Gerilla hareketlerinin geliştiği bütün ülkelerde kontr-gerillanın devlet aygıtında kapladığı alan da genişliyor. Çatışmalar uzayınca burjuva devletler giderek birer gangsterler çetesi gibi hareket etmeye başlıyorlar. Latin Amerika ülkelerinin çoğunda, Filipinler’de, 90’lı yıllar Türkiye’sinde benzer bir durum yaşandı.
Gerilla hareketinin yarım asır gibi uzun bir sürece yayıldığı Kolombiya’da kontralaşmanın en uç örneklerinden biri gerçekleşti. Devletle birlikte uyuşturucu çeteleri de kirli savaşın aktif tetikçiliğini yaptılar. Halen de yapıyorlar. Hatta BM, devleti aklama hesabıyla olsa gerek, cinayetlerin %80’inin uyuşturucu çeteleri tarafından işlendiğini iddia ediyor.
Gerilla hareketi FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) ile devlet arasındaki görüşmeler Küba’da gerçekleşmiş, uzun süren müzakerelerin ardından 24 Kasım 2016'da Kolombiya'nın başkenti Bogota'da anlaşma imzalanmıştı. Anlaşmanın ardından ‘yeni bir süreç’ başlamış, gerilla hareketi silah bırakıp legal alanlara çıkmıştı. Anlaşma gereği kontra çetelerin uç örnekleri törpülenmiş olsa da, bu kanlı/karanlık yapı varlığını sürdürdü. Nitekim “barış anlaşması” imzalandıktan sonra legal alana çıkan FARC’ın lider kadrosu tek tek öldürülmeye başladı. Onlarca üst düzey lider “faili meçhul” cinayetlere kurban gitti. Benzer şekilde El Salvador, Filipinler, Peru gibi ülkelerde de eski gerilla liderleri sürek avının kurbanı olmuştu.
Kolombiya’daki durum diğer ülkelerden de vahim. Çünkü bu ülkedeki kontra yapı ile uyuşturucu baronları halen seri cinayet işlemeye devam ediyorlar. Çetelerin suikastlerine ilişkin veriler, durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor.
Birleşmiş Milletler (BM), Kolombiya'da yılbaşından bu yana 33 eski FARC mensubunun öldürüldüğünü duyurmuş, “barış” anlaşmasının imzalanmasından bu yana geçen dört yılda ise ülkede 215 eski FARC savaşçısının suikast sonucu hayatını kaybettiğini ilan etmişti. Daha önce gerillanın korumasından yararlanan yerli toplulukların haklarını savunan halk liderleri de kontra çeteler tarafından katlediliyor.
Son bilgilere göre, Kolombiya’da sadece son 10 günde 20 eski militan ve yerli halk lideri, “kimliği belirsiz” kişilerce yapılan suikastlarla katledilmiştir.
Bu örnekler, burjuva devletin devrimcilere duyduğu kinin ne kadar derin olduğunu göstermesi açısından çarpıcıdır. Zira silah bırakan, legal alanda faaliyet gösteren FARC’ın lider kadroları/militanları hunharca ortadan kaldırılıyor. Yarım asır savaşmış bir örgütün, lider ve kadroları tek tek ortadan kaldırılırken, eli-kolu bağlı kalması ise trajiktir.