FARC: Hükümet yeniden savaş ve yıkım istiyor

Kolombiya'da FARC gerillalarının başkente yürüyüşü sürecinde, 61 yaşındaki Marcial Macías Alvarado ile Libardo Becerra adlı iki eski gerillanın öldürülmesiyle “barış” anlaşmasından bu yana katledilenlerin sayısı 236’ya ulaştı.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 09 Kasım 2020
  • 20:28

Kolombiya’da devletle yapılan “barış” anlaşmasından sonra silah bırakmış 2 bine yakın eski FARC gerillası bir haftalık süren yürüyüşün ardından, 3 Kasım Salı günü Kolombiya’nın başkentine Bogota’ya ulaştı. Eylem, eski gerillalara karşı düzenlenen suikastlara, devletin buna karşı önlem almamasına dikkat çekmek ve hükümetle görüşme yapmak için gerçekleştirildi. Yürüyüş süresince de saldırıya uğrayan eski gerillalardan ikisi daha paramiliter güçler tarafından katledildi.

FARC üyeleri başkent Bogota’da Birleş Milletler (BM) misyonu başkanı ile Küba ve Norveç büyükelçileri tarafından karşılandılar.

FARC’ın “silah bırakması ve sivil hayata dönmesi” için Küba’nın başkenti Havana’da yapılan görüşmelere Küba ve Danimarka da katılmış, 2016’da “barış” sağlanmış bu barışa Danimarka ve Küba garantörlük yapma sözü vermişlerdi. Silah bırakıp “sivil hayata” döndükten sonra devletin ve paramiliter güçlerin saldırıları sonucu 200’den fazla eski gerilla hayatını kaybetti. Katliamda ilk hedef alınan FARC’ın eski gerilla komutanları olmuştu. 

Ülkenin dört bir yanından yola çıkan 2 binden fazla FARC üyesi eski gerilla, kendilerine karşı işlenen cinayetlerin son bulması ve barış anlaşmasında verilen sözlere uyulmasını talep etmek için başkent Bogota'da buluştular. 

Bir haftalık yürüyüş sırasında 61 yaşındaki Marcial Macías Alvarado ile Libardo Becerra adlı iki eski gerilla paramiliter güçler tarafından katledildi. Her ikisi de 2016'da silahlarını bırakmış ve eski gerillaların “sivil hayata yeniden entegre olmaları” için kampanyalar yürütmüşlerdi.

Bu iki eski gerillanın öldürülmesiyle 2016'da imzalanan “barış” anlaşmasından bu yana katledilenlerin sayısı 236’ya ulaştı. 

Küba Büyükelçisi José Luis Ponce, FARC temsilcileriyle yaptığı görüşmede eski gerillalara yönelik şiddet, suikast, cinayet ve katliamları kınayarak “Bu anlaşmanın nasıl müzakere edildiğini görebildim. 236 kişi öldürülsün diye müzakere edilmedi. Bir tane bile olmaması için müzakere edildi. Sosyal adaletin ve barışın sağlanması için müzakere edildi. Ancak görünen tablo başka” diye tepki gösterdi.

Norveç Büyükelçisi John Petter Opdahl ise şunları ekledi: “Garantör ülkeler olarak, içinde bulunduğunuz bu durum bizi derinden sarsıyor. Bu barışa imza koyanlar olarak, özellikle eski gerilla komutanlarının güvenlik durumu gerçekten kabul edilemez ve 236'nızın öldürülmesine tanık olmak bizim için dayanılmaz bir durumdur.” 

Anlaşmanın müzakere edilen altı maddesinden biri, silah bırakmış gerillaların güvenliğinin sağlanmasını içeriyor. Silah bırakma karşılığında devlet gerillalara, güvenlik güçleri tarafından korunmalarını garanti etmişti. Oysa anlaşmadan kısa süre sonra cinayetler serisi başlatıldı. FARC, Devlet Başkanı Iván Duque ve hükümetini barış anlaşmasını sabote etmekle suçluyor.

FARC hala Parlamentoda temsil ediliyor. FARC Milletvekili Sergio Marín, “barış için özlem duyan insanların hayatlarını söndürerek, anlaşmayı bozmak, Kolombiya'yı savaş ve yıkıma sürüklemektir. Bunun başka hiçbir açıklaması olamaz” diyerek parlamentodan ayrılmak istediğini belirtti. 

FARC ve “barış” süreçleri

Kolombiya'da 50 yılı aşkın bir süre devlete karşı savaştıktan sonra “barış masasına” oturarak anlaşma imzalayan FARC legal siyasi partiye dönüşmüş ve ilk kez 2018’de parlamentoya girmişti.

Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, parlamentonun açılışında yaptığı konuşmada “eski gerillaların şimdi anayasaya bağlı olmalarından dolayı mutluluk duyduğunu” söylemişti. FARC, Senato ve Temsilciler Meclisi'nde beşer üye ile temsil ediliyordu. 

FARC’ın meclise girmesinden kısa bir süre sonra görevini devredecek olan Manuel Santos, yeni Devlet Başkanı Ivan Duque'ye barışı savunması çağrısında bulunarak, “bugün tarihimizde bir dönüm noktasına tanık oluyoruz” demişti.

‘Barış’ öncesi süreçte adı “Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri” olan FARC, adını “Devrimci Alternatif Ortak Güç” olarak değiştirmişti. FARC'ın kısaltması ise aynı kalmıştı. 

FARC lideri Ivan Marquez, meclise seçilmesine rağmen örgütün eski liderlerinden Jesus Santrich'in hala hapiste tutulmasına tepki göstererek açılış oturumuna katılmamıştı.

Yeni Devlet Başkanı Duque, haklarında soruşturma yürütülmeden, 260 bin kişinin öldüğü iç savaştan sorumlu tuttuğu eski gerillaların parlamentoya girmesine karşı çıkıyordu.

Duque'nin mensubu olduğu sağcı Demokratik Merkez Partisi'nin şefi ve eski Devlet Başkanlarından Alvaro Uribe’de, FARC'ın parlamentoya girmesine tepki göstermişti.

***

FARC 1960-1964 yıllarında “büyük toprak sahiplerinin baskı ve sömürüsüne son vermek, feodalizmi yıkmak ve nihai hedef sosyalizm” için bir köylü örgütü olarak ortaya çıkıyordu. Bir dönem savaşçı sayısı 18 bine kadar ulaşan örgüt, 45 milyon nüfuslu ülkenin neredeyse yüzde 40’ına hükmediyordu. 

FARC’ın kontrolündeki bölgelerde uluslararası tekellerin tarım alanlarını sömürmesine müsade edilmedi. ABD ve devletin iddialarının aksine, uyuşturucu mafyası ve paramiliter güçlerin de barınmasına göz yumulmadı.

‘80’li yıllara gelindiğinde FARC, kontrolündeki bölgelerde artık meşru ve ‘legal’ olarak algılanıyordu. Algı sürece de yansıdı. FARC o dönemde legal siyasi arayışlara girdi. Parlamenter siyasette var olmayı hedefine koydu.

O dönem Komünist Parti ile birleşen ve kendisine yakın ilerici kadrolar aracılığıyla 1985'te Yurtseverler Birliği’ni (Union Patriotica) kuran FARC’a, tam o dönemde Kolombiya hükümeti silah bırakma çağrısında bulundu. FARC ile devlet arasında gizli “barış görüşmeleri”nin ilk olarak o dönemde başladığı varsayılıyor. 

Ancak FARC'ın legalleşme girişimleri ve devletle kurulan gizli temaslar, seçimler yaklaştığı sırada Yurtseverler Birliği'ne karşı girişilen vahşi kitlesel katliamlar ve suikastlarla son buldu. Devlet destekli paramiliter güçler, yeni partinin adaylarını ve binlerce üyesini katlettiler. Öldürülenler arasında Yurtseverler Birliği'nin iki devlet başkanı adayı da vardı. 

Yurtseverler Birliği'nin 9 milletvekili, 70 belediye meclisi üyesi ve 11 belediye başkanı paramiliter faşist çeteler tarafından öldürüldü. Yurtseverler Birliği'nin dağıtıldığı bu süreçte 6 milyon insan köylerinden, yerlerinden yurtlarından edildi. FARC da parlamenter siyasal arayışlarına son vererek dağlara çekildi.

Yurtseverler Birliği deneyiminin trajik bir şekilde sonuçlanmasına rağmen FARC, 2016’da daha kötü koşullarda devletle yeniden “barış masasına” oturdu. Varılan anlaşma ile gerillalara silahlarını teslim etmelerine karşılık parlamentoda birkaç temsilci ve “yaşam güvencesi” verildi.

FARC arkasındaki kitle desteği ve on binlerce savaşçısı ile yarım asrı aşan bir süre boyunca Kolombiya tarihinin bir parçası oldu. Ne zaman ki çözümün mücadelede değil de “masada” olduğu kararını aldı ve silahlarını teslim etti, işte o zaman bugün varılan trajik sona doğru “talihsiz” adımlar da atılmış oldu.