Aşılama kampanyası, Türkiye nasıl yönetiliyorsa işte öyle yürütülüyor.
Her gün şu kadar miktar doz aşı geldi/gelemedi haberleri birbirini izliyor. Gerçi Dünya’da da aşı üretimi ve dağıtımında sorunlar yaşanıyor.
Ama bize özel olan, resmi verilerle ilgili sorunlar. Ve elbette “öncelikli” gruplar konusundaki iddialar...
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, aşılamanın seyrine dair değerlendirme yapmakta zorlandıklarını çünkü rakamların devamlı değiştiğini RS FM’e açıkladı. Malumunuz TTB, Sağlık Bakanlığı’ndan aşılamayla ilgili mevcut bilgileri talep ettiği halde, verilmiyor.
COVID-19 vakaları/hastaları/ölümleri üzerinden gösterilen performansı düşününce şu soru akla geliyor:
Saklayacak bir şeyleri mi var acaba?
Yok canım, nereden çıkardınız! Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 bilgilendirme platformunda her gün, her şehirde yapılan aşı sayısı veriliyor: Buna göre Türkiye’de aşılanan kişi sayısı dün itibariyle 1.291.115 idi.
Acaba bu sayıya torpilliler de dahil mi?
Üniversite idarecilerine kim torpil yaptı?
Biliyorsunuz ilk aşamada sağlık çalışanları ve 85 yaş üstü aşılandı, şimdi 80 yaş üstüne sıra geldi.
Fakat o da ne? Birgün Gazetesi’nin ortaya çıkardığı gibi, Hacettepe ve Ankara Üniversitesi’nin idari personeli de aşılanmış!
Ankara’da iki üniversitede hal böyleyken başka şehirlerdeki yönetici kadroları da aşılandı mı?
Kayyımlar, siyasi parti üyeleri, acaba torpilden yararlandı mı?
Test yokken, sağlıkçılara uygulanmazken AKP üyelerinin her gün testten geçtiğini biliyoruz.
E şimdi Reis aşılandıysa Saray ordusunun tamamı (kaç bin personelse), ailesi de aşılanmadı mı? Acaba Sinovac mı yapıldı? Yoksa başka bir aşı getirtildi mi?
Tabii bu sorular sorulmuyor, sorulamıyor.
‘Kritik görevdeki kişi’lere aşı!
“İkinci aşama”da neler olacak kimbilir... Zira 2. aşamada “hizmetin sürdürülmesinde öncelikli sektörler” ilk sırada:
Milli Savunma, İçişleri, Adalet Bakanlığı, zabıta, özel güvenlik ve “A-3 kritik görevlerdeki kişiler” diye bir ibare var.
Cezaevleri, eğitim sektörü, gıda sektörü bundan sonra geliyor.
Peki kimdir bu “kritik görevdeki” kişiler? Zaten özel güvenlik dahil her türlü güvenlik çalışanı sayılmış.
Öyleyse neden bu meslek grubu açıklanmıyor? Meslek grubu değilse, kim bunlar?
Okulların açılması en kritik meseleyken, neden eğitimciler bu grubun en üst sırasında değil?
İşçiler, salgının başlangıcından beri korunmasız çalışmaya mecbur bırakılır ve COVID-19’dan ölen işçi sayısı bir utanç abidesi gibi yükselirken.. Neden “risk altında” grupların arasında sayılmıyorlar?
İspanya’dan bir haberle bitirelim: Genelkurmay Başkanı Miguel Angel Villaroa, sağlık çalışanlarına ayrılan aşıların asker ve polislere yapıldığı ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kaldı.
Türkiye’de bırakın generalleri, rektörler, sekreterler, sağlık çalışanı olmadığı halde aşı yaptıranlar utanmadan işlerine devam ediyor!
Artı Gerçek / 26.01.21