“Burjuvazi,
katletti içimizden ikisini
bu iki ölü ölmeyen iki ölümsüzdür!
Burjuvazi,
kavgaya davet etti bizi
davetleri kabulümüzdür!
Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,
biliriz öylece yaşamasını ölmesini
hepimiz - birimiz için,
birimiz - hepimiz için!..”
Nazım Hikmet Ran
Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti, İtalya’dan ABD’ye göç etmek zorunda kalmış iki göçmendi. Nicola, ayakkabı fabrikasında bir işçi iken, Bartolomeo ise balık satarak yaşamını idame ettiriyordu.
Sacco ve Vanzetti daha erken yaşlarda açlık, yoksulluk ve sömürü ile tanışmıştı. Ucuz, güvencesiz ve uzun saatlere varan çalışma koşulları onları örgütlü mücadeleye yakınlaştırmıştı. Amerika’da yaşayan İtalyan anarşistlerinin oluşturduğu toplulukta örgütlenip mücadele etmeye başladılar. Birinci emperyalist paylaşım savaşı çıktığında bu toplulukta bulunan herkes savaşa gitmeye reddetti ve Meksika’ya gitmek zorunda kaldılar. Savaş sona erdiğinde ise Sacco ve Vanzetti ABD’nin Massachusetts şehrine geri döndüler.
Birinci emperyalist paylaşım savaşı sonrası, ABD'de koşullar gittikçe ağırlaşmıştı. Sacco ve Vanzetti daha iyi bir yaşam umuduyla ABD'nin Massachusetts eyaletinde çalışmaya başladılar. Ancak "fırsatlar ülkesi" diye bilinen Amerika'daki koşullar diğer ülkelerden farksızdı. Amerika'da da işçi hakları fazlasıyla tırpanlanıyor ve sömürünün de en katmerlisi yaşanıyordu.
O dönem toplumun büyük çoğunluğu emperyalist savaşın yarattığı ağır bir yıkımla yüz yüze kalmıştı. Görülmemiş ölçüde kitlesel işsizliğin artması, ücretlerin korkunç boyutta düşmesi ve sermayenin gittikçe büyüyen aşırı kârları toplumda büyük bir öfke ve tepkiye yol açtı. Yoksullaşan işçi ve emekçiler her yerde gösteri ve grevleri gerçekleştiriyordu. 1917 ve 1918 yıllarında greve katılanların sayısı 1 milyonu bulmuş hatta 1919’da bu sayı 4 milyona yükselmişti. Her geçen gün büyüyen sınıf mücadelesi Amerika burjuvazisine büyük bir korku salmıştı. Tam da bundan dolayı kendi gerçek sınıf kimliği ve gerici misyonunu sergilemeye başlamıştı. Amerikan burjuvazisi yarattığı ırkçı-şoven histeriyle tüm mücadele dinamiklerine, sendikalara hatta toplumun büyük bir kesimini oluşturan göçmenlere de gözdağı vermeye çalışıyordu. Böylelikle baskılarla, işkencelerle ve tutuklamalarla militanlaşan işçi hareketini bitirmeye yönelik saldırılar gerçekleştirildi.
O günlerde anarşist topluluklarının üyelerinden biri olan matbaa işçisi Andrea Salsedo, New York’ta bir polis binasının 14’üncü katının penceresinden atılarak katledildi. Salsedo, Sacco ve Vanzetti gibi İtalyan göçmeniydi ve onların arkadaşıydı. Salsedo’nun katledilmesinin ardından yoldaşları Salsedo için 9 Mayıs 1920 tarihinde bir protesto eylemi gerçekleştirme kararı aldılar. Mitingin düzenleyicileri arasında Sacco ve Vanzetti de vardı. Sacco ile Vanzetti, bu eylemin çağrısını duyururken üzerlerinde afiş ve bildirilerle gözaltına alındılar. 1921 Mayıs’ında ise bir araba soygunu gerçekleştirmek ve cinayet suçundan yargılandılar. 7 yıl boyunca süren bu yargılamadan utanç verici bir sonuç çıktı. Mahkeme Sacco ve Vanzetti hakkında idam kararı verdi. Burjuva mahkemesi Sacco ve Vanzetti'yi işlemedikleri bir cinayetten dolayı yargılıyor gibi gözükse de aslında tek neden bu değildir! Burjuvazi onların mücadelesini, işçi kimliklerini yargılamak istiyordu. Onlar hem göçmen olmalarından hem de örgütlü anarşist kimlikleri yüzünden suçlanıyordu!
Sacco ve Vanzetti’nin haksız ve rezilce bir şekilde yargılanıp idama mahkum edilmesine karşı dünyanın dört bir tarafında milyonları bulan eylemler ve mitingler düzenlendi, imza kampanyaları örgütlendi. İmzacılar arasında Bertolt Brecht, Albert Einstein’ın da bulunduğu yüz binlerce kişiden imza toplandı. Bütün bu kampanya ve eylemlere rağmen Amerika hükümeti idam kararını onadı. Ve işçi sınıfının bu iki neferi 22 Ağustos’u 23 Ağustos’a bağlayan gece elektrikli sandalyeye başları dik bir şekilde oturarak ölümsüzleştiler. Aradan tam elli yıl geçtikten sonra 1977 de Massachusetts Valisi Michael Dukakis Sacco ve Vanzetti’nin suçsuz olduğunu açıkladı!
Saccoo ve Vanzetti'nin yaşamı ve mücadelesi hem şarkılaştı hem de tiyatrolaştı.
Sacco ve Vanzetti'nin idamlarının üzerinden 95 yıl geçti. Ancak 95 asır da geçse onların mücadelesi proletaryanın kızıl bayrağından yarına taşınacaktır.
İstanbul'dan Kızıl Bayrak okuru