Gene iki makalelik bir seçki. İlki, gündeme denk düşmekle kalmayıp olağanüstü bir gelişmeyi, G7 ülkelerinin Rusya’dan ham petrol ve petrol ürünleri ithalatına tavan fiyat getirme kararını sonuçlarıyla birlikte ele aldığı için büyük önem taşıyor. Takip edebildiğim kadarıyla gelişmeleri öncesi ve sonrasıyla bu kadar etraflı şekilde değerlendiren bir makale, hiç değilse şimdiye kadar, Türkçe olarak yayınlanmadı. Makalenin tamamına yakın bir kısmını çeviriyorum; ama şunu da eklemek gerek: Rusya, avan fiyat uygulamasıyla ortaya çıkacak boğucu durumun farkında ve bunu olağanüstü iskontolarla kapatmayı planlıyor. Aslında ne olacağı çok öncesinden belliydi; Merkez Bankası geçen ay ortasında yayınladığı (benim de o zaman üzerinde önemle durduğum) iki gelecek senaryosundan ilkinde Ural petrolü fiyatlarını 60 dolar, ikincisinde (olumsuz senaryoda) 40 dolar olarak öngörmüştü. Başka deyişle Banka, asgari 40 dolar varil fiyatında bile belli bir kâr oranı yakalanacağını zımnen kabul ediyordu. Geçtiğimiz aralık ayında Enerji Bakanı P. Sorokin, ham petrol maliyet fiyatlarını “15-40-45 dolar aralığında” diye açıklamıştı. Yaptırımlar sonrası maliyet artmak şöyle dursun Sorokin’in alt sınırına yaklaşmış olmalı. Bu durumda Rusya’nın enerji gelirlerinde yaşanacak azalmanın yıkıcı olmayacağı kabul edilebilir. Ama bu Avrupa için tam tersi sonuç verecektir. Gerçi bunun ABD, Britanya, Kanada ve Japonya için bir önemi yok; birkaç defa yazdığım gibi, troykanın iki atı nereye gidiyorsa üçüncü de oraya gider, bu onun yıkımı olsa bile.
İkinci yazı EADaily’den. İ. Levitas kendine has iğneli üslubuyla geçen haftanın olaylarını değerlendiriyor; ancak benim dikkatimi çeken ve çevirmeye karar vermeme neden olan şey, 1812 Borodino Savaşı ile kurduğu metaforik benzerlik.
'Rusya petrolüne tavan fiyat'
Dünyanın sınai olarak en çok gelişmiş olan ülkelerini birleştiren G7 maliye bakanları cuma günü çevrimiçi zirve toplantısında Rusya petrolüne tavan fiyat getirmekte anlaştılar. G7 ortak bildirisine göre sınırlama Rusya’nın geliklerini ve Ukrayna’daki askeri faaliyetlerini finanse etme kapasitesini düşürmek, keza bunların dünya enerji fiyatlarındaki artışa etkisini azaltmak için getirildi. ...
AB üyeleri 30 Mayıs’ta 6’ncı yaptırım paketi kapsamında Rusya’dan deniz yoluyla petrol ve petrol ürünlerine ambargo getirmekte anlaşmışlardı. Yasak, Haziran'dan itibaren yürürlüğe girdi, ancak ambargodan önce yapılan sözleşmeler ve spot piyasasında tek seferlik alım anlaşmaları için bir geçiş dönemi konulmuştu (petrol için Aralık 2022’ye, petrol ürünleri için de Şubat 2023’e kadar).
Rusya’nın G7 ülkelerine petrol ve petrol ürünleri arzı 214,7 milyon tona karşılık 109,5 milyar dolar olmuştu. Bu, dünya pazarına toplam ihracatın yüzde 68-70’ini teşkil ediyordu. Federal Gümrük İdaresi (FTS) rakamlarına göre geçen yıl ham petrol ve petrol ürünleri ihracatı Rusya’nın toplam ihracatının yüzde 37’siydi. FTS bahardan itibaren bu istatistikleri yayınlamayı bıraktı. ...
G7 ortak açıklamasında şöyle deniyor: “Rusya’da üretilen ham petrol ve petrol ürünlerinin deniz yoluyla taşınmasına imkân sağlayan hizmetlere bütün dünyada genel bir yasak getirme yönünde ortak siyasi niyetimizi teyit ediyoruz. Bu tür hizmetlerin sunulmasına ancak, geniş bir koalisyon tarafından tespit edilecek bir fiyatta veya bunun altında (sınır fiyatında) petrol ve petrol ürünleri temin edilmesi halinde izin verilecek.” ... Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) verilerine göre şu anda limanlardan çıkan Rusya petrolünün yaklaşık yarısı Yunanlı armatörlere ait tankerlerle taşınıyor. Dünyadaki tankerlerin yüzde 90’ı Londra’daki International Group of P&I Clubs yardımıyla sigortalanıyor. Batı yaptırımlarına kadar AB, ABD ve Britanya, uluslararası piyasalarda satılan Rusya petrolünün üçte ikisini taşıyorlardı. ...
