla tüm kamuoyu ve işçi sınıfıyla paylaşmış olduk.
***
Bizlere bu ağır koşulları dayatan patronlara karşı durabilen öncü arkadaşımız ve temsilcimiz sevgili Tekin yoldaşımız 17 Nisan’da iş yerinden uzaklaştırıldı. Bu uzaklaştırmayı, aynı zamanda biz işçilere yapılmış bir darbe olarak algılamak gerekiyor. Yapılmak istenen açıkça belliydi: Bizlere göz dağı vermek, korkuyu daha da büyütmek... Kendini bilmez patronlarımız da biliyorlar, Tekin yoldaşımızı büyük bir oy çoğunluğu ile temsilci seçtiğimizi. Hiç de küçümsenmeyecek bir taban örgütlülüğümüz de var. Patronları korkutan da bu örgütlü gücümüzdü. İşçilerin örgütlü olmadan kendilerini savunamayacağını bilen kapitalist şirketin yöneticileri, “öncü olanı iş yerinden uzaklaştırsak daha rahat sömürebiliriz” hesabıyla temsilci arkadaşımızı uzaklaştırdılar.
Temsilci arkadaşımızın uzaklaştırılmasıyla başlayan süreç halen devam ediyor. Ve biz havaalanı işçileri olarak, örgütlülüğümüzden de aldığımız güçle sevgili temsilcimiz Tekin yoldaşımızı büyük bir mücadele ruhuyla sahiplendik. İlk günden itibaren işi bırakıp temsilcilik bürosu önünde toplanıp temsilcimiz olmadan çalışmak istemediğimizi hep birlikte patronların yüzüne yüzüne haykırdık. Bu arada BİR-KAR’lı arkadaşların da büyük bir dayanışma göstererek süreci en iyi şekilde bizimle bugüne kadar birlikte yürütmüş olmalarını da biz havaalanı işçileri olarak çok önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Bu dört aylık zaman dilimine yayılan mücadeleye öncülük eden BİR-KAR birçok dayanışma etkinliği düzenleyerek biz işçileri temsilcimizle her daim bir araya getirerek dayanışma ve örgütlü güç olmanın önemini gösterdi. Bu süreç içerisinde bizler de öncü arkadaşımız Tekin'le hiç bağlantıyı koparmadık, günü birlik işyerinde yaşadığımız sorunları paylaştık. “İş yerinden uzaklaştırılmış olabilirsin, fakat biz işçilerden uzaklaştırılamazsın” diyerek kendisini büyük bir mücadele ruhuyla beklediğimizi dile getiriyoruz.
***
Sevgili Tekin yoldaşımızın uzaklaştırılmasıyla birlikte bir kez daha anladım ki, biz işçilerin gerçek anlamda işçi sınıfını temsil edebilecek dürüst ve onurlu duruş gösterebilecek temsilcilere ihtiyacı var. İnsan kaybedince daha iyi anlıyormuş. Meğer Tekin yoldaşımız bizim elimiz, kolumuz, gözümüz ve aldığımız nefesimiz olmuş. Biz işçileri en iyi şekilde patronun haksızlıklarına karşı anında müdahale ederek koruyup ve kolladığını, yokluğunda daha iyi fark ettik. Yokluğundaki boşluğu ve işçilerin üzerinde olumsuz etkisini, kendim dahil olmak üzere yaşayarak gördük.
Son dört aydır en çok duyduğum sorulardan biri şu oldu: “Tekin yoldaşımız ne zaman gelecek?” Artık öyle ki, “Tekinsiz olmaz” diyor işçi arkadaşlarımın gözlerindeki ifade. Ve bir işçi arkadaşın deyimiyle “biz Tekin yoldaşsız tek ayak üstünde kalmış” gibiyiz. Bu “tek ayak üstünde kalmak” sözü, Tekin yoldaşımızın biz işçilerin haklarını nasıl canı gönülden savunduğunu çok iyi anlatıyor. Bizleri iyi temsil etmesinin sonucu değil midir iş yerinden uzaklaştırılmış olması? İlk mahkemeyi kazanmasına rağmen “iş yerine giremez” yasağının devam ettirilmesi bundan değil midir? Bu tatil döneminde ikiye katlanan işleri daha az işçiye yaptırarak daha fazla kazanmak hesabıyla değil miydi bütün yapılanlar?
Mücadeleci temsilcimizi iş yerinden uzak tutarak kısmen de olsa istediklerini yapmış oldular. Ancak henüz her şey bitmiş değil.
Yazıma biraz ara vererek kantine doğru gidip bir kahve alayım dedim. Her gün karşılaştığımız sorular yine ve tekrar tekrar dile getiriliyor: “Temsilcimiz Tekin yoldaşımız ne zaman gelecek?” Evet ne zaman gelecek Tekin yoldaşımız?
Final duruşması pazartesi günü yapılacak. Bunu tüm işçi arkadaşlarımızla paylaşmış olduk. Büyük bir sabırsızlık ve heyecanla mahkeme gününü bekliyoruz. Tekin yoldaşın şahsında biz işçi sınıfına yapılan haksızlık çok büyük. Bu büyük haksızlığın karşısında umudumuzu büyüttük. Final duruşmasının yapılacağı gün, ilk duruşmada olduğu gibi birçok işçi arkadaşlarımızla birlikte orda hazır olacağız.
Biz Gate Gourmet (eski LSG) işçileri olarak diyoruz ki:
“İki sınıfın karşı karşıya geleceği karar gününe tüm devrimci ve duyarlı dostları, yoldaşları ve ayrıca bu haksız sürece karşı verilen mücadeleye büyük emek veren yereldeki BİR-KAR'lı arkadaşları bekliyoruz.”
İşçi arkadaşlarıma:
Öncelikle temsilcimiz Tekin’e ve onun şahsında biz işçilere yapılan haksızlığı kabul etmedik, etmiyoruz!
Kendini bilmez patronlarımız, bizi öncüsüz bırakıp sindirebileceklerini hayal etseler de bu öyle olmadı, olmayacak!
Haklarımızdan vazgeçmiyoruz! Hele ki onurlu bir emek mücadelesi yürüten Tekin yoldaşımızdan hiç ama hiç vazgeçmiyoruz!
Hep bir ağızdan final türküsü söyleyerek, pazartesi günü yapılacak karar duruşmasına hep birlikte katılalım, Tekin yoldaşımızın yanında olalım.
Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!
Adres: Gutleut str.130, Frankfurt am Main
Tarih: 28. Ağustos Pazartesi
Saat: 10.00
Gate Gourmet’ten bir işçi