Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu durum, toplumun birçok kesiminde ağır yaralar açtı. Öte yandan, AKP iktidarının devreye soktuğu baskılar gençlik için de büyük yıkımlar getirdi.
Doğduğu günden bu yana AKP iktidarından başka iktidar görmeyen gençlik, artık patlama noktasına gelmiş durumda. Okullarda idarenin, ekonomik olarak ise sermayenin boyunduruğu altında olan gençlere kapitalizmin vadettiği tek şey geleceksizlik! Sürekli değişen eğitim sistemi, ailelerin yoksulluğu nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntılar, eğitimde fırsat eşitsizliği ve gelecek kaygısı günümüz gençliğinin en temel sorunlarıdır. Dahası, ilkokuldan beri gençliğe aşılanan düzen ideolojisi ile tükenen, duyarsızlaşan ve yalnızlaşan gençlik intihara sürükleniyor.
Yaşadığı karamsarlıktan nasıl çıkacağını bilmeyen, kurtuluşunu bulamayan gençler, “çözümü” yine düzenin istediği gibi intihar etmekle bulmaktadır. Gençliği intihara sürükleyen şey, yaşadığı toplumsal koşullardır. Yaşamayı sevmeyen, yaşama yabancılaşmış bir nesil yaratan kapitalizm, intiharların en büyük sorumlusudur.
Kapitalizmin bize sunduğu yaşamı elbette sevmiyoruz. Ancak, intihar ederek ne bu yaşamı değiştirir ne de biz bir şey kazanabiliriz. Yaşadığımız hayat boyunca yap-boza dönen eğitim sistemi ve parasızlık ile boğuşmaya çalışıyoruz. Bunları örtbas etmek isteyen burjuvazi, gençliği en çok “milliyetçilik” yalanı ile kontrol altına alabilmektedir. Bu yalan gençliği yoksulluğu sevmeye, kabul etmeye itiyor ve sonuç olarak; ya intihar eden ya da madde bağımlısı olan bir kesim ortaya çıkıyor.
Yaşadığımız hayat gerçekten çekilmez haller alabiliyor. Bizim burada sorgulamamız gereken şey yaşamın neden böyle olduğu ve sıkıntılarımızın temel sebepleri olmalıdır. Kapitalist sistem ise bizim sorgulamamamız için elinden geleni yapıyor. Fakat biz bunun önüne geçmeliyiz ve değerli olan yaşamımızı sorgulamalıyız. Zira tüm sorunlarımız ve yaşadığımız zorluklar kapitalist sistemin yarattığı sınıfsal eşitsizliğin bir sonucudur. Bundan kurtuluş ise yine kapitalizmin istediği intiharlar ya da anlık “mutluluk veren” uyuşturucu maddeler değildir. Kurtuluşun tek bir yolu var, bize bu yaşamı reva gören kapitalizm ile mücadele etmek.
Yaşamı gerçekten sevmek için, kapitalizmin bize sunduğu yaşam ile mücadele etmeliyiz. Çünkü çürümüş kapitalist sistemle mücadele edersek yaşamı sevebilir, bir anlam yükleyebiliriz. Mücadelenin sonunda mutlaka kazanacak olan taraf işçi ve emekçiler olacaktır. Bu yüzden yolumuz işçi sınıfının yolu olmalı, dayanışma gücünü ise örgütlü birliğimizden almalıyız.
İntihar etme isyan et, sosyalizm mücadelesini yükselt!
U. Ulaş