G7 maliye bakanları, tavan fiyat uygulamasını AB’nin Rusya petrolüne yönelik yaptırımlarının yürürlüğe girmesiyle eş zamanlı (5 Aralık) getirmeyi planlıyorlar. Bütün AB ülkelerinin 6’ncı yaptırım paketinin şartlarında böyle bir değişiklikte mutabık kalması gerekecek.
Bloomberg temmuz başında ABD ve AB’nin Rusya petrolünün üçüncü ülkelere satış fiyatını varil başına 40-60 dolar seviyesinde sınırlamayı öngördüğünü yazmıştı. Rusya’nın Ural marka petrolünün ortalama fiyatı temmuzda varil başına 78,4 dolar olmuştu. Bunun arkasından Japonya Başbakanı Fumio Kisida, G7’in Rusya ham petrolünün fiyatını yarıya düşürecek bir mekanizma kuracağını açıklamıştı. ...
Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak’ın 1 Eylül’deki açıklamasına göre Rusyalı yetkililer G7 ve müttefiklerinin tavan fiyat getirme kararına cevap olarak bunlara petrol ve petrol ürünleri arzını tamamen kesebilir. Novak, bu projeyi “bütünüyle saçma” ve “pazar mekanizmalarına müdahale” olarak adlandırdı. Novak, petrol fiyatlarının sınırlanması girişimlerinin “petrol sanayisinin ve petrol pazarının destabilizasyonuna yol açacağını” ve bunun bedelini de öncelikle Avrupalı ve Amerikalı tüketicilerin ödeyeceğini ekledi.
Vladimir Putin 20 Temmuz’da batılı ülkelerin “Rusya gazında dolandıkları ilmiğe dolanmakta olduklarını” söylemiş ve bunun sonucunda fiyatların “arşa fırlayacağını” söylemişti. 2 Eylül itibariyle Brent marka petrol fiyatları varil başına 97 dolar seviyesinde; bu, mart ve hazirandaki zirve fiyatlarının büyük ölçüde altında (o zaman varil başına 120 dolara çıkmıştı) ama yıl başındaki fiyatların üzerinde (ocak ayındaki fiyat aralığı 78-90 dolar).
Rusya eski başbakanı ve Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı D. Medvedev, fiyatlara limit konulması halinde pazardaki petrolün “önemli miktarda azalacağını” fiyatların ise “çok daha yüksek”, varil başına 300-400 dolar olacağını söyledi. Novak da Batı tarafından tespit edilen limit fiyatların üretim maliyetinin altında olması halinde zararına çalışmayacaklarını söyleyerek uyardı.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland 22 Temmuz’da, Rusya petrolünün ithaline tam yasak getirilmesi halinde fiyatların fırlayacağını ve bu durumda Moskova’nın başka ülkelere, Hindistan ve Çin’e satıştan daha fazla para kazanacağını itiraf etmişti. Bu yüzden fiyat sınırlaması getirilmesinden yana olduğunu söylemişti: “Böylelikle Ruslar, pazardaki varlıklarının karşılığı olan kârdan çok küçük bir kısmını alabilecekler.”
Ama Almanya şansölyesi Scholz, sınır fiyat uygulamasının ancak ve ancak bu uygulama bütün dünyaya yayılıp sadece G7 ülkelerinin değil diğer büyük alıcıların da desteğini kazandığında işleyeceğini belirtmişti. Mesela Çin ve Hindistan 2022 mayısında Rusya petrol ve petrol ürünleri alımını önceki yılın mayısına göre parasal olarak üç kat artırdılar ve toplamda 8,3 milyar dolara çıktı. The Wall Street Journal’ın verilerine göre batılı devlet görevlileri bu iki büyük ithalatçının fiyat sınırlamasına katılmasını beklemiyorlar. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bir ay önce Putin’le Soçi’de görüşmesinde iki ülke arasında enerji alanında işbirliğini geliştirmekte anlaşmıştı. Bu bağlamda Türkiye, Rusya’nın en büyük petrol ürünleri alıcılarından biri: 2021’de 3,7 milyar dolar petrol aldı.
Bütün bunlardan başka, G7 kararına katılmayan ülkeler için Rusya petrolünde önemli bir indirim beklenebilir. Reuters’in verilerine göre Rusya petrol ve petrol ürünleri ithalatına getirilen AB’nin ambargosunun yürürlüğe girmesinin arifesinde Ural petrolündeki indirim Brent marka petrolünde varil başına 18-25 dolara kadar varmış, baharda da 30-40 dolara ulaşmıştı. ...
