AB'nin "Stratejik Pusula"sı: Militarist histeriye "Rusya bahanesi"

"Stratejik Pusula"nın Avrupa halkları nezdinde meşruluk kazandırma telaşı olduğu anlaşılıyor. Zira bu "pusula" daha çok silahlanma, daha çok militarizm, daha çok ırkçılık demektir.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 22 Mart 2022
  • 08:00

AB ülkelerinin dışişleri ve savunma bakanları Belçika’nın başkenti Brüksel’de toplandılar. Toplantıdan çıkacak sonuçlar muhtemelen bugün netleşecek. Ancak toplantı öncesi yapılan açıklamalar çıkacak sonuç hakkında fikir veriyor. Yapılan açıklamalar ve estirilen zehirli hava, toplantının silahlanma ve militarist kurumları tahkim etmek için düzenlendiğini anlatıyor.

“Stratejik Pusula”nın kabul edilmesi bekleniyor

Toplantı öncesince bir açıklama yapan Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “AB’nin yeni savunma ve güvenlik doktrini” olarak nitelendirilen “Stratejik Pusula” belgesinin üye ülke dışişleri ve savunma bakanları tarafından kabul edilmesini umut ettiğini söyledi.

Savaş gerçeği ile karşı karşıya bulunduklarını iddia eden Borrell, AB’ye üye ülkelerin askeri yetkinliklerini koordineli bir şekilde artırmak zorunda olduklarını savundu. Hazırlanan güvenlik konseptinin Ukrayna savaşına verilen yanıtın bir parçası olduğunu vurgulayan Borrell, “Askeri olarak daha güçlü olmak için çalışacağız” dedi.

AB şefinin açıklamaları toplantının amacını özetliyor. Burada Ukrayna savaşına yapılan atıflar, Rusya’ya ve lideri Putin’e yöneltilen suçlamalar ise, işin bahanesi oluyor. Zira AB şeflerinin silahlanma ve militarizmi tahkim etme pusulası çoktan hazır bekliyordu. Pervasız adımlar atmak için Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını bulunmaz fırsat saydılar. Almanya başta olmak üzere AB emperyalistlerinin agresif bir silahlanma ve militarizmi tahkim etme adımlarını jet hızıyla atmaları, bu konuda çoktan beri hazırlıklı olduklarını gözler önüne seriyor.

Histerik Rusya karşıtlığı silahlanmanın kılıfıdır

Toplantı öncesinde yapılan açıklamalarda Rusya/Putin karşıtlığı tavan yaptı:

“Rusya savaş suçu işliyor, hastaneleri tiyatro salonlarını bombalıyor, sivilleri hedef alıyor, kentleri yıkıyor, sivil altyapıyı hedef alıyor vb…”

Güya bundan ötürü “Ukrayna’ya daha çok silah ve para, Rusya’ya daha çok yaptırım ve izolasyon” yönünde açıklamalar yapıldı. Sivillerin gördüğü zarara yapılan vurgu, AB şeflerinin riyakarlığının nişanesidir. Zira AB, ABD emperyalizmi ve NATO tarafından halklara karşı işlenen insanlık suçlarının neredeyse tümüne ortaktırlar: Afganistan’da, Irak’ta, eski Yugoslavya’da, Libya’da, Suriye’de, Yemen’de ve birçok Afrika ülkesinde... Yani AB şefleri, savaşın ağır faturasını ödeyen Ukraynalı sivillerin acılarına timsah gözyaşları döküyorlar. İzledikleri Ukrayna politikası bu savaşın patlak vermesinde rol oynadığı gibi, şimdi de savaşı uzatacak bir politika izleyerek, Ukrayna halklarının daha da ağır bir yıkımla karşı karşıya kalmalarına neden oluyorlar. Onlar için esas mesele, silahlanma yarışını hızlandırıp militarist kurumları tahkim etmektir.

AB ülkelerinin ekonomisi şimdiden sıkışırken, akaryakıt başta olmak üzere hemen her şeyin fiyatı yükselirken, yağ, şeker, un gibi temel tüketim maddelerinin emperyalist kıtada yeterince bulunmaması uzun yıllardan sonra tekrar yaşanırken, Rusya karşıtı histerinin doruğa çıkartılması tesadüf olabilir mi?

AB üyesi ülkelerde yoksulluk artıyor. Şimdiden zam protestoları başladı. Savaşın uzamasından kaygılı oldukları izlenen Macron’la Scholz Putin’le diyalogu sürdürüyor… Hal böyleyken Rusya karşıtlığında çıtanın yükseltilmesinin ‘olağan’ koşullarda mantıklı bir gerekçesi olamaz. Zira şimdiki durumun uzaması AB ülkelerinin tümü için ağır ekonomik-sosyal faturalar yaratacaktır. Elbette bunu AB şefleri de çok iyi biliyorlar.

Bu tablo ışığında Brüksel’den yansıyan Rusya karşıtı histeriye bakınca, esas meselenin “Stratejik Pusula” dedikleri şeye Avrupa halkları nezdinde meşruluk kazandırma telaşı olduğu anlaşılıyor. Zira bu ‘pusula’ daha çok silahlanma, daha çok militarizm, daha çok ırkçılık demektir. Bunun işçi ve emekçilere yansıması ise, şimdiden hissedildiği gibi daha çok yoksulluk, daha çok sefalet olacaktır.

Görünen o ki, gözü dönmüş AB şeflerinin çok aceleleri var. Ukrayna’da savaş bitmeden silahlanma ve militarizm katarını harekete geçirmek istiyorlar. Bu ise emperyalist güçler arası hegemonya savaşının giderek daha tehlikeli bir sürece gireceğine işaret ediyor. Bu histerinin önünü ancak Avrupa işçi sınıfı ile emekçilerinin silahlanma, militarizm ve emperyalist savaş karşıtı direnişi kesebilir.