Merkez Bankası’nın (MB) eriyen döviz rezervlerine ilişkin tartışma alevlenerek sürüyor. Füsun Önal’ın “Ah nerede, Vah nerede” şarkısını hatırlatırcasına herkes kaybolan dövizlerin peşine düşmüş dertlendikçe dertleniyor. Tabii ki bir ülkenin döviz rezervleri ekonomiyi iyice kırılgan hale getirerek alarm verecek ölçüde düşmüşse, bu öncelikle uygulanan yanlış politikaların sonucudur.
Sadece 2020 yılına odaklanırsak dahi pandemiyle birlikte zor duruma düşen yurttaşlara sosyal programlar yoluyla nakdi destek sağlamak yerine, bir kez daha “doldur boşalt” yöntemiyle adeta bankalar tehdit edilerek krediler patlatılmasının tercih edildiğini görürüz. Bir yandan MB suni bir şekilde faizleri düşük tutarken, öte yandan, Aktif Rasyosu denilen garip uygulama bankaları “kredi vermiyorsan bari devlet tahvili al“ diye zorluyordu. Sonunda başta devlet tahvilleri finansal varlık fiyatlarının şişmesiyle ; yerli aktörlere TL borçlanıp dövize yönelmek, yabancılara da portföylerini satıp ülkeyi terk etmek yolu açıldı.
Kanamayı durdurmak için de döviz rezervleri feda edildi. Yaz aylarında inatla doları 6.85 TL’de, politika faizini de yüzde 8.25’te tutmaya çalışmanın faturası ağır oldu. Bu yazıda adeta pehlivan fıkrasına dönen “döviz rezervlerine ne oldu?” sorusuna cevap vermeye çalışacağız. Şimdiden söyleyelim, kusura bakmayın konunun niteliği gereği mecburen biraz teknik bir yazı ile karşılaşacaksınız. El yordamıyla, merak edilen bu soruya bir cevap aramaya çalışacağız.
2020'de MB döviz rezervleri 65.5 milyar dolar azaldı
Geçtiğimiz hafta MB 2020 yılına ilişkin ödemeler dengesi verilerini açıkladı. Böylelikle yılın bütününü kapsayan bir analiz yapma olanağı doğdu. 2020’de 36.7 milyar dolar cari açık verildi. Finans hesabından 8.2 milyar dolar giriş gerçekleşti. Buna karşın net hata noksan kaleminden 3.3 milyar dolar çıktığı anlaşıldı. Sonunda MB rezervlerinden 31.9 milyar dolar eksilmeyle karşılaşıldı. Eğer Aralık ayında, faizlerin yükseltilmesinin bir sonucu 9.2 milyar dolarlık bir sermaye girişi olmasa, sadece bu ayda rezervler 6.7 milyar dolar artmasa idi, MB’nin rezerv pozisyonu daha vahim bir görüntü verecekti.
Şimdi 2020 yılının MB döviz rezervleri bilançosunu değerlendirmeye geçebiliriz. Meslektaşımız Zafer Yükseler’in hesaplamalarını temel alırsak 2019’un sonunda MB’nin döviz+altın brüt rezervleri 107.4 milyar dolardı. Dış yükümlülükleri düşünce net dış varlıklar 36.8 milyar dolara geriliyordu. Swap mekanizması yoluyla MB’nin bilançosunda görülmeyen, döviz borçlanıp karşılığında TL vermek suretiyle de 18.4 milyar dolar sağlanmıştı. Bu rakamı çıkarınca MB’nin 2020 başında, “swap hariç net döviz rezervleri” diye tanımlanan net döviz pozisyonunu 18.4 milyar dolar olarak bulabiliriz. (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bilançosu ve Swap İşlemleri 5 Ağustos 2020)
Aynı hesaplamaları 2021 başı itibarıyla yaparsak, MB’nin 43.9 milyar dolar altın, 48.7 milyar dolar döviz brüt 92.6 milyar dolara sahip olduğu görülüyor. Net rakamlarla altın 32.4 milyar dolara, döviz eksi 18.8 milyar dolara geriliyor, net uluslararası rezervler 13.6 milyar dolar çıkıyor. Swap yoluyla 5.8 milyar dolar altın, 54.9 milyar dolar döviz, toplam 60.7 milyar dolar ödünç alındığı görülüyor. Swaplar Hariç Net Rezerv Pozisyonu eksi 47.1 milyar dolar oluyor (Bu rakamları düzenli bu verileri hesaplayan Fuat atk_1881 twitter hesabından aldım).
