Haftanın seçkisinde iki konu başlığında üç yazı var. Türkiye’nin sıcak gündemiyle doğrudan ilişkili değilmiş gibi görünüyor bu konular; ne var ki dikkatli okur, her ikisinin de aslında iç siyasette doğrudan yankıları olduğunu ve olacağını hemen fark edecektir.
İlki, Rusya’nın hampetrol ve petrol ürünleri ihracatı. Kommersant’ta Tatyana Yedovina, Uluslararası Enerji Ajansı verilerine dayanarak, ihracattaki muazzam artışa ve Türkiye’nin özellikle petrol ürünleri ihracatındaki özel yerine dikkat çekiyor. Nisan ayında günde ortalama 600 bin varil, çoğu petrol ürünü olmak üzere, AB ülkelerine ve Türkiye’ye sevk edilmiş. Bu, toplam ihracat içinde belirleyici olamayacak kadar küçük (sadece yüzde 7,5), ama Türkiye’nin durumu açısından çok önemli bir miktar.
İkinci başlık, hububat anlaşmasının uzatılması konusu. Mesele Türkiye’de genellikle Rusya’nın mevcut hükümete desteği diye yorumlandı. Lavrov bunu açıkça reddetti; İzvestiya’da A. Nefedova ve Lenta.RU’da V. Şevartsman, epey ayrıntılı incelemelerinde olaya ışık tutuyorlar. Nefedova’nın sözlerini şöyle özetlemek mümkün: Rusyalı hububat üreticisi, rekor hasatla birlikte yurtdışı pazarını korumak zorunda; bu, hububat anlaşmasını olanca dezavantajlarına rağmen toplamda kaçınılmaz kılıyor. Şevartsman ise anlaşmanın uluslararası ilişkiler açısından önemini vurguluyor, ancak burada esas önem taşıyan halka, Afrika. Yüksek Ekonomi Okulu Afrika Araştırmaları Merkezi Müdürü Andrey Maslov da bu fikirde. Yeri gelmişken, Maslov, çalıştığı kurumun gösterdiği gibi “liberal” sayılabilecek siyasi görüşlerine rağmen Rusya-Afrika ilişkilerinin tarihi ve bugünü üzerine gerçek bir otoritedir.
'Hububat ihracatında artış beklentisi'
Rusya tarafının hububat anlaşmasının uzatıldığını resmi olarak teyit etmesinin ertesi günü Putin Rusya’da bahar dönemi hasatla ilgili bir toplantı düzenledi. Toplantı video konferans şeklinde yapıldı, ancak Tarım Bakanı Dmitriy Patruşev [Nikolay Patruşev’in oğlu — H.Y.] başkanın yanındaydı. Rusya tarımının geçen yıla dair ön değerlendirmeleri etkileyiciydi: Başkanın verilerine göre tarımsal üretim indeksi 2022’de yüzde 110,2, hububat üretimi ise toplamda neredeyse 158 milyon tona ulaştı. Devlet başkanı, “yakın tarihte böylesi olmamıştı,” diye yorumladı.
Putin’in işaret ettiğine göre Rusya genel olarak bütün ihtiyaçlarını temel üretimle karşılayabilecek durumda; kendine yeterlik örneğin bitkisel yağda yüzde 211, hububatta 158,4, balıkta 153, şekerde 103,2, ette 101,6, patateste 93,4, sebzede 89,2, sütte 85,7.
Dmitriy Patruşev’in verilerine göre bu yıl toplam ekilebilir alan 85 milyon hektarı aştı; tarla işleri de normal düzende devam ediyor. Putin, bu bağlamda dış sınırlamalar devam ederken Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri ile Zaporoje ve Herson oblastleri de dahil Rusya tarımsal üreticisinin bütün ihtiyaçlarını karşılamanın önemine değindi: “Devletten zaruri her türlü desteği almalılar; bunlar arasında imtiyazlı kredi, sübvansiyon, avans harcaması da olmalı.”
