Yeni ekonomi yönetimi, göreve geldiğinden beri gözünü vatandaşın harcadığı paraya dikmiş durumda. Enflasyona “milletin çok para harcamasının” yol açtığına inanıyor. Şöyle de söyleyebiliriz: iktidara göre, siz çok para harcadığınız için fiyatlar da hızlı artıyormuş, eğer harcamazsanız fiyatlar da artmazmış. Bunun için sizin harcayabileceğiniz para kaynaklarını kısmak için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyorlar.
Önce sizin aldığınız maaş, emekli aylığı, her ne ise, onu sınırlandıracaklarını söylüyorlar. Bundan sonra artışlar, hani şu hiç tutturamadıkları “hedef enflasyon” var ya, ona göre yapılacakmış. Elinize para geçmesin diye uğraşıyorlar. Siz de diyebilirsiniz ki zaten elimize bir şey geçmiyor, ihtiyaçlarımızı ancak borçlanarak karşılayabiliyoruz. Şimdi gözlerini oraya çevirdiler. Borçlanarak harcamak da pek kolay olmayacak. Nasıl mı?
Bu hafta gündemde yer alan önemli konuların başında kredi kartı kullanımının sınırlandırılmasına yönelik alınacak tedbirler geliyordu. Detaylarını henüz bilmiyoruz. Açıkladıklarında öğreniriz.
Peki, enflasyona sizin para harcamanız mı yol açıyor? Mesela bu hafta fiyatına yüzde 15 daha gelen zamla birlikte son üç ayda fiyatı yüzde 100 artmış olan çayı örnek alalım. Çay fiyatının bu kadar zamlanmış olmasında, vatandaş olarak sizin rolünüz nedir? Son üç ayda çay tüketiminizi iki katına mı çıkardığınız? Çay benim de sevdiğim bir içecektir ama tüketimimde bir artış olmadı. Peki, madem çay talebinde bu kadar bir artış yok ise, çay fiyatları neden arttı?
Başka bir ürünü örnek alalım: akaryakıt. Bu hafta motorin ve benzine yapılan zamlarla birlikte bu ürünlerin fiyatı 40 lirayı geçti (aslında 41 lirayı geçti ama olsun). Peki, bu artışa ne yol açtı? Sizin motorin tüketim miktarınız çok mu arttı? Sizin bu talep artışınız nedeniyle mi akaryakıt fiyatları yükseliyor? Evet, biliyorum, sizin bu fiyat artışına etki etmeniz mümkün değil. OPEC üretimi azaltacağını söylüyor, petrolün varil fiyatı artıyor, kurlar yükseliyor, iktidar ÖTV’yi üç katına çıkardı filan. Bunlar fiyat artışına yol açıyor ama iktidar bundan sonra akaryakıt ödemenizi kredi kartı ile yapamaz hale gelirseniz fiyatların düşeceğini düşünüyor.
Kredi kartı borcu artıyor ama neden
Verilere baktığımızda kredi kartı borçlarının arttığını görüyoruz, bu doğru. Ama sorulması gereken soru şu: kredi kartı borçları neden artıyor? Bu artışa vatandaşın gelirinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor olması yol açmış olamaz mı? Asıl sorun şu: gelir düşük, gider yüksek; vatandaş mecburen borçlanıyor. Bu nedenle yapılması gereken vatandaşın krediye erişimini sınırlandırmak değil, gelirini artırmak olmalı. Ama bunun olmayacağını biliyoruz. Sizin buna sessiz kalacağınızı da iktidar biliyor.
İktidarın görmek istemediği
Enflasyona hep sizin harcamalarınızın yol açtığını, bu nedenle sizi daha fazla yoksullaştırmak isteyen iktidarın görmezden geldiği bir konu var: şirket karları. Uçmuş!
Hepimiz aynı gemideyiz filan diyorlar ya, inanmayın. Siz ekonomik sıkıntılar ile boğuşurken şirketlerin karları uzaya fırlamış. TÜİK’in açıkladığı sektör bilançolarına göre 2022 yılında şirketlerin karı bir önceki yıla göre yüzde 116 artarak 1 trilyon 98 milyar liradan 2 trilyon 370 milyar liraya yükselmiş. 2022 yılında tüketici enflasyonu yüzde 64,27 olarak açıklandı. Enflasyon oranından yüzde 80 daha fazla artan bir kardan bahsediyoruz. Böyle bir kar oranı yıllardır görülmemiş.
2022 yılında işgücü ödemelerinin milli gelirden aldığı pay yüzde 26,3’e gerilerken, sabit sermaye tüketimi dâhil şirketler kesiminin aldığı pay yüzde 74,4’e çıkmıştı.
Şimdi soralım: sahi, enflasyonun artmasında vatandaş olarak sizin sorumluluğunuz nedir? Sorumlu olmadığınız bir durumun faturası neden size kesilmek isteniyor?
Çünkü güçleri size yetiyor!
BirGün/ 15.09.23