Yıla 18.4 milyar dolarla başlanıp, 2020’yi eksi 47.1 milyar dolarla kapatınca 1 yılda döviz rezervlerinde 65.5 milyar dolar eksilme görülüyor. Şimdi bu 65.5 milyar doların nereye gittiğine bakalım.
65.5 milyar dolar nereye gitti?
Biraz evvel cari açık bağlantılı MB rezerv eksilmesini 36.7 milyar dolar olarak ifade etmiştik. Bu rakamı bir kenara koyup şimdi yurt içi aktörlerin döviz taleplerinin rezerv düzeyini ne yönde etkilediğine bakalım.
Finansal olmayan şirketlerin döviz mevduatlarının 2019 sonunda 84.1 milyar dolardan 12 milyar dolar artışla, 2020-11’inci ay sonunda 96.1 milyar dolara çıktığı görülüyor. Yurtiçi bankalara olan döviz borçlarının da 152.9 milyar dolardan 145.5 milyar dolara inerek, bakiyenin 7.4 milyar düştüğü gözleniyor. Böylelikle reel sektör şirketlerinin 12+7.4=19.4 milyar dolar döviz talebinden söz edebiliriz.
Gerçek kişilerin 2020 başında 109 milyar dolarlık döviz tevdiat hesaplarının yılın sonunda 131.1 milyar dolara yükselmesi olgusuyla karşılaşıyoruz. Bu da 22.1 milyar dolarlık bir artışa denk geliyor.
MB’nin BOTAŞ’a 6.0 milyar dolarlık satışını da göz önüne alınca bu 4 kalemin toplamı:
cari açık finansmanı için kullanılan rezerv 31.9 milyar dolar
+
reel sektör şirketlerinin döviz alımı 19.4 milyar dolar
+
gerçek kişilerin DTH artışları 22.1 milyar dolar
+
BOTAŞ’a döviz satışları 6.0 milyar dolar
=
-79.4 milyar dolar ediyor.
Buna karşın MB’nin reeskont kredilerinin döviz rezervlerine katkısı 2020’de 23.1 milyar dolar olmuş. Bunu düşünce MB rezervlerinde 56.3 milyar dolar eksilme bekleyebileceğimiz sonucuna ulaşırız.
MB rezervlerinde fiili 65.5 milyar dolar eksilmeyle, bizim hesapladığımız 56.3 milyar dolar arasındaki 9.2 milyar dolar farkın da, büyük ölçüde kamu bankalarına arka kapı döviz satışından kaynaklandığı şeklinde bir akıl yürütebiliriz.
Daha hassas bir hesaplama için bazı etmenleri daha hesaba katmak gerekiyor. Örneğin, yıla ons başına 1.521 dolardan başlayan altın 2020’yi 1.894 dolardan kapattı. Bu MB’nin altın şeklinde tutulan döviz rezervlerini artırıcı bir etki yaratırken, bireylerin altın mevduatının da döviz talebi yaratmadan yükselmesini getirdi. Serbest piyasadan döviz alıp yastık altına istifleyen tasarruf sahipleri olabileceği gibi, yıl sonunda göreceli istikrar ortamında yastık altındaki döviz-altın varlıklarını sisteme sokanlar da bulunabilir. Keza dolar/avro paritesi 2020’ye 1.1210’dan başlayıp 1.2295’ten bitirdi. Kullandığımız bazı istatistikler de gün-hafta farkıyla oynaklıklar gösterebiliyor. Tüm bu etmenler rakamları biraz oynatabilir ama genel tabloyu değiştirmez.
Yine de kabataslak MB döviz rezervlerinin 2020’de 65.5 milyar dolar erimesinin arkasındaki dinamikleri açıklayabildiğimizi düşünüyorum. Analizi 2018’den başlatınca muhtemelen, yaygınlıkla telaffuz edilen “130 milyar dolar nerede?” sorusunu cevaplamak da mümkün olur.
BirGün / 16.02.21