Çarşamba günü, “Modernleşmeyi İlerletmek ve Ortak Bir Geleceğe Sahip Üst Düzey Bir Çin-Afrika Topluluğu İnşa Etmek için El Ele Vermek” temalı üç günlük Çin-Afrika İşbirliği Forumu (FOCAC) zirvesi başladı. İşbirliği Forumu, 2000 yılından bu yana varlığını sürdürüyor ve her üç yılda bir gerçekleştiriliyor. Zirve, korona virüs salgınının sona ermesinden bu yana Pekin’de düzenlenen en büyük uluslararası ve en yüksek yabancı lider katılımlı etkinlik oldu. Batı dünyası Gazze Şeridi’ndeki soykırıma ve Ukrayna’daki emperyalist savaşa ya da ABD’deki seçim kampanyalarına odaklanırken, Pekin yönetimi büyük zirveye katılmak için Halk Cumhuriyeti’ne gelen 50 kadar Afrikalı lider için kırmızı halılar serdi.
Zirve, büyük emperyalist güçlerin Afrika’da nüfuz sahibi olmak için giderek daha fazla rekabet etmesine yol açan jeopolitik gerilimlerin arttığı bir dönemde gerçekleşiyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin, uzun yıllardır küresel güç ilişkilerini şekillendirmek istiyor, ekonomik ve jeopolitik olarak kendi çıkarlarının peşinde koşuyor. Haliyle bu bağlamda Afrika kıtasında da nüfuz sahibi olmak istiyor. Çin’in ticaret yollarını, satış pazarlarını ve hammaddeleri güvence altına almak, ekonomik ve siyasi nüfuz alanlarını genişletmek için Afrika’ya çok önem verdiğine şüphe yok. Nitekim Çin şimdiden Afrika’nın en önemli ve en büyük ticaret ortağıdır ve kıtanın altın, bakır, lityum ve nadir toprak elementleri gibi maden kaynaklarına erişmeyi hedeflemektedir.
Çin tarafından ortak bir geleceğe sahip olduğu iddia edilen Çin-Afrika topluluğunun, kazan-kazan işbirliğinin gücüyle gelişmekte olduğu ileri sürülüyor. Yirmi dört yıl önce FOCAC’ın “yeni bir yüzyılın şafağında doğduğunu” belirten Xi, iki tarafın önemli uluslararası ve bölgesel konularda yakın işbirliğini ve koordinasyonu sürdürdüğünü ve birlikte Küresel Güney'in sesini daha güçlü hale getirdiğini söyledi. 2,8 milyarlık Çin ve Afrika halkları bir arada olduğu sürece, “modernleşme yolunda birlikte yeni ve daha büyük başarılara imza atacaklarını” belirten Xi, “Küresel Güney’in modernleşme hamlesine öncülük edeceğimize ve insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir topluma” daha büyük katkılarda bulunacaklarına olan inancını dile getirdi.
Afrika ülkelerine milyarlarca dolarlık kredi sözü
Yıllar boyunca Afrika’daki büyük altyapı projelerine on milyarlarca dolar yatırım yapan Çin, Afrika kıtasındaki devletlere milyarlarca dolarlık yeni “yardımlarda” bulunmak istiyor. Forumun Büyük Halk Salonu’nda düzenlenen açılış töreninde yaptığı konuşmada Xi, Afrika ile ilişkileri “tarihin en iyi zamanı” diye tanımlayarak övdü. Çin’in Afrika ülkelerine 360 milyar Yuan (yaklaşık 45 milyar Euro) tutarında kredi vermek istediğini söyledi. Bunun, 210 milyar Yuan’ı kredilerden, 80 milyar Yuan’ı ise çeşitli yardımlardan aktarılacak. Geriye kalan 70 milyarlık kısım ise Çinli şirketler aracılığıyla yatırılacak. Xi, Afrika’dan yaklaşık 50 devlet ve hükümet başkanına, diğer alanların yanı sıra askeri, eğitim ve öğretim, ticaret, tarımsal kalkınma ve yenilenebilir enerji alanlarında ortaklıklar kuracağına söz verdi.
Ayrıca Afrika ülkeleriyle sanayi, tarım, altyapı, ticaret ve yatırım alanlarında iş birliğini derinleştireceğini ve “Afrika’ya en az bir milyon istihdam yaratacağını” vaat etti. Afrika ülkeleriyle askeri tatbikatlar yapmak, yeşil enerji projeleri inşa etmek veya Afrika’ya sağlık personeli göndermek gibi istekler de Xi’nin andığı konular arasındaydı. “Kilit işbirliği platformu” olarak tanımlanan Çin-Afrika İşbirliği Forumu aracılığıyla zaten “birlikte yollar, demiryolları, okullar, hastaneler ve özel ekonomik bölgeler inşa ettiklerini” belirten Xi, bu projelerin “pek çok insanın hayatını ve kaderini değiştirdiğini” iddia etti.
