Bombardıman savaşına onay

AB Zirvesi’nde Almanya'nın baskısı nedeniyle İsrail'e Gazze’de ateşkes çağrısı yapılamadı. Junge Welt gazetesinin 29.10. 23 tarihli sayısında yer alan Knut Mellenthin’in yazısı Kızıl Bayrak tarafından çevrilmiştir…

  • Çeviri
  • |
  • Dünya
  • |
  • 28 Ekim 2023
  • 11:00

Knut Mellenthin

AB Zirvesi: Almanya'nın baskısı nedeniyle İsrail'e Gazze’de ateşkes çağrısı yapılamadı.

Her bir kelime üzerinde günlerce süren onursuz tartışmalardan sonra Başbakan Olaf Scholz galip geldi: AB devlet ve hükümet başkanları tarafından perşembe günü karara bağlanan açıklamada İsrail'in Gazze Şeridi halkına karşı yürüttüğü bomba ve füze savaşı eleştirilmiyor, “aksine meşru müdafaa” olarak gerekçelendirilmekte. İspanya, İrlanda ve diğer bazı AB üyelerinin temsilcilerinin savunduğu gibi bir ateşkes ya da en azından ara verilmesi yerine, ortak bildiride sadece "insani koridorlardan ve insani ihtiyaçlar için ara verilmesinden" söz edilmekte.

"Mola" kelimesindeki tekil ile çoğul arasında görünüşteki küçük fark önemlidir: şu anda kabul edilen biçimiyle, özellikle gıda dağıtımına imkân sağlamak için belirli zamanlarda ve belli yerlerde hava saldırılarına ara verilmesi söz konusudur. Birleşmiş Milletlerin alt örgütleri ve sahada çalışan uluslararası yardım kuruluşlarının şikayetleri Gazze Şeridi’nde yaşayan insanların en büyük sorunları, Avrupalı devlet ve hükümet başkanlarının bildirisinde yer dahi almadılar. İsrail su temin etmeyi kesti ve tek sınır kapısından Mısır'a yakıt sevkiyatına izin vermiyor. Bu diğer şeylerin yanı sıra, sağlık merkezleri ve hastaneler tarafından verilen tıbbi hizmetlerin neredeyse tamamen çökmesine yol açtı.

Birleşmiş Milletlerin Çocuk Yardım Fonu UNICEF salı günü yaptığı açıklama ile İsrail'in hava saldırılarında bugüne kadar 2360 çocuğun öldüğü ve 5364 çocuğun da yaralandığını duyurdu. UNICEF’in Orta-Doğu ve Kuzey-Afrika Bölgesi Direktörü Adele Khodr bu durumu "kolektif vicdanımızda giderek büyüyen bir leke" olarak yorumladı. Görünüşe bakılırsa bu durum Başbakan Scholz için geçerli değil. Scholz, AB zirvesi toplantısı çerçevesinde: İsrail’in "insani prensipleri olan demokratik bir devlet olduğunu "uluslararası hukukun belirlediği kurallara uyacağından" emin olduğunu gerçeklere aldırmadan iddia etti.

 

Perşembe günü de dokuz Arap devletinin dışişleri bakanlarının ortak bir bildirisi yayımlandı. Bu ülkelerden üçü İsrail ile normalleşme anlaşmaları imzaladı. Bildiride "tüm şiddet ve terör eylemleri" ile "sivil altyapı ve tesislere yönelik saldırılar" reddedilip kınanmakta. Birleşmiş Milletler Ana Sözleşmesi tarafından güvence altına alınan meşru müdafaa hakkı "uluslararası hukuk ve insani hükümlerin ihlalini meşrulaştırmaz" ve devamında "Filistin halkının haklarının keyfi kaba biçimde göz ardı edilmesini" meşru kılmaz dinilmekte. "Filistin-İsrail çatışmasına siyasi çözümün eksikliği", "Filistin ve İsrail halkları ile bir bütün olarak bölge halkları için tekrarlanan şiddet eylemlerine ve acılara" yol açmıştır.

İsrail'in Gazze savaşına karşı özellikle iki güçlü açıklama Libya'dan geldi: siyasi olarak bölünmüş ülkenin her iki güç merkezi olan Trablus ve Bingazi'deki parlamentolar çarşamba ve perşembe günü birbirlerinde bağımsız olarak aldıkları kararlarla İsrail'i destekleyen ülkelerle ilişkilerin kesilmesini ve Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın derhal sona erdirilmesini talep ettiler.

Junge Welt gazetesinin 29.10. 23 tarihli sayısından alınmıştır.

(Kızıl Bayrak tarafından çevrilmiştir…)