İşçi ve emekçilerin yaşamını adeta zindana çeviren, hakları bir bir gasp eden sermaye iktidarı her geçen gün kendi sonunu hazırlamaya devam ediyor. Gerici-faşist sermaye iktidarı, uyguladığı sermaye yanlısı politikalarla işçi ve emekçileri açlık, yoksulluk ve işsizliğe mahkum ederken, tüm bu sorunları ve gerçekleri dile getiren devrimci ve ilerici güçlere yönelik baskı ve zorbalığını da tırmandırıyor.
Bu baskı ve zorbalığın bir ayağı da sosyal medyaya kelepçe vurmak demek olan “Sansür Yasası”dır. Geçtiğimiz günlerde mecliste geçen ve Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren bu saldırının asıl hedefi bellidir. Tek başına bu yasanın 29. maddesi bile yasanın neyi ve kimleri hedeflediğini en açık biçimde gösteriyor. “Yalan haber” adı altında işçi ve emekçilerin güncel gelişmeleri takip etmesi, gelişmeler üzerine yorumlarda bulunması ve bilgi alış-verişi yapmaları engellenmeye çalışılıyor. Aslında bir yerde kendi yalanlarını perdelemeye çalışıyorlar.
AKP Maraş Milletvekili Ahmet Özdemir “sansür yasası”nı mecliste savunurken “Amerikalı ilgililerle bu yasayı, özellikle 29. maddeyi konuştuk” diyerek kime ve neye hizmet ettiklerini açıkça itiraf etmiştir. Ayrıca “bu yasa tüm dünyaya örnek olacak” diyerek başka kapitalist ülkelere de kendince “akıl” veren Özdemir, ABD’li yetkilinin kendi ülkelerindeki yasayla aynı olduğunu yalanını da dile getirerek yalanda sınır tanımadığını da göstermiştir.
Sermaye iktidarları bugüne kadar devrimci ve ilerici güçlerin seslerini susturmak ve boğmak için sayısız yasa çıkardı. Takriri Sükûn, OHAL, PVSK vb. gibi yasalar bunların bazıları… Ama akıllarına gelmeyen ya da geldiği halde bir şey yapamayacaklarını bildikleri bir şey var: Sınıf mücadelesinin kendi yasaları…Bu yasanın önünde hiçbir güç duramaz.
Ne kadar yasa çıkarırlarsa çıkarsınlar, üretim aracı üzerindeki özel mülkiyet ve bundan doğan sömürü sistemi var olduğu sürece hem özel mülkiyete hem de sömürü düzenine karşı mücadele hep var olacaktır. Ve bu mücadeleyi hiçbir yasa ve yasak durduramayacaktır. Bu nedenle tüm bu çabaları nafiledir. Dolayısıyla ezilenlerin gazabından kurtulamayacak, yalanların üzerini örtemeyecek ve gerçeklerden kaçamayacaklardır.
Ankara’dan bir sınıf devrimcisi