Net hata ve noksan ekonomisi- Hayri Kozanoğlu

39,8 milyar dolarlık cari açık ortaya çıkmış. Bu açığın finansmanında ana unsurun 28,3 milyar doları bulan net hata ve noksan kalemi olduğu görülüyor. Cari açığın yüzde 71,3’ü net hata ve noksan ile karşılanmış.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 18 Ekim 2022
  • 10:15

Ağustos ayı cari açığı 3,1 milyar dolar olarak açıklandı. Turizm gelirlerinin en yüksek seyrettiği bir ayda dahi böyle bir açık verilmesi, hele ekonomi yönetiminin “enflasyonu unutun, cari fazlaya bakın” mealinde demeçler verdiği bir yılda, böyle bir tabloyla karşılaşılması manidar. Zaten verilerin ayrıntılarına girdiğimizde de daha garip bir manzara önümüze çıkıyor.

İsterseniz ödemeler dengesi istatistiklerini zaman zaman yaptığımız gibi 10 maddede mercek altına alalım:

1. İhracatta rekorlar müjdeleri arasında, ihracat sınırlı bir artış gösterirken ithalat faturası çok daha hızlı kabarıyor. Böylelikle yılın ilk 8 ayında dış ticaret açığı 59,8 milyar doları bulmuş durumda. Yılsonunda 100 milyar doları aşması kaçınılmaz görünüyor.

2. Yine geçtiğimiz hafta dış ticaret endeksleri verileri de paylaşıldı. Buradan ihraç ürünlerini göreceli ucuza satarken, ithal ürünlerini pahalıya aldığımız görülüyor. İhracatta bir birimi küresel enflasyonun da altında, yüzde 5,9 pahalıya satarken, ithalatta bir birimi yüzde 26 daha yüksek maliyetle alıyoruz. Miktar bazında da yüzde 6,8 daha fazla ihracat yaparken, yüzde 11,5 daha fazla ithal ediyoruz. Böylece teknik tabiriyle dış ticaret hadleri aleyhimize gelişiyor, dış ticaret açığı artıyor.

3. Dış ticaretin bunca yüksek açık vermesinin kabahati dünya enerji fiyatlarının yüksek seyrine bağlanıyor. Doğru, ithalatımızda yakıt fiyatlarının yüzde 160 arttığı görülüyor. Ancak TÜİK’e göre, enerjiyi çıkaralım, hadi altın ithalatını da düşelim Ağustos ayında yine 1,8 milyar dolar dış ticaret açığı verilmiş. Enerji ve altın hariç ithalat yüzde 16,6 artarak, 21,5 milyar dolara yükselmiş. Anlaşılan kurun daha da sıçraması korkusu, şirketlerin döviz tutmasına getirilen kısıtlamalar ithalatın öne çekilmesine neden olmuş.

*

4. 2022’nin ilk 8 ayında 39,8 milyar dolarlık cari açık ortaya çıkmış. Bu açığın finansmanında ana unsurun 28,3 milyar doları bulan net hata ve noksan kalemi olduğu görülüyor. Diğer bir ifadeyle, cari açığın yüzde 71,3’ü net hata ve noksan ile karşılanmış. Sırf Ağustos ayında 3,1 milyar dolar cari açığa karşı net hata ve noksan kaynaklı döviz girişi 4 milyar dolar olmuş. Bu bir bakiye kalemi. Tüm kayıtlı işlemleri döküyorsunuz, geriye göz önüne alınmayan döviz giriş/çıkışlarından dengeleyici bir artık kalıyor. Ancak bunun sürekli büyük montanlı pozitif bakiye vermesi normal değil. Körfez monarşilerinden veya Rus oligarklarından gelen kayıt dışı paralar, turizm harcamalarının olduğundan düşük öngörülmesi, ihracatçıların dövizlerine el konulması nedeniyle ihracat bedellerinin düşük gösterip açıktan döviz getirmeleri gibi olasılıklar söz konusu.

