“Din afyondur”, beyinleri uyuşturup sömürüye ses çıkarmayan emekçiler için öbür dünya vaazıyla mutlu eden bir afyon… Dinci-gerici AKP-MHP iktidarında din sadece böyle bir afyon olarak değil, kriz derinleştikçe toplumsal çürümeyi arttıracak bir misyonla topluma enjekte ediliyor. Bu çürümenin “rehberlerinden” biri Diyanet İşleri Başkanlığı’dır.

Diyanet başkanı Ali Erbaş, Antalya Korkuteli ilçesinde, Alaaddin Şehzade Korkut Camii ve “dindar-kindar nesil” yetiştirmenin karargahları olan Kuran Kursu, Karşıyaka Şehitler Camii, Sultan Ahmet Aydın Kuran Kursu ve Gençlik Merkezi, Uzunoluk Mustafa-Naciye Gencer Camii ve Varsak Yaylası Kuba Camii açılış törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada DİB’in toplumun rehberi olduğunu iddia etti.

1,5 milyonluk Audi gibi makam aracı ve pek çok bakanlığı sollayan bütçesiyle “Fakirlik, Allah’a yakın olmaktır” diyen Erbaş, açık bir şekilde topluma, “yakınlaş” diye salık verdiği Allaha ne denli uzak olduğunu ortaya koyuyor! Bu bile dinin topluma enjekte edilme misyonunu ortaya koyuyor. Diyanet, toplumsal çürümeyi dine uygun hale getirerek çürümeye rehberlik ediyor. O kadar ileri gidiliyor ki Diyanet kitaplarında “üvey torun dedeye helaldir” manasında ifadeler geçiyor. Kriz derinleşirse böyle bir ahlaksızlığın “sevap” olduğu üzerine fetva vermeleri hiç sürpriz olmaz.

Dolayısıyla Diyanet’in “toplumsal çürümeye” rehber oluyor. Ama bu toplumu çürütme “hizmeti” sunan(!) yöneticileri, asgari düzeyde bir ahlaktan dahi yoksunlar. “Krallara layık sofralarda” yemek yerken pazarda çöpe atılan sebzeleri toplamak zorunda kalanlara “Bu cennete gitmek için bir sınav” mavalını okuyabiliyorlar. Bunun için zerrece insani, ahlaki değere sahip olmamak gerekiyor.

H. Ortakçı