Rusya Federasyonu Kamu Odası’nın [başkanlık nezdinde resmi danışma organı — H.Y.] Zirai Sanayi Kompleksinin Gelişmesi Komisyonu Yöneticisi, “Halkın Çiftçisi” Federasyonu Başkanı Oleg Sirota’ya göre ... “Jeopolitik konusunda en önemli şey hububat anlaşması. Yurtdışına satış için hububat ihracatı sağlanmalı. Bu, üreticiyi geçen yılki durumun tekrar etmesi açısından endişelendiriyor; geçen yılın hububatının bir kısmı yatıyor, satış mümkün değil. Biz kolhoznikler de [tarım kooperatifleri üyeleri — H.Y.] hububat anlaşmasından faydalanıyoruz. Tahılımızı ihracata sunabilmek bizi için önemli.” ...
Putin video konferansta şöyle dedi: “Dış ticaretteki engellere rağmen Rusya geçen yıl tarımsal üretim ihracatını 41,6 milyar dolara çıkarmayı başardı. Bir önceki yıl, 2021’de bu 31,1 milyar dolardı. Gene de iyi bir artış. Ülkemiz daha önce de olduğu gibi dünyada tarımsal üretimde kilit tedarikçilerden biri; kendimizi güvenilir, öngörülebilir bir ortak olarak sunduk. İleride de aynen böyle hareket edeceğiz.” ... (A. Nefedova / İzvestiya, 18 Mayıs)
'Hampetrol ve petrol ürünleri ihracatı nisan ayında günde 8,3 milyon varil'
Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre Rusya’nın ülke dışına petrol ve petrol ürünleri sevkiyatı nisan ayında da büyümeye devam etti günlük ortalama 8,3 milyon varili buldu. İhracatın ana gövdesi Çin ve Hindistan’a yapılıyor, ama yeni alıcılar da ortaya çıkıyor. Fiyat indirimi bunu destekliyor: Nisan'da pahalı ESPO petrolünün fiyatı varil başına 10 dolar yükseldi ve varil başına 60 dolarlık tavan fiyatı buldu. Ancak ihracatın ana gövdesi Ural petrolü ve bu hâlâ eşiğin altında satılıyor. ...
Ajansın verilerine göre petrol sevkiyatı günlük ortalama 250 bin varil artarak 5,2 milyon varili buldu; petrol ürünleri sevkiyatı ise günde 200 bin varil azalarak günlük ortalama 3 milyon varil olacak şekilde gerçekleşti. Rusya petrol şirketlerinin cirosu da 1,7 milyar dolar artarak 15 milyar dolar oldu. (Geçen yılın nisanında bu 5,5 milyar doların üzerindeydi.) Nisan ayında petrol ihracatından 9,6 milyar dolar kazanıldı (artı 1,4 milyar dolar).
İhracat en çok Çin ve Hindistan’a yapılıyor; sırasıyla günde 2,3 ve 2,2 milyon varil. Bu iki ülkeye yapılan ihracat Rusya’nın toplam petrol ihracatının yüzde 80’ini oluşturuyor.
Günde 600 bin varil ise AB ve Türkiye’ye (bu, petrol ürünleri ihracatının ana alıcısı), 1,9 milyon varil ise başka ülkelere gitti. ... (T. Yedovina / Kommersant, 17 Mayıs)
'Üç yıl, yeterince uzun'
Ortak Koordinasyon Merkezi’nin son verilerine göre hububat anlaşmasından yararlanan en fakir beş ülke olan Afganistan, Etiyopya, Somali, Sudan ve Yemen’e mutabakat boyunca Ukrayna’dan çıkarılan 30 milyon ton zirai ürünün yüzde 3’ünden da azı gitti. ...
Rusya’ya getirilen yaptırımlar biçimsel olarak Rusya zirai ürünlerinin ihracatına yasak getirmiyor, ama belli engeller koyuyor. Daha önce Rusya’nın hububat ve gübre üreticilerine hizmet sunan Rosselhozbank uluslararası bankacılık sistemi SWIFT’ten çıkarıldı. Rusya’ya ait gübre yüklü gemiler kısıtlamalar yüzünden Avrupa limanlarında bloke edildi, Rusya tarım ürünleri yüklü gemilerin sigortası da büyük ölçüde pahalılaştı.
Hububat anlaşması ilk defa imzalanmasından 6 ay sonra yırtılmanın eşiğine geldi: 2022 ekim sonunda Rusya’nın Karadeniz donanması gemilerine Ukrayna’ya ait dronlar saldırdı. Bunun üzerine Rusya Savunma Bakanlığı, dronların hububat koridorunu kullandığını, saldırıya uğrayan gemilerin ise koridorun güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu açıkladı.