5. Cari açığın finansmanı için bu dönemde 14,3 milyar dolar net finansman sağlanmış. Böylelikle Merkez Bankası brüt rezervleri 2,9 milyar dolar artmış. Gelgelelim yılın ilk 7 ayında rezervlerde 7,9 milyar dolar erime gözlenirken, birden bire ağustos ayında 10,8 milyar dolar rezerv sıçraması ortaya çıkmış. Bunun önemli bir kısmının Akkuyu Nükleer Santralı’na ilişkin Rus atom firması tarafından yapılan ödeme olduğu tahmin ediliyor.

6. Ödemeler dengesi finansmanında en istikrarlı kalemin doğrudan yatırımlar olduğu düşünülür. 2021’in ilk 8 ayında 8,4 milyar dolarlık doğrudan yatırım bu yılın aynı döneminde 6,8 milyar dolara inmiş. Buna karşın gayrimenkul alımları 3,4 milyar dolardan 4,3 milyar dolara yükselmiş. Net doğrudan yatırımlar yurtdışına yapılan yatırımlar da dahil edilirse 3,6 milyar dolara kadar düşüyor. Demek ki Türkiye konut alımları bir yana bırakılırsa net sermaye ihracatçısı haline gelmiş.

7. Ağustos, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’yi ‘borsaya 13,6 milyar TL yabancı girişi var’ diye sevindiren dönem. Gerçekten hisse senetlerine 761 milyon dolar, borç senetlerine 25 milyon dolar giriş kaydedilmiş. Ne var ki, yılbaşından ağustosa kadar hisse senetlerinden 2,8, tahvillerden 4 milyar dolar çıkış olmuş. Eylül ayında da çıkışlar devam etmiş. En son yayımlanan 7 Ekim 2022 tarihli istatistiklere göre borsadaki yabancı varlığı 19,4, tahvillerdeki 1,2 milyar dolara kadar inmiş. Nam-ı diğer sıcak para da Türkiye’yi terk etmeyi sürdürmüş.

8. Ağustos ayında net turizm gelirleri 5,1 milyar dolarla rekor bir düzeye ulaştı. Yılın ilk 8 ayında ise 19,5 milyar dolar düzeyi yakalandı. TÜİK’e göre ilk 8 ayda 28,1 milyon turist gelip, 22 milyar dolar harcamış. Giderek kişi başına harcamanın düşmesi dikkat çekiyor. Dünyada ortalama enflasyonun yüzde 8,8 olduğu bir dönemde aksine artması beklenirdi. Üstelik altın ithalatındaki sıçrama, mücevher ihracatının yanı sıra turistlerin altın takı alımlarının da arttığına, böylece turizmdeki katma değeri daha aşağı çekme olasılığına dikkat çekiyor

9. Kredilere gelince, yılın ilk 8 aylık döneminde bankalar 3 milyar dolar net kredi ödemesi gerçekleştirirken reel sektörün 8,5 milyar dolar kredi kullanması dikkati çekti. Bankacılıkta böylelikle borç çevirme oranı yüzde 91’e kadar düştü. Reel sektörün uzun süreli borçlanmasının yine Körfez-Rusya kaynaklı kamu kuruluşlarına yönelik krediler kaynaklı olduğu tahmin edilebilir.

10. Eylül başında açıklanan Orta Vadeli Program’da cari açık 47,3 milyar dolar öngörülüyor. Ancak mevcut eğilim 2022 sonunda 55 milyar doların üzerinde bir açığa işaret ediyor. Turizm gelirlerinin de mevsim itibarıyla zayıflamasıyla aylık cari açığın 4 milyar doların üzerine çıkması beklenmeli. Yılsonuna kadar 431 milyar lira bütçe açığı tahmin edilmesi, seçim ekonomisinin başlayacak olması da cari açığın artacağının belirtileri.

Hiç de kolay değil

RTE’nin genel stratejisi 2023 seçimlerine kadar, sonraki maliyeti ne olursa olsun arabayı devirmeden gidebilmek. Ancak ikiz açık tabir edilen böyle yüksek bir iç açık ile dış açığın üstelik de ivmesini kaybetmeyen enflasyon ortamında yönetilebilmesi hiç de kolay görünmüyor. Aslında “net hata ve noksan” ifadesi sadece ödemeler dengesi finansmanını değil, sanki tüm Türkiye ekonomisinin hal-i pürmelalini anlatıyor…

BirGün / 18.10.22