Afrika kıtasının batı bölümünde yer alan, denize kıyısı bulunmayan Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’da bir köye yapılan saldırıda en az yüz kişi öldürüldü. Tagesschau’da yer alan bilgilere göre “olayın arka planı ve katliamın arkasında kimlerin olduğu henüz bilinmiyor.” İkinci bir köyün de saldırıya uğradığı, orada da ölü ve yaralıların olduğu belirtiliyor.
Mali, Nijer, Benin, Togo, Gana ve Fildişi Sahili’ne komşu olan ülke 1960’a kadar Fransa’nın sömürgesi idi ve 1960 yılında bağımsızlığına kavuşarak Yukarı Volta adını aldı. 1960 yılında bağımsızlığını elde etmesine rağmen eski sömürgeci Fransa’nın nüfuzu 1983 yılına kadar devam etti.
1983’de, emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerin nüfuz hakimiyetine karşı Afrika’nın Che’si olarak bilinen Thomas Sankara önderliğinde bir “devrim”le ülkeye yeni bir rota çizildi ve ülkenin ismi Burkina Faso olarak değiştirildi. Burkina Faso’nun başına geçerek Devlet Başkanı olan Sankara Küba’yı kendilerine model olarak seçti.
Ülkenin ekonomik ve kültürel kalkınması için yürütülen çabalar, rüşvet, yolsuzluk, yokluk ve yoksulluğa karşı verdiği mücadele Sankara’ya uluslararası prestij kazandırdı. “Sosyalist bir devrimci” olduğunu söyleyen Sankara’nın kullandığı “Ya anavatan ya ölüm”, “Biz kazanacağız” gibi sloganlar, ülke sınırlarını aşarak, uluslararası üne kavuştu. Sankara “Planlı sosyalist bir ekonomik kalkınma programı” uygulayarak ülkeyi yoksulluktan kurtarmaya çalıştı.
Çok sayıda kadının da hükümet ve parlamentoda yer aldığı Sankara döneminde, kadın hakları konusunda çok önemli ileri adımlar atıldı. Sankara önderliğindeki yönetim kadın sünneti gibi orta çağ artığı töreleri yasakladı. Çok eşliliğe karşı çıktı ve doğum kontrolünün yaygınlaştırılmasına ön ayak oldu. O yıllarda Afrika kıtası için büyük tehdide dönüşen AIDS’e karşı kampanyaların başını çekti.
Çevre bilincine de sahip olan Sankara, sadece kendi ülkesinde değil, komşu ülkelerde ve kıtada çölleşmeye ve ormanların tahribine karşı kampanyalar yürüttü ve yürütülmesine yardımcı oldu.
Sankara, hükümet üyelerinin kullandığı lüks binek araçlarını satarak, bakanlara makam aracı olarak Renault 5 marka otomobiller tahsis edildi. Kabile şeflerinin emrinde angarya adam çalıştırmalara, haraç toplama gibi ayrıcalıklara son verildi.
Bundan rahatsız olan emperyalistler ve işbirlikçileri Sankara’ya karşı 5 Ekim 1987’de bir darbe düzenlediler. Çıkan çatışmada Sankara öldürüldü. Ardından ülkede emperyalist egemenlikle birlikte rüşvet ve yolsuzluk adım adım hakim hale geldi, yokluk ve yoksulluk yaygınlaştı.
Bağımsızlıktan sonra ve özellikle de Sankara döneminde dinin toplumsal yaşamda ayırt edici ya da belirleyici rolü neredeyse sıfıra indirilmiş olmasına rağmen, Sankara’dan sonra dini ayrılıklar kışkırtılarak, din ve dini gericilik körüklendi. Yüzde altmışı Müslüman olan ülkede Hıristiyan nüfus yüzde 23 civarında. Geri kalanlar başka inançlara sahipler.
Burkina Faso’da son dönemlerde komşu ülkeler, özellikle de Nijer ve Mali üzerinden Müslüman cihatçı terörist çeteler şeriatı ve kanunlarını hakim kılmak için köylere saldırarak katliamlar yapıyorlar.
Burkina Faso’nun Sahel eyaletini, komşu ülke Mali üzerinden terörize eden İslamcı cihatçı gruplar 2015’ten bu yana en az 1.300 kişiyi katletti. Milyonlarca insan yerinden yurdundan edilerek mültecileştirildi.
İçinde kadın, yaşlı ve çocukların da olduğu yüzden fazla kişinin hayatına mal olan son iki katliam da bu kıyımın bir devamıdır. Her ne kadar bu iki saldırının “arka planında kimler var bilinmiyor” dense de görünen köye kılavuz gerekmiyor.