ABD-AB emperyalistlerinin desteğindeki İsrail rejiminin Gazze’ye yönelik soykırım saldırısı devam ederken, işgalci siyonist ordu ile toprak hırsızı Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria’da işlediği cinayetlere de her gün yenileri ekleniyor. Son bir yılda 240’a yakın Filistinlinin katledildiği Batı Şeria’da güya hakim olan Mahmud Abbas liderliğindeki yönetim, olayları acz içinde izlemenin ötesinde bir şey yapamıyor.
İsrail ordusu ile aşırı dinci-ırkçı Yahudi yerleşimcilerin pervasız saldırıları geçtiğimiz yılın ilk günlerinde başlamış, 7 Ekim’den sonra ise vahşi boyutlara ulaşmıştır. İşgalci ordu ile toprak hırsızı yerleşimcilere karşı Filistin halkı direnirken, Abbas liderliğinki yönetim bir şey yapmadığı gibi, kimi zaman direnişçileri hedef alan icraatlara bile başvurdu. Bu rezaletlere imza atan Filistin yönetiminin Başbakanı Muhammed Iştiyye, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde düzenlenen hükümetin haftalık toplantısında yaptığı konuşmada istifa ettiğini duyurdu.
Filistin “Devlet Başkanı” Abbas'a istifasını sunduğunu belirten Iştiyye, istifa kararını 20 Şubat Salı günü Abbas'a sözlü olarak ilettiğini söyledi.
Gazze Şeridi’ndeki gelişmeler bağlamında gelecek dönemde hükümet düzeyinde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Iştiyye, ulusal bir temele dayalı Filistin uzlaşmasını sağlayacak birlik müzakerelerine ve tüm Filistin topraklarını yönetecek geniş katılımlı birliğe ihtiyaç olduğunu vurguladı.
İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria ve Kudüs’te benzeri görülmemiş saldırılar yapmasının da istifa kararında etkili olduğuna işaret eden Iştiyye, “Bu karar, Filistin davası ve siyasi rejimimizin karşılaştığı benzeri görülmemiş şiddetli saldırıların yanı sıra Gazze’de halkımıza karşı uygulanan zorla aç bırakma, göçe zorlama gibi soykırım suçlarının gölgesinde alındı” dedi.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nı (UNRWA) tasfiye etme girişimlerinin devam ettiğine dikkat çeken Iştiyye’nin, “Filistin yönetiminin de siyasi rolünden uzaklaştırılarak idari bir araca dönüştürülmeye çalışıldığına” işaret ederek Filistinli güçlerin birliğinin önemine vurgu yapması dikkat çekicidir. Zira Mahmud Abbas liderliğindeki El Fetih yıllardan beri İsrail’le uzlaşan bir tutum sergileyerek direnişi tercih eden gruplara mesafeli durdu. Hem siyonist rejimle işbirliği yapan hem ABD’nin dayatmalarına boğun eğen Abbas yönetimi kendi kendini itibarsızlaştırdı.
Bu bağlamda Iştiyye’nin istifa edip diğer Filistinli örgütlerin birliğine vurgu yapması genelde olumlu karşılanıyor. Bir süre önce Filistinli örgütleri Moskova’ya davet eden Vladimir Putin yönetiminin taraflar arasındaki parçalanmanın sona erdirilmesi için çaba sarf edeceği belirtiliyor. Iştiyye’nin istifasının Moskova toplantısının öncesine denk düşmesi, iki olay arasında bir bağ olduğuna işaret ediyor.
Mahmud Abbas liderliğindeki yönetimin olaylar üzerindeki etkisi sıfıra yakındır. Filistin halkı nezdinde de pek bir itibarı kalmadı. Çünkü siyonistler Gazze’de soykırım yapıp Batı Şeria’da her gün cinayetler işlerken çaresizlik içinde izlemenin ötesine pek geçemedi. Iştiyye’nin istifası, Abbas yönetiminin Filistinli güçlerin birliğinden yana tutum alma isteğinin bir başlangıcı olabilir. Zira işgalci İsrail’in soykırım saldırısı altında olan Filistin halkını temsil etme iddiasındaki güçlerin birleşip işgale, ırkçı-siyonizme ve emperyalizme karşı her araçla direnmek dışında bir çıkış yolları bulunmuyor.