Çin’in Afrika üzerindeki nüfuzu güçleniyor
Pekin’in Afrika ülkelerine verdiği cömert krediler, tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması olan Kuşak ve Yol Girişimi’nin merkezi bir parçası olarak kabul ediliyor. Girişim, “Çin’in küresel hakimiyetini ilerletme nihai hedefini içeren bir plan” olarak görülüyor. Başkan Xi Jinping, Orta Asya üzerinden geçen kara yoluna ek olarak, Çin’den Avrupa’ya, Güneydoğu Asya üzerinden Doğu Afrika kıyılarına ve Süveyş Kanalı’na uzanan bir deniz yolu da kurmak istiyor. Sadece limanlar genişletilmiyor, aynı zamanda ana karada devasa projeler de finanse ediliyor. Afrika kıtasının iç kesimlerindeki pazarlar da yeni yollar ve demiryolu hatlarıyla yeni İpek Yolu’na bağlanmak isteniyor.
Afrika ülkelerine borç verenler arasında Avrupa’nın eski sömürgeci güçlerinden bazıları, ABD, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar ile son yıllarda Körfez ülkeleri de yer alıyor. Fakat Çin bunlar içinde ayrı bir yerde duruyor ve İpek Yolu Girişimi’nin Pekin’in Afrika üzerindeki nüfuzunu güçlendirmede merkezi bir rol oynadığı görülüyor. Zira İpek Yolu Girişimi, ticaret yolları boyunca uzanan küresel bir altyapı programından çok daha fazlasıdır. Esasen Çin, ekonomik ve siyasi nüfuz alanlarını genişletmek peşindedir. Son FOCAC zirvesinde Xi Jinping’in, kapsamlı bir önlem paketi sunmuş olması da bunun bir sonucudur. Yollara, limanlara, enerjiye ve altyapıya harcanan milyarlara ek olarak, vasıflı işçilerin teşvik edilecek olması ve araştırma enstitüleri ile ekolojik girişimler arasında işbirliği kurulması da bu ihtiyacın ürünüdür.
Çin’in verdiği bilgilere göre, Çin ile Afrika arasındaki ikili ticaret hacmi bu yılın ilk altı ayında neredeyse 152 milyar avroya denk geldi. Son yıllarda Çin hükümeti, altyapıyı genişletmek için 49 Afrika ülkesine 2000-2022 yılları arasında 170 milyar dolardan fazla borç verdi. Çin, Küresel Güney’deki, yani gelişmekte olan ya da yeni sanayileşen ülkelerdeki etkisini güvence altına almak istiyor. Asya-Afrika analisti olan Cobus Van Straaten, Afrika’yı “bunun anahtarı” olarak tanımlıyor. Afrika Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü analisti Jana de Kluiver ise, 193 BM üye ülkesinden 54’üne sahip olan Afrika’nın önemli bir jeopolitik oy gücüne sahip olduğunu ve bunun da bir ölçüde Çin’in lehine olduğunu söylüyor.
Batı’dan farklı, “başka bir seçenek”
Çinli uzmanlar, Çin modernleşmesinin Afrika’ya ve dünyaya Batı’dan farklı “başka bir seçenek” sunduğunu ve her ülkenin kendi koşullarına daha uygun bir yol bulmaya daha fazla önem verdiğini belirtiyor. Yanı sıra, “Dördüncü Sanayi Devrimi”ne ayak uydurmanın Afrika’nın kalkınması için hayati önem taşıdığına inanan Çinli yetkililer, Çin’in teknoloji transferi ve teknik işbirliği yoluyla Afrika’nın dijital ve teknolojik dönüşümünü ve kalkınmasını gerçekleştirmesine yardımcı olacağını söyledi. Salı günü Başkan Xi ile yapılan görüşmede Afrika ülkelerinin liderleri tek Çin ilkesine bağlılıklarını ve Çin’in önerdiği üç büyük girişim olan Küresel Kalkınma Girişimi, Küresel Güvenlik Girişimi ve Küresel Medeniyet Girişimi’ne desteklerini ifade ettiler.
Afrika Birliği (AU) Başkanı, dünyanın dört bir yanındaki insanlar arasında “barış ve kalkınma fırsatlarını” paylaşma bağlamında bu üç büyük girişimin Küresel Güney ülkeleri arasında birlik ve işbirliğini ve küresel yönetişim sisteminin “adaletini teşvik etmek için” kritik önem taşıdığını kaydetti. Çin en büyük gelişmekte olan ülkedir ve Afrika da en çok gelişmekte olan ülkenin bulunduğu kıtadır. Çinli yetkililer, iki taraf arasındaki işbirliğinin Küresel Güney kalkınmasının temelini oluşturduğunu savunuyorlar.