Buca Cezaevi yıkılıyor…

Katliamların ve devrimci direnişin izleri hiçbir zaman silinemeyecek!

Buca Cezaevini baskılarla, zorbalıkla, işkence ve katliamla hatırlayacağız. Aynı zamanda zulme boyun eğmeyen devrimcilerin devrimci anısını, hep bir mücadele çağrısı olarak algılayacağız. Unutmayacağız, unutturmayacağız!

  • Mücadele postası
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Mart 2022
  • 19:30
ikon

Buca Cezaevi yıkılıyor…

Yıkıntıların ortaya çıkarttığı toz ve duman arasında koca bir tarih yatıyor. Yaklaşık 60 yıl açık kalan, kimi kaynaklara göre kapatıldığı 2021 yılına kadar 600 bin kişinin girip çıktığı kilitli kapıların tarihi bu.

Türkiye’nin askeri faşist darbelerine, sıkıyönetim uygulamalarına, onlarca-yüzlerce devrimcinin kararlı ve dik duruşlarına, ağır işkencelerde haykırılan mücadele sloganlarına ve devrimcilerin teslim alınamayan iradelerine şahit oldu o yıkılan duvarlar.

Buca Cezaevi yıkılıyor...

Yerine AVM ya da rezidans yapılması tartışılıyor. Kimisi de park yapılmasını istiyor, içinde cezaevinde yaşanan anıları ifade edecek bir anıtla beraber. Binlerce metrekarelik şehrin içinde değerli bir rant alanı olarak görülen bu toprakların ne yapılacağını bilemiyoruz. Birileri buraya baktığında terkedilmiş soğuk duvarların ürküntüsünü görebilir. Ya da şu sıralar olduğu gibi rant ve kâr da görüyor olabilirler... Ancak biz, bu ülkenin emekçilerinin eşitliği ve özgürlüğü uğruna bedel ödeyenlerin inancını ve kararlılığını görmeye devam edeceğiz.

Yıkıntıların arasından ’80 darbesinin karanlığında idama yürüyen devrimcileri görmeye ve anmaya devam edeceğiz. Kapıları kaynaklayarak militan bir direniş sergileyen devrimci Tariş işçilerinin coşkusunu duyacağız. Askeri-faşist darbenin zindanlarda dahi teslim alamadığı, ölüm orucu direnişçilerinin inancını hissedeceğiz. Özgürlüğe tutkulu insanların duvarları hiçleştiren firarlarını, tünellerini tarif edeceğiz.

Şu sıralar greyder darbeleriyle yıkılan duvarlara, ’95 yılında aynı iş makinalarıyla katliam için gelindiğini silmeyeceğiz hafızalarımızdan. Eskişehir tabutluklarına karşı başlayan ’96 ölüm orucu ve açlık grevlerine Buca’dan verilen sesi hep duyacağız. F tipi hücrelere girmemek için direnenleri, 19 Aralık’ta bir kez daha gelen katliam taburlarına karşı örülen yoldaşça barikatları, hiçbir zaman kaldıramayacaklar.

Buca Cezaevi yıkılıyor...

Sermaye düzeninin efendileri ve katiller sürüsü için burası insan ehlileştirme yeri olarak hatırlanacak. Belki yeni kuşaklar esamisini daha okuyamayacaklar. Ama biz Buca Cezaevini baskı, zorbalık, işkence ve katliam olarak hatırlayacağız. Aynı zamanda zulme boyun eğmeyen devrimcilerin devrimci anısını, hep bir mücadele çağrısı olarak algılayacağız. Unutmayacağız, unutturmayacağız!   

Buca’dan bir Kızıl Bayrak okuru