“Ben NATO üyesi değilim” repliği günlerdir dillerde. 1 Ocak’ta ATV’de yayımlanmaya başlanan Akıncı dizisinin 1. bölümünde başrol oyuncusu ‘Akıncı’, Türkiye’nin NATO üyesi olması nedeniyle ABD askerleriyle karşı karşıya gelmemesi için kendisini uyaran arkadaşına “Ben NATO üyesi değilim” yanıtı vermesi ulusalcısından milliyetçisine, sağcısından İslamcısına herkesi mest etti.
Gerçeklikle bağı kopmuş, kendilerini darı ambarında gören siyasal İslamcıların bu tarz halüsinasyonlarına alışığız. Yine de insan Abdullah Gül gibi “hayret edemeden” duramıyor.
Gözlerden kaçmıştır belki, dizinin yayınlandığı gün Türkiye NATO’nun Rusya bekçiliğini resmen üstlendi. Türkiye, 1 Ocak itibariyle Rusya’ya karşı NATO bünyesinde “caydırıcı” bir güç olarak kurulan Very High Readiness Joint Task Force’un (VJTF) komutasını Polonya’dan devraldı. Türkçesi Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti olan bu güç Ukrayna krizi sonrasında Rusya’ya olası bir müdahalede bulunulmak üzere kurulmuştu.
NATO’nun mızrak ucu
Rusya’yı adım adım çevreleyen ABD liderliğinde NATO üyesi devlet ve hükümet başkanlarının 2014’te Galler’de düzenlenen zirvesinde VJTF’nin kurulması kararlaştırılmıştı. Gerekçe Rusya’nın Ukrayna, Doğu Avrupa ve Ortadoğu’daki “istikrarsız” faaliyetlerini dizginlemekti.
“NATO’nun mızrak ucu” olarak nitelendirilen VJTF, herhangi bir tehdide karşı NATO müttefiklerini korumak için çok kısa sürede harekete geçebilecek şekilde hazır tutuluyor. Bu vurucu güce 2019’da Almanya, 2020’de Polonya öncülük etti. Kuvvetin komutası böylelikle 31 Aralık 2021’e kadar Türkiye’de olacak.
Ani sevk kararlarına seri şekilde yanıt verebilecek şekilde tasarlanan VJTF’ye bağlı öncü kuvvetlerin, gerektiğinde en geç 72 saat içinde sevk edilmeye hazır olmaları gerekiyor. Özetle birlik her an sevke hazır halde tutuluyor.
Çorlu’da Rusya nöbeti
Ajanslarda, NATO ve Dışişleri Bakanlığı sitelerinde de yer alan bilgilere göre “mısrak ucu”nun merkezi Çorlu’da konuşlu 66’ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı. VJTF 6 bin 400 kişilik askeri birlikten oluşuyor. Türkiye bu güce 4 bin 200 piyade ile destek verecek. Geri kalan 2 bin 200 asker ise Arnavutluk, Macaristan, Karadağ, Polonya, Romanya, İtalya, Letonya, Slovakya, İspanya, İngiltere ve ABD askerlerinden oluşuyor.
VJTF gücünün komutasının Türkiye tarafından üstlenilmesi siyasal İslamcı rejimin ülkeyi içine sürüklediği çıkmazın bir yansıması. Rusya ile Suriye başta olmak üzere bölgesel politikalarda yakın işbirliği sürdüren Ankara bir tarafta Moskova ile Suriye’de ortak devriye atarken diğer tarafta olası bir krizde Rusya’ya ilk kurşunu sıkacak konumda.
NATO görevi bunu gerektiriyor. Rusya ile yaşanan yakınlaşma aldatmasın Türkiye bir NATO üyesi ve bu örgütün kendisine biçtiği misyonu yerine getirmek zorunda.
İslamcıların NATO aşkı bitmez
Dönem dönem yaşanan gerilimlere rağmen siyasal İslamcıların NATO, ABD aşkı oldukça derin. ABD 6. Filosu’nun çiçeklerle karşılanmasından Libya müdahalesine ve Rusya’ya karşı görevlendirmeye uzanan bir kirli hikayeden bahsediyoruz.
Soğuk Savaş boyunca NATO ve Amerikan emperyalizminin himayesinde büyüyen siyasal İslamcılar zaman zaman “anti NATO, anti Amerikan” repliklere başvursalar da gerçek tüm çıplaklığıyla ortada. “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen Fransız lider Macron’a, “Önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir” yanıtı verilmesi bu sevdanın ürünü! Erdoğan bir yıl önce ne demişti; “Fransa Cumhurbaşkanı açıklamaları hastalıklı, sığ anlayışın örneklerinden biridir. Ne diyor? NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir. Macron bak Türkiye’den sesleniyorum, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Çünkü bu ifadeler senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır. Sen bir defa NATO’ya karşı yerine getirmeye gereken neticelerini yerine getir. Hava atmaya gelince hava atıyorsun. NATO için Fransa ne anlam ifade ediyor bilmiyoruz ama Türkiye NATO’nun en önemli üyesidir.”
Eski, yeni tüm ‘Akıncılar’a Ziya Paşa’nın dizesiyle seslenelim; “Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”
BirGün / 05.01.21