Korkusuzlar: İki Kübalının pandemi öyküsü

Pandemiyle mücadele için biri İtalya’da diğeri Küba'da görev yapan Kübalı sağıkçılar Yaser Castillo ve Sailit Travieso’nun Cubadebate’de yayınlanan hikayesini paylaşıyoruz.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 27 Haziran 2020
  • 14:11

19 Mart'ta Yaser Castillo ve Sailit Travieso, Deniz Hastanesi’nin nöbetçi birliklerinde çalışmak için Playa'daki evlerini terk ettiler. Küba’da o dönem Covid-19 vakaları yok denecek kadar azdı. Günler önce televizyonda, Kuzey İtalya'da ölenlerin tabutlarını taşıyan askeri arabaların görüntülerini görmüşlerdi.

48 saat içinde Doktor Castillo hayatında ilk kez bir uçağa binecek ve pandeminin merkez üssüne gidecek ve belirli bir dönüş tarihi olmayacaktı. Castillo’nun daha önce hiçbir enternasyonalist deneyimi yoku. Travieso’ysa, bir aydan kısa bir süre içinde, Küba'daki hastalıkla mücadelenin en yoğun 17 gününün bir kısmında kırmızı bölgeye girecekti.

Müdürün ofisini terk edip eşine haber vermek için nöbet binasına gitmek, göğüs hastalıkları uzmanı Yaser Castillo’nun bu 48 saat içinde yapacağı ilk şeydi. Üç ay sonra ve karantinadan ayrıldıktan sadece iki gün sonra Yaser, "Gitmek için ben önerildim, ama yine de emin değildim. Eve gidiyordum. Hazır olmamı söylediler" dedi.

21 Mart'ta gecesi saat 12.00'da 33 yaşındaki doktor, Küba'da mahsur kalan İtalyanlarla beraber, Roma'ya giden uçağa bindi. Uçaktaki İtalyanlar dayanışma için giden 52 sağlıkçıyı daha uçak kalkmadan alkışlamaya başlamıştı.

Göğüs hastalıkları doktoru vardığı İtalyan yarımadasında, Milano'ya ve ardından Crema'ya giden bir otobüse bindiğinde, dondurma ve pizza yemek veya dünyanın sahip olduğu en güzel bölgelerden birinin manzasını seyretmekle ilgisi yoktu.

"Sokaklar ıssızdı, o kadar boş bir havaalanı ki bir havaalanı gibi görünmüyordu, sadece şehrin ışıkları görülebiliyordu", 22 Mart'ta öğleden sonra 6'da Yaser'i karşılayan manzara böyleydi.

Evlerin kapalı olduğunu ve insanların kaldırıma bile bakmadığını söylüyor Yaser. Ama balkonlarda asılı "Teşekkürler" pankartları vardı.

İlk günler hava durumu tarafından da karşılandılar. İtalyan baharının başlangıcı, tropik iklim insanı için sert bir kış etkisi bırakıyor.

Sıfıra yakın sıcaklıklar sırasında, tıbbi giysilerin içerisinde, tedavileri açıklamak ve ciddi durumdaki hastalarla etkileşime girmekle ilgili olmadığı sürece kullanılan benzer bir dil, Mart ayının son günleri adaptasyon zamanlarıydı. Ve elbette arada video görüşmeleri oluyordu.

15 Nisan'da eşi Sailit de kırmızı bölgeye girdi. 27 yaşındaki tıpçı, önce şüphelileri kontrol edecek ve daha sonra Deniz Hastanesi’nde Covid-19 vakalarının doğrulanması üzerine hastalarla ilgilenmeye başlayacaktı. Günde 12 saatlik vardiyalar ve zaman farkına rağmen, her iki durumda da sabahları her zaman dört veya beş civarında iletişim kurabiliyorlardı.

Kocası öğle yemeğindeyken Sailit sabah beşte kalkardı. Sonra 12 saat kırmızı bölgeye girerdi. Karısı uyumadan önce ona yetişmek için dörtte kalkardı Yaser Castillo. Sonra 12 saat kırmızı bölgeye girerdi. Üç ay boyunca, kırmızı bölge ve video görüşmeleri.

Yaser dışarıdan sakin biri gibi görünmeye çalışıyordu. Her zaman görüntülü aramanın diğer tarafında sakin bir şekilde duyulmaya çalıştı. Ama onu kimsenin tanımadığı gibi tanıyan eşi, kısa sürede endişesinin farkına vardı.

Yaser Lombardiya’dayken Sailit kırmızı bölgedeki ilk günlerini şöyle anlatıyor:

Lombardiya, ortalama 85 yıllık yaşam süresiyle İtalya'nın en uzun yaşayan bölgelerinden biridir. Yaser'in bakım yaptığı hastaların çoğu bu yaşın üzerindeydi.

“Bir kadını hatırlıyorum, Rosa’ydı adı. Hastalanmayan bir torunu dışında her şeyi kaybetmişti. 97 yaşındaydı. Tek istediği torununu görmekti ve zor bir süreçten sonra dışarı çıkmayı başardı. Her gün bana teşekkür etti, sen kahramansın, aileni terk ettin, buraya gelip bizimle ilgilenmek için her şeyi bıraktın diyordu.”

Üzerinde yükün oldukça farklı olmasına rağmen Atlantik'in diğer tarafında Sailit, Nisan ayında Küba'daki salgının yükseldiği zamanlar zor anlar yaşadı: "Deniz Hastanesi’nde yatan bir annenin isteği Salvador Allende hastanesindeki iki oğlunu görmekti. Çocukları annelerini bir daha göremedi."

Yani her ikisi için de en zor olan şey, yakın olsa da çok uzak olduklarını bilmekti. Büyükanne ve torunu, anne ve oğlu. PCR sonucunu beklemek de zordu. Sailit, "belki kırmızı bölgede olmaktan daha beterdi" diyor, günlerce adrenalinden sonra durmanın neden olduğu belirsizlik, eve gidip gidemeyeceklerini bilmek isteyen insanlar için boğucu olabilir.

İtalya'dan ayrılmadan önceki gece Yaser, 52 Kübalı uzmanın neredeyse hiçbirinin uyumadığını söylüyor. Ertesi sabah onları karşılayan manzara farklıydı. Yazın savaşı kazanmış olan bir ülkeyi terkettiler: "Sonunda, doktorlar bize şöyle dedi: ‘Birbirimizi en iyi anladığımız zaman ayrılıyorsunuz’."

Yaser, İtalyan doktorların 52 kişinin evlerini, işlerini ve ailelerini Atlantik'te binlerce kilometre uzaklıktaki bir ülkeye gitmek için, "komşularımızın bile kılını kıpırdatmadıkları zaman"  terk etmelerine şaşırmadıklarını söylüyor.

Üç ay sonra, her iki doktor da bunun disiplinle ilgili olduğu konusunda hemfikir. "Çok basit bir şey, binlerce yaşam önlenebilir bir hastalıktan kurtulabilir."

Yaser, Babalar Günü'nü bir ailecek geçirmek için tam zamanında geldi. İzolasyondan 14 gün sonra oğlunu kollarında tutuyor ve yüzükleriyle oynarken karısının eline dokunuyor. Artık sadece görüntülü görüşme yapılmıyor.

Çeviri: soL dış haberler

soL / 27.06.20