Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9.9 oranında küçüldü. Bir önceki çeyreğe göre ise küçülme yüzde 11’e ulaşırken, bu oran 1998 yılından bu yana en sert daralma anlamına geliyor.
Bu rakamlarla birlikte ekonomide dibin görüldüğü konusunda genel bir mutabakat oluştu ancak ekonominin nasıl toparlanacağı tartışmalı gözüküyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, büyüme rakamlarının açıklanmasının ardından, Türkiye’nin yıl sonunda olumlu ayrışacağını, “V” tipi çıkışın görüleceğini kaydetti. Bu kadar küçülmeden sonra dipten “V” tipi çıkış hareketi yaşanması doğal ama V’nin çıkış ayağı hangi şekli alacak, o konuda herkes Bakan kadar iyimser değil.
Büyüme rakamlarının piyasadaki ortalama beklentilere yakın olduğunu söylemek lazım. Ancak buna rağmen detaylara girdikçe analistlerin bazı şüphelerini dile getirdiklerine de şahit oluyoruz. Milli gelir hesaplarının son dönemde zaten tartışmalı hale geldiğini, genel olarak resmi verilere karşı bir şüphenin oluştuğunu hatırlatmak gerekiyor. Bu şüphelere 9.9 gibi, çift haneli rakamın sadece 0.1 altında, bir gerçekleşme rakamı eklenince, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarının güvenirliği de yine tartışmaların odağına yerleşecek gözüküyor. Rakamlar detaylı incelendikçe, şüphelerle ilgili somut analizlerin konuşulmasını da doğal saymak gerekiyor.
Bazı analistler stok değişiminin büyümeye bu kadar katkı vermesini şüpheli bulurken, finansal sistemdeki yüksek oranlı büyüme rakamına da şüpheyle yaklaştıklarını görüyoruz. Bu arada ikinci çeyrekte tarım kesiminde yüzde 4 oranında büyüme kaydedilmesi de yine piyasalar açısından sürpriz oldu.
GSYH’yi oluşturan faaliyetlerin dağılımına bakıldığında; tarım yüzde 4.0, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 11.0, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 27.8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 1.7 artmış gözüküyor. Bazı analistler finans ve sigorta faaliyetlerindeki bu kadar yüksek artışa da temkinli yaklaşıyorlar.
Aynı dönemde sanayi yüzde 16.5, inşaat sektörü yüzde 2.7, hizmetler yüzde 25.0, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 16.5, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 2.4 ve diğer hizmet faaliyetleri yüzde 18.0 küçülmüş. Hizmetler sektöründeki daralmayı kimi analistler fazla, kimisi ise beklenenden az buldu.
Yılın ikinci çeyreğinde mal ve hizmet ithalatı yıllık bazda yüzde 6.3, ihracatı ise yüzde 35.3 oranında daralmış gözüküyor. Bu rakam da bundan sonraki büyüme beklentileri açısından kilit bir rol oynayacak.
Yıllık yüzde 2.5-3 küçülme
Yılın 2. çeyreğine ilişkin bu rakamlar hem detaylı olarak analiz edilecek hem de bu rakama dayanılarak yıllık büyüme rakamları tahminleri devam edecek. Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, “Yılı pozitif ayrışarak kapatacağız. 2021’e pandeminin izlerini silerek girmekte kararlıyız. ‘V’ çıkışını GSYİH verilerinde göreceğiz” şeklinde bir açıklama yaptı.
Bakanın yıllık büyüme için somut bir rakam vermekten kaçındığı görülürken, analistler de pandemide yaşanacak gelişmelerdeki belirsizliğin tahminleri zorlaştırdığını söylüyorlar. Ancak 2. çeyrek büyümesini hem geçen yıla hem bir önceki çeyreğe göre inceleyen analistler yüzde 2 ile 3 arasında bir küçülmeye işaret ediyorlar.
Yıllık büyüme rakamlarında pandemideki gelişmeler kadar, yönetimin ekonomide alacağı kararlar da belirleyici olacak. Örneğin yatırım harcamalarında uzun süredir süren yavaşlamanın devam ettiği görülürken, bundan sonrasına ilişkin olarak da umut verici bir gelişme pek beklenmiyor. Çünkü yatırım için gereken güven ortamının oluşturulması için atılması gereken adımlar konusunda ekonomi yönetimine güven bulunmuyor. 2. çeyrekte tüketim artmasına rağmen, böyle dönemlerde yaşandığının aksine, bu sefer artan talebin yatırımlara yansımadığı belirtiliyor. Çünkü ileriye dönük olarak belirsizlik devam ediyor, yatırımcı önünü göremiyor.
Çok sayıda iktisatçı ve analist “kredileri patlatarak büyümede sağlanan artışların kalıcı olmasının mümkün olmadığı” görüşündeler. Kredilerde frene basıldığını, yavaşlamanın dozunun henüz bilinmediğini kaydeden aynı analistler, bu durumun 3. çeyrek büyüme rakamları tahminlerini güçleştirdiğini söylüyorlar.
Tabii ki “V” çıkışında izlenecek şekil hakkındaki tahminler de zorlaşıyor.
Mal ve hizmet ihracatına bakıldığında, turizm gelirlerinin kıpırdandığı ama üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre artış yaşanırken, yıllık olarak önemli düşüşlere sahne olacağı açık. Burada dış talebin nasıl seyredeceği belirleyici olacak. Avrupa’da yeniden bir durgunluk gözlenirken, dış talebin yavaşlaması, Türkiye’nin büyüme performansını olumsuz etkileyebilir.
Ekonomide dip görüldü, çıkış kaçınılmaz, ama nasıl çıkılacağını da yeni dipler görüp görmeyeceğimizi de ekonomi yönetiminin kararları belirleyecek.
Cumhuriyet / 01.09.20