2019 -2021 MESS Grup TİS süreci 2 şubatta Birleşik Metal’in satış sözleşmesini imzalamasıyla son buldu. Süreç herkesin malumu MESS'in bilindik ücret politikasıyla başladı. MESS'in ve sendika bürokratlarının programı baştan belliydi. Önemli olan ise tabanın ne yapacağı idi.
Bilindiği gibi son iki sözleşme dönemi 2015'te yaşanan metal fırtınasının itkisiyle geçmişti, MESS ve sendika bürokratları adına. Son sözleşme sürecinde bir kez daha Türk Metal çetesinin ardından Birleşik Metal’in de sözleşmeyi imzalaması bekleniyordu. Fakat Birleşik Metal tabanının yarattığı basınç, Birleşik Metal bürokratlarını imza atmaktan geri tuttu. Sonrası ise malum; Birleşik Metal farklı manevralarla oyunlar oynayıp, sözleşmeyi imzaladı.
Metal işçilerinden yansıyanlar!
Sürecin başından sonuna kadar birçok öncü metal işçisi Metal işçileri Birliği’nin sosyal medya hesabını kürsü olarak kulandı. Genel olarak sayfaya yansıyanlara bakarsak, metal işçilerinin söylemek istediklerini şu şekilde toparlayabiliriz.
Fabrikalar arası bağlantılar yeterince kurulamadı. Sendika bürokratları işçilerin arasında korku yaymak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Sınıfı bölmek için tüm bunlar etkili oldu. Gebze şubenin bölünmesi tabanda bir öfkeye yol açsa da somutta cesaretli adımlar atılamayınca ihanet sözleşmesinin imzalanmasının önü açılmış oldu.
Öte yandan, süreç içerisinde şunlar zorlanabilirdi: Metal fırtınasında adımları atılan ama tam oturtulamayan fabrikalar arası kurullar oluşturulabilirdi. Ortak kanallar üzerinde güçlü adımlar atmanın zeminleri yaratılabilirdi.
Süreç yenilgi değil, metal işçileri adına derstir!
Birleşik Metal üyesi işçilerin grev iradesi Türk Metal tabanındaki metal işçileri için de umut oldu. 5 Şubat grev kararı mevcut durgunluk halinde bile heyecan yarattı. Aslında metal işçisinin ihtiyacı olan bu süreçte daha cesaretli adımlar atmaktı.
Fakat metal işçilerinin gelişmelere müdahale edecek alternatif bir örgütlenmesi olmayınca mevcut dinamik kendi içinde erimeye terkedilmiş oldu. Sadece bir fabrikada bile alternatif bir örgütlenme olmuş olsa idi daha farklı bir sürecin önü açılabilirdi. Fakat satış sözleşmesini imzalayan sendika bürokrasisine dönük en ufak bir tepki dahi örgütlü biçime dönüşemedi.
Metal İşçileri Bülteni’nin son dağıtımında ise işçilerin yüzlerinde okunan ifade tamamen değişmişti. Grev sürecinde yüzü gülen, grevi heyecanla bekleyen metal işçileri sözleşme sonrasında kavgadan kaçmış bir ruh hali ile davranıyordu.
Açık ki, metal işçileri mücadeleye her zaman hazırdı. Eksiklerini tamamladığında ise yeni metal fırtınaları yaratacakları açık. İşte umut da kavga da mücadele de bu gerçekliğin içerisinde gizli.
Gebze’den bir sınıf devrimcisi