ABD Senatosu, Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’na dayanarak, Kuzey Akım 2 projesine katılan şirketlere ekonomik ve finansal yaptırım kararı almıştı. Yaptırım kararı, “Rus doğalgazına daha fazla bağımlı hale gelmenin AB ülkeleri üzerindeki politik baskıyı artıracağı” iddiasına dayandırılmıştı.
Alman-Rus Baltık Denizi Gaz boru hattı Kuzey Akım 2’ye yönelik yaptırım tehditlerinin etkili olmaya başladığı ileri sürülüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kongre’ye sunduğu bir rapora göre, yaptırım tehdidinin ardından en az 18 Avrupalı şirketinprojeye katılımlarını sona erdirdiği veya çekilme sözü verdiği öne sürüldü. İddiaya göre, Mannheim’dan endüstriyel hizmet sağlayıcısı Bilfinger ve Münih Re sigortacısı Munich Re Syndicate Limited gibi şirketler de çekilme sözü verenler arasında yer alıyor.
Donald Trump, yaptırım kararını başkanlığı bitmek üzereyken almıştı. Buna rağmen 1.200 kilometre uzunluğundaki boru hattının yapımı ve sertifikalandırılmasıyla uğraşan şirketlerden sadece Fortuna gemisini işleten Rus şirketi KVT-RUS’a yaptırım uygulandı.
Almanya projenin arkasında
Yaptırımın sadece bir Rus firmasına uygulanması Cumhuriyetçileri rahatsız etmiş görünüyor. Joe Biden’ı hedef alan Senatör Ted Cruz şu açıklamayı yaptı:
"Biden yönetimi, Amerikan ulusal güvenliği ve Avrupalı müttefiklerimizin enerji güvenliği açısından feci sonuçlar doğuracak şekilde boru hattının tamamlanmasına izin vermeye hazır olduğunun sinyalini veriyor.”
Biden yönetiminin Kongre’ye sunduğu rapora göre, Kuzey Akım 2’ye katılımını sonlandıran veya sona erdiren şirketlerin çoğu sigorta gruplarından oluşuyor. Bu şirketlerin çoğu Birleşik Krallık merkezlidir. ABD Dışişleri Bakanlığı’na göre, İsviçre Zürih Sigorta Grubu ve Paris merkezli Axa Grubu da Kuzey Akımı 2’deki çalışmalarını sona erdirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından imzalanan raporda, Almanya’nın tutumuna da değiniliyor ve Alman hükümetinin “hala Kuzey Akım 2 projesinin tamamen arkasında olduğu” belirtiliyor. Bunun gerekli bir ekonomik proje olduğunu savunan Alman hükümeti ise, ABD yaptırımlarını Almanya ile AB’nin egemenliğine yönelik bir saldırı olarak görüyor ve kesin bir şekilde reddediyor. Buna karşın ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, dün yaptığı açıklamada, çok sayıda şirketin projeden çekilmesinin Amerikan baskısının işe yaradığını gösterdiğini savundu ve yaptırım tehditlerini tekrarladı.
ABD kendi çıkarlarının peşinde
AB’deki ortaklarının Rusya ile işbirliğini geliştirmesinden korkan ABD, Baltık Denizi boru hattı projesini sabote etmek istiyor. 2019’un sonunda, ABD’nin boruları döşeyen özel gemilere karşı ilk yaptırım yasası çıkarmasının ardından, boru hattındaki inşaat çalışmaları tamamlanmadan durdurulmuştu.
Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, Kuzey Akım 2’de Rusya parlamento seçimlerine kadar inşaatın dondurulmasını önerdi. Vilnius Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ‘‘Vladimir Putin’e bu sonbaharda muhalefetin katılımıyla özgür bir Devlet Duma seçimi yapma fırsatı verelim. O zamana kadar Kuzey Akım 2 boru hattını durduralım‘“ dedi. ABD ve bazı AB ülkeleri gibi Litvanya da boru hattına karşı çıkıyor.
Kuzey Akım 2 projesini sabote etme çabasının gerisinde ABD’nin kendi gazını Avrupa’ya satma isteğinin olduğu iddia ediliyor. Böyle bir neden olsa bile, hegemon bir güç olarak zayıflayan ABD’yi asıl rahatsız eden şey, genelde AB’nin özelde Almanya’nın Rusya ile işbirliğini geliştirmesidir.