Petrol fiyatlarındaki artış gözleri 1 Haziran’daki OPEC+ toplantısına çevirdi. OPEC üyeleri ve OPEC dışından Rusya başta olmak üzere Azerbaycan ve Kazakistan gibi üreticilerin bakanlarının katıldığı toplantı kararı uyarınca OPEC+ haziran 350 bin, temmuzda 441 bin varil üretim artışı yapacak. Yani OPEC+ Temmuz ayıyla beraber piyasaya yaklaşık 100 bin varil ekstra petrol pompalayacak.
Petrolü bu hafta gündemde tutan bir diğer gelişme de OPEC üyesi devletlerden Libya’nın açıklamasıydı. Libya hükümeti, ülkelerinde etkin biçimde çalışan İtalyan şirketi ENİ’yi en önemli ortakları olarak gördüklerini ve İtalyan şirketlerinin ayrıcalıklı olduğunu ifade etti. Bu açıklamayla Trablus, Türkiye başta olmak üzere Libya’daki diğer aktörlere sınırlı ortaklıktan öte bir yol kalmadığını da söylemiş oldu.
Petrol şirketleri Libya’ya akın ediyor
Libya, 48 milyar varillik petrol rezerviyle dünyadaki petrol kaynaklarının yüzde 3’üne sahip. Ham petrole ulaşma masrafının zemin yapısı ve kaynağın bulunduğu derinlik açısından düşük olması, Libya’yı üreticiler acısından cazip bir merkez kılıyor. Bunun yanında Libya petrolünün düşük sülfürlü olması (crude sweet), özellikle Avrupa pazarında bu petrole olan rağbeti artırıyor.
Tüketicilerin Libya petrolleri dahil, düşük sülfürlü petrole yönelmesinin maliyet ve zaman açısından geçerli sebepleri var. Sülfür petrol üreticileri ve piyasa açısından "ne kadar düşük o kadar iyi" diye ele alınan bir madde. Düşük sülfür içeren petrolün hem ayrıştırma hem damıtmada maliyeti düşük. Buysa petrolün dizel ve benzine daha kolay çevrilebilmesini sağlıyor.
Libya petrollerinin kalitesi ile rezerv oranı, 2011’de Muammer Kaddafi’nin iktidardan devrilmesi sonrasında ülkenin uluslararası petrol şirketlerinin akınına uğramasına neden oldu. Hali hazırda Libya’da faaliyet gösteren bazı şirketler şu şekilde: İtalya-ENİ, Fransa-Total, Rusya-Gazprom, Brezilya-Petrobras, ABD-Exxon, İngiltere-BP, Çin-Sanbus, İspanya-Repsol. Ancak Trablus’a göre eşitler arasındaki birinci İtalyan ENİ.
Neden ENİ?
1953’te devlet eliyle kurulan ENİ, İtalya’nın en önemli enerji şirketlerinden. Bugün de altın hissesi (yüzde 30) İtalyan devletine ait. Küresel düzeyde Mısır’dan Venezula’ya kadar 44 ülkede proje yürüten ENİ’nin aktif olduğu adreslerden biri de Libya. Şirketin Libya’da keşif ve üretim alanını kapsayan 11 lisansı bulunuyor. Üstelik ENİ yalnızca petrol değil, doğal gaz için de Libya ile iş birliği yapıyor. Son üretim verileri incelendiğinde ENİ’nin Libya petrollerinin 3’te 1’ini kontrol ettiği görülüyor. Bir başka anlatımla Libya menşeli üç varil petrolden en az birinde ENİ damgası var.
ENİ’nin bölgedeki varlığı ve ona verilen önem, İtalya’nın Libya’ya dönük politikasıyla yakından ilişkili. Uzun dönem İtalyan sömürgesi olan Libya, bağımsızlık sonrasında İtalya ve İtalyan şirketleriyle bağlantıları sürdü. 2008-2009 arasında iki devlet arasındaki ilişkilerin yoğunlaşmasıyla İtalya, Libya halkından "geçmişte yaşananlar için" özür diledi. Ancak bu özrün bir şartı vardı: Libya’nın İtalyan şirketleriyle yatırım ilişkisini perçinlemesi! Bu şart 2011’den sonra da geçerliliğini korudu ve ENİ buradaki faaliyetlerine devam edeceğinin altını çizdi. Nitekim hükümetler değişse de Libya iç savaşa sürüklense de ENİ Libya petrolünün vanasını elinde tuttu. 1 Haziran’da Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başbakanı Abdülhamid Dibeybe’nin alt yapıdan telekomünikasyona kadar İtalyan şirketlerine “hoş geldiniz” demesini, petrolde en büyük ortaklarının ENİ olduğunu yinelemesini bu tarihsel mirasla okumak gerekiyor. Dibeybe’nin dediği gibi Libya her ülkeden gelecek yardıma açık, ancak İtalyan şirketleri ayrıcalıklı.
Türkiye’ye kalan: Sınırlı ortaklık
Türkiye-Libya politikasında son yıllarda hep inşaat ve petrol yatırımlarında bu Kuzey Afrika ülkesinin "cazip bir pazar olması" vurgulandı. Nitekim sadece bu dönemde de değil, 2007’de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ülkede petrol arama çalışması yapmaya başlamıştı. 2014’te faaliyetlerine ara veren TPAO’nun buradaki varlığı elindeki projelerle sürecek. Bununla beraber yeni hükümetin Türkiye dahil diğer devletlere dönük “yabancı güçleri ülkemizden çekin” çıkışı Libya ile Türkiye’nin dış politikada farklı öncelik ve projeksiyonlara sahip olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin Libya politikasında elini fazlaca belli etmesi, Libya halkından ziyade "petrol" ve "inşaat" vurgusu Libya hükümetinde de kampın diğer tarafında duran devletlerde de antipatiye neden oldu/oluyor. İşte bu noktada Libya Ulusal Hükümeti Başbakanı’nın İtalya’da verdiği mesajlar, sadece İtalya’nın bölgedeki ağırlığına işaret etmiyor, Türkiye’nin yanlış hesaplarını da ortaya koyuyor. Bir başka anlatımla petrol ve inşaat manzarası Ankara’dan başka Trablus’tan başka görünüyor. Trablus da tıpkı daha önce olduğu gibi yönünü Ankara yerine Roma’ya döndü. Bu noktada Türkiye’ye kalan ise ancak var olan yatırımların devam ettiği, TPAO’nun sınırlı bir üretime sahip olduğu ortaklık...
Gazete Duvar / 03.06.21