Reuters’in haziranda verdiği bir habere göre Batı ülkelerinin Rusya petrolü taşıyan tankerleri sigortalamayı reddetmesi halinde bunların yeni sigortacısı, Merkez Bankası’na ait Rusya Milli Sigorta Şirketi (RNPK) olacak. Ama Merkez Bankası’nın ağustosta çıkan bir raporuna göre, Rusya sigorta şirketleri ve bu devlet şirketi tarafından sunulacak sigortaların ve reasüransların tanınmasında güçlükler var. Bu güçlükler Rusya sigorta ve reasürans şirketlerinin uluslararası sıralama ajanslarında reytinglerinin bulunmamasıyla ilişkili. ...
Merkez Bankası raporunda, bu problemin çözümü için Rusya reyting ajanslarının tanınması meselesi üzerinde çalışmanın ve pazar seviyesinde dost ülkelerin reasürans şirketleriyle ilişkileri düzenlemenin şart olduğu belirtiliyor. … (T. Dzyadko, İ. Tkaçov / RBK, 2 Eylül)
'Batı Cephesi’nde yeni bir şey yok'
“Batı Cephesi’nde yeni bir şey yok”. Bu, yüzyılın, aynı zamanda da her günün sloganı. Hem zaten bir tımarhanenin değiştiği nerede görülmüş?
1-RİA’nın Herson SBU dairesinin, daire çalışanları tarafından özel operasyon başladıktan sonra kaçarlarken atılan gizli belgelerine dayanarak verdiği habere göre Ukrayna istihbaratı Ukraynalıların başka ülkelerin vatandaşlığını almasını önlemek için, sipariş yazıları da kapsayan özel bir operasyon yürüttü: “En tehlikeli eğilim, Ukrayna vatandaşlarının, potansiyel olarak ülkemizin bir kısmında hak iddia edebilecek komşu ülkelerin (Rusya Federasyonu, Romanya, Macaristan, Polonya) pasaportlarını almasıdır.”
Ne halt ettiklerini biliyorlar. Ülkenin yarısının şu anda Ukrayna ile bir ilişkisi yok.
2-The Scotsman gazetesinin bildirdiğine göre Ukraynalı mültecilerin geçici olarak yerleştirildiği yeni bir yolcu gemisi daha İskoçya’ya ulaştı. Daha önce de Amsterdam belediye meclisinin ülkede yer kalmadığı için en az 1000 kişiyi geçici olarak bir gemiye yerleştirmeye karar verdiği açıklanmıştı.
Dediklerine göre gemiler iyiymiş. Yazık. Mülteciler tarafından altı aylık bir kullanımdan sonra hurdaya çıkacaklar.
3-Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, Danimarkalı meslektaşı Jeppe Kufod’un Kiev’e gelmesinden ötürü memnuniyetlerini ifade etti. Kuleba Twitter'da, “Vikingler zamanından beri Ukraynalılar ve Danimarkalılar birlikte daha güçlüler,” diye yazdı.
Ben, 8-9’uncu yüzyıllardan (Vikingler zamanından) kalma herhangi bir el yazmasında “Ukrayna” ifadesi geçtiğini göstermesi halinde Kuleba’ya bir milyon ödemeye hazırım. ...
4-Zelenskiy: “Ukrayna, Zaporoje nükleer santraline sahip olsaydı, İtalya’ya elektrik verebilirdi.”
Ağzında mantar bitseydi adına ağız değil bostan denirdi. ...
5-G7 ülkeleri maliye bakanları, Rusya’dan alınacak petrol ve gaza tavan fiyat getirme niyetini ... teyit ettiler. Böylece G7 ülkeleri Rusya’nın gelirlerine darbe indirmek istiyorlar.
“Savaşçıların kolları kılıçtan geçirmekten yorgun düşmüştü ve kanlı cesetlerden bir dağ önünde engeldi güllelerin.”[Lermontov’un Napoleon’a karşı Borodino Savaşı’nı anlattığı aynı adlı destansı şiirinden — H. Yalın.]Ama G7 ve AB savaşçılarının kolları Rusya’ya darbe indirmekten yorulmuyor; ne Ukraynalıların ve Rusların kanlı cesetlerinden oluşan gerçek dağlar engel olabiliyor onların yaptırım güllelerine ve ne de onların savaşı olmayan bu meydandan çılgınca kaçmaya çalışan kendi yurttaşlarının metaforik cesetleri.(İ. Levitas / EADaily, 3 Eylül)
Hazal Yalın - Gazete Duvar / 04.09.22