Yeni Kaledonya’da getirilmek istenen yeni seçim yasası ada ülkesinde protestolara neden oldu. Fransa olağanüstü hal ilan etti.
Eski sömürgeci güç Fransa'nın başı dertte. Uzaklardaki Yeni Kaledonya'daki durum nedeniyle Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 16 Mayıs Perşembe günü yeni bir havaalanının açılış programına katılmayı iptal etti. Başbakan Gabriel Attal bir kriz toplantısından diğerine koştu. İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, Pasifik'teki Fransız denizaşırı “topraklarında” sükûneti sağlamak üzere 2.700 polis ve jandarma göndereceğini açıkladı. Beş kişinin öldüğü çatışmalarda, aradaki güvenlik güçlerinin de olduğu yüzlerce kişi yaralandı. Devam eden protestolar nedeniyle 16 Mayıs akşamı olağanüstü hal ilan edildi.
Protestoların nedeni, pazartesi günü Paris Ulusal Meclis'inde oylanan bir anayasa reformuydu. Sadece sol muhalefetin oybirliğiyle reddettiği taslağın kabul edilebilmesi için bir kez daha meclise getirilmesi gerekiyor. Yeni değişiklik adadaki yerel oy hakkının genişletilmesini öngörüyor. Ancak bu, yerel Bağımsızlık Hareketi’yle daha önce yapılan anlaşmalara aykırı. 1998 yılında imzalanan "Nouméa Antlaşması" ve 2007 yılında gerçekleştirilen anayasa reformu ile yerel oy kullanma hakkı, o yıl oy kullanma hakkına sahip olan bölge sakinleri ve onların soyundan gelenlerle sınırlandırılmıştı. Oraya sonradan yerleşenler oy hakkından yoksun kalacaktı.
Ancak bu kısıtlama, her beş kişiden sadece birinin yerel seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olması anlamına geldiğinden Paris, Anayasanın ihlal edildiğini düşündü ve düzenlemenin gözden geçirilmesini istedi. Buna göre, oy kullanma hakkı artık en az on yıldır Yeni Kaledonya'da yaşayan tüm Fransız vatandaşlarına tanınmalıdır. Ancak Bağımsızlık Hareketi, özellikle adanın statüsünün önümüzdeki yaza kadar yeniden düzenlenmesi gerektiğinden, ihanete uğradığını düşünüyor. Reformun yerli nüfusun etkisini azaltmayı amaçladığından endişe ediliyor.
Polis güçleriyle çatışmalar 13 Mayıs Pazartesi günü Bağımsızlık Hareketi tarafından düzenlenen bir miting sırasında başladı ve gece boyunca devam etti. Yeni Kaledonya Cumhuriyeti Yüksek Komiseri Louis Le Franc çarşamba günü BFM TV'ye yaptığı açıklamada göstericilerin polis güçlerine "büyük kalibreli silahlarla hedef gözeterek ateş açtığını" iddia etti. Evler yakıldı, dükkanlar ve eczaneler tahrip edildi. Le Franc, “ada ölümcül bir şiddet sarmalında” dedi.
Fransa "diz çökmüş durumda"
Beş bin kilometre ötede, Pasifik'teki bir başka Fransız denizaşırı “toprağında” da benzer bir durum yaşanıyor. Tahiti'de bağımsızlık yanlıları, Fransız “yerleşimcilerin” yerel seçimlerde oy kullanma hakkını ancak hayatlarının en az yarısını Polinezya'da geçirdikten sonra elde etmelerini öngören bir reformu tartışıyor. Oradaki yerli halkla “yerleşimciler” giderek daha fazla karşı karşıya geliyor.
Yeni Kaledonya'daki yerleşimcilerin bir kısmı, 1960'ların başında Bağımsızlık Savaşı'nın sona ermesinden sonra çok sayıda sömürgecinin Pasifik bölgesine taşındığı eski Fransız kolonisi Cezayir'den geliyor.
Böylece sömürgeciliğin doğurduğu çatışmalar günümüzde de devam etmektedir.
Çeviri: Kızıl Bayrak
Jörg Tiedjen- Junge Welt/17.05.2024