Bunun hemen arkasından Rusya anlaşmaya katılımını dondurduğunu açıkladı, ama 2 Kasım’da bundan böyle koridorun askeri amaçlarla kullanılmayacağına dair “Ukrayna tarafından zaruri yazılı garantileri” alarak anlaşmaya geri döndü. Böylece başlangıçta 18 Kasım’a kadar yapılmış olan anlaşma otomatik olarak 120 gün daha, yani 18 Mart’a kadar uzatıldı.
Ancak Rusya tarafının anlaşmanın yerine getirilmesine yönelik memnuniyetsizliği artıyordu. Rusya, başlangıçta dünya gıda krizini hafifletmek için yapılan mutabakatın Batı ülkelerine Ukrayna hububatının ticari amaçlarla ihracatının aracı haline geldiğinde ısrar etti. Anlaşmanın Rusya’yı ilgilendiren kısmında BM’nin çabalarına rağmen pratik bir ilerleme yoktu. Anlaşmanın imzalanmasından ancak 10 ay geçtikten sonra Avrupa ülkelerinde mahsur kalan gübreyle ilgili ilerlemeler oldu, ama bu da önemsizdi. Rusya eylül 2022’de fakir ülkelere 300 bin ton gübre göndermeye hazır olduğunu açıkladı. Ancak sadece, AB limanlarındaki depolarda bloke edilmiş iki parti gübre sevkiyatı (bu da Uralhim-Uralkaliy şirketler grubuna ait) gerçekleşebildi. ...
Lenta’nın gruptan aldığı bilgiye göre 200 bin ton gübre halen Avrupa limanlarında mahsur durumda. Bunun büyük bölümü (yaklaşık 170 bin ton) Letonya’da. ... Kalan yaklaşık 30 bin ton Belçika, Estonya ve Hollanda’da bloke edildi. ...
Mutabakatın devam etmesine Türkiye özel bir ilgi gösteriyor: Ülke yönetimi sadece Ukrayna çatışmasında en etkili arabuluculardan biri statüsünü korumayı hedeflemekle kalmıyor, aynı zamanda Ukrayna hububatının en büyük alıcılarından biri durumunda. ...
Öyle ya da böyle, BM memorandumunda ilerlemenin mütevazı olmasına rağmen hububat anlaşması Rusya’nın menfaatine; öncelikle de Ukrayna kuru yük gemilerinin silah kaçakçılığına konu olmasına karşı Rusya müfettişleri bulunmasına imkân veriyor. Rusya’nın BM daimi temsilcisi Vasiliy Nebenzya daha geçen güz, o zamana kadar 70 geminin koridorda seyrüsefer kurallarının ihlali yüzünden alıkonulduğunu veya tamamen uzaklaştırıldığını söylemişti. ...
Yüksek Ekonomi Okulu Afrika Araştırmaları Merkezi Müdürü Andrey Maslov’un Lenta’ya dediğine göre, Rusya ayrıca varlığıyla ortaklarına (Türkiye, Mısır ve diğer Afrika ülkeleri) gıda güvenliğinin ve hububat pazarında istikrarın sağlanması için her tür çabayı sarfetmekte olduğunu gösteriyor: “Ukrayna tahılı gelişmiş ülkelere gidiyor olsa bile bu sevkiyatlar gene de dünya gıda pazarını istikrarlı kılıyor. Açlık tehlikesi karşısında en kırılgan ülkeler, Afrika ülkeleri. Temmuz ayında ‘Rusya-Afrika’ zirvesi yapılacak; Rusya tarafından bu kararların alınmasında kıtanın uluslararası sistemdeki artan rolü de dikkate alınıyor. ... Bu memorandumun yürürlükte kalacağı üç yıl, Rusya’nın zirai üretim ihracatının mali, lojistik ve sigortacılık açısından desteklenmesi sisteminin batıya tam bir bağımlılıktan uzaklaşabilmesi için yeterince uzun bir süre.” ... (V. Şevartsman / Lenta.RU, 18 Mayıs)
Hazal Yalın - Gazete Duvar / 21.05.23