Gelin Türkiye’nin kamu borçları sorununu Aralık 2021 Aylık Kamu Borç Yönetimi Raporu’ndan izleyelim.
Kamu borçlarının toplamı 2.708 milyar TL. Bunun 1.391 milyar TL’si dış borç. Yani yüzde 51,4’i döviz bazında ödenecek.
Kaldı mı, 1.317 milyar TL iç borç. Bunun da 396 milyar TL’si döviz cinsinden iç borç. Aslında döviz cinsi iç borçlar 12.600 milyar doları ABD doları, 8.809 milyar doları avro, 9.799 milyar doları altın ağırlıklı olmak üzere 31.208 milyar dolar.
Bu borç 13,54 dolar kuru üzerinden 422.5 milyar TL, yani daha fazla ediyor. Ancak hesaplarda tutarlılık açısından 396 milyar TL üzerinden devam edelim.
Kaldı geriye 921 milyar TL. Bunun 286 milyar TL’si Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) endeksli.
Kaldı geriye 634,9 milyar TL. Onun da 204 milyar TL’si değişken faizli. Yani faizleri piyasadaki faiz oranına göre değişen veya faiz ödemesi iskontolu tahviller olmak üzere.
Kala kala kaldı 431 milyar TL’lik sabit faizli TL cinsi borç. Bu da toplam borçların ancak yüzde 15,9’una denk geliyor.
Riskler çok yüksek
Peki, geri kalan yüzde 84,1’i neden çok riskli?
Çünkü döviz cinsi borçların maliyeti kurlar arttıkça haliyle yükseliyor. TÜFE’ye endeksli tahviller özellikle iç borçların yüzde 90,5’ini elinde tutan banka ağırlıklı finansal kuruluşlar tarafından tercih ediliyor. TÜFE’nin 2022’nin ilk aylarında yüzde 50’yi geçmesinin beklendiği düşünülürse, kamu borçlarının bu türünün de maliyeti iyice sıçrayacak.
Bu arada, bireysel yatırımlar kamu iç borçlanma senetlerinin 14,4 milyar TL ile sadece yüzde 1,06’sını ellerinde tutuyorlar. Yabancı payı da 54,4 milyar TL ile yüzde 4,04’e gerilemiş durumda. Değişken faizli borçların maliyeti de Merkez Bankası faizleri indirdikçe aksine artıyor. 5 yıllık tahvillerin faiz oranı en son yüzde 24,12 idi. Hazine’nin kendi verilerine göre, politika faizinin yüzde 19 olduğu Mayıs 2021’de aylık ortalama borçlanma maliyeti yüzde 11,3 iken, Kasım 2021’de bu maliyet yüzde 19,4’e fırladı.
Faiz hedefi tutmayacak
2022 bütçesinde faiz ödemeleri için 240,4 milyar TL öngörüldü. Bu rakamın tutturulması olanaklı görünmüyor. Gelin şöyle bir hesap yapalım. 920 milyarlık TL cinsinden borcun yüzde 24’ten faiz ödemesi zaten 220,8 milyar TL olur. 109,7 milyar dolar dış borcun 2022’de ödenecek faizi 5,1 milyar dolar. Orantılayarak döviz cinsi iç borçlara da 1,5 milyar dolar faiz ödemesi koyarsak, toplam 6,6 milyar dolar faizin iyimser bir hesapla 15 TL ortalama döviz kurundan maliyeti 99 milyar TL’ye çıkar.
Toplam faiz maliyeti de 320 milyar TL’ye sıçrar.
Çeşitli ek yükümlülükler
Enflasyonun, faizlerin, dövizin mevcut seyri göz önüne alınırsa bu hesaplamalarımız hâlâ fazlaca iyimser kalabilir. Bunların üzerine 7,8 milyar doları ABD doları, 7 milyar doları avro ağırlıklı, 15,2 milyar dolar Hazine garantili dış borçları; 3,3 milyar dolar Hazine garantisi kapsamındaki sağlanan kredileri Avrasya Tüneli, Kuzey Marmara Otoyolu gibi 7 projeyi içeren 17,2 milyar dolarlık borç üstlenimine tabi kredi anlaşmalarını eklersek kamunun yükümlülükleri daha da ağırlaşıyor.
Hazine garantilerinin uygulandığı diğer bir alan da Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleridir. 123 projeyle en yaygın rastlanan Yap-İşlet-Devret modelini, 111 projeyle işletme hakkı devri, 18 projeyle Yap-Kirala-Devret ve 5 projeyle Yap-İşlet modelleri izliyor. KÖİ projelerinde 27,4 milyar dolarlık karayolu, 20,5 milyar dolarlık havaalanı inşaatı, 19,8 milyar dolarlık enerji sektörü yatırımı vardır. Yap-Kirala-Devret modeliyle ise 11,6 milyar dolarlık sağlık projesi finanse edilmiştir. İşletme hakkı devri modeline gelince ise 57,8 milyar dolar havaalanı, 20 milyar dolar enerji, 2,9 milyar dolar liman, 2,8 milyar dolar yat limanı projesi bu kategoride yer alıyor. Daha küçük projelerin de katılmasıyla 165 milyar dolarlık bir KÖİ portföyü bulunduğu anlaşılıyor.
Tüm bu risklere yeni eklenen bir boyut da kur korumalı mevduat ve dövizden-altından dönüşümlü TL mevduattır. TL’nin döviz karşısında değer kaybının baz alınan faiz oranını aşması halinde, vergi yükümlüsü sade yurttaşın cebinden Hazine-Merkez Bankası üzerinden yeni yükümlülükler doğuracaktır.
Yük yurttaşın sırtında
Tablo gerçekten çok karışık. Döviz borçları, TÜFE’ye endeksli borçlar, değişken faizli borçlar, Hazine garantili borçlar, KÖİ projeleri yükümlülükleri, Kur Korumalı Mevduat diye gidiyor… Ancak işin özü, yani AKP Başkanlık rejiminin karmaşık yöntemlerle, rantiyelere, sermaye kesimine, dış aleme yurttaşın sırtından garantiler, güvenceler sağladığı gerçeği değişmiyor.
Kaynak: BirGün