İşgalci İsrail savaş aygıtının Lübnan topraklarını işgal etmek için başlattığı saldırının dördüncü haftası geride kaldı. Yoğun bir hava bombardımanı eşliğinde devam eden saldırıda işgalciler, halen kayda değer hiçbir ilerleme kaydedebilmiş değil. İşgal etme girişiminde bulundukları tüm köylerden geri çekilmek zorunda kaldılar.
Dört haftada defalarca kez işgal girişiminde bulunan soykırımcı İsrail ordusunun tüm girişimleri, Hizbullah tarafından püskürtüldü. Oysa işgalcilerin askeri gücü, donanımı, teçhizatı ve asker sayısı Hizbullah’ınkinden kat kat fazla. Merkava tankları kullanan İsrail ordusu, işgal etmeyi hedeflediği yerleri önden yoğun bir şekilde havadan bombalıyor. Buna rağmen hedef seçtikleri hiçbir noktayı kontrol altına alamadı.
Soykırımcı orduya ait helikopterlerin her gün ölü veya yaralı askerleri hastaneye taşıması işgal saldırısının İsrail’de de sorgulanmasına neden oldu. Siyonist medyada yayınlanan kimi haber ya da analizlerde hem Gazze’nin hem Lübnan’ın İsrail için birer bataklığa dönüşmekte olduğu dile getirilmeye başladı.
Al Mayadeen kanalının İsrail medyasından aktardığı bilgiler, Lübnan topraklarını işgal etmeye çalışan soykırımcı ordunun ağır kayıplar verdiğini teyit ediyor. Siyonist medyadan yansıyan bazı bilgiler şöyle:
-Güney Lübnan'da öldürülen İsrail askerlerinin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken bir askeri yetkili, İsrail'in kayıplarındaki artışı hesaba katarak savaşı durdurmak için Amerikalılarla siyasi bir çözüm formüle etmeye başlama çağrısında bulundu.
-İsrail gazetesi “Jerusalem Post”, Lübnan'a karşı bir aydır süren savaşın ardından operasyonunun İsrail için "vahim etkiler" bırakmaya başladığını yazdı. Hizbullah liderliğinin uyumlu ve ölümcül operasyonlara devam etme yeteneğine sahip olduğuna dikkat çeken gazete, partinin lider ve kadrolarının öldürülmesinin umulan sonuçları yaratmadığını belirtti.
-İsrail Güvenlik Bakanlığı'nın güvenlik ve siyasi dairesi eski başkanı Tümgeneral Yedek Amos Gilad ise şunları söyledi: "Amerikalılarla birlikte olup bitenleri durduracak siyasi bir çözüm formüle etmeye başlamalıyız ve bu, Liderliğin sorumluluğundadır. Çünkü Başbakan Netanyahu hiçbir konuyu tartışmıyor ve kararlar almıyor.”
Gilad sözlerine şunları da ekliyor: "Ölülerimizin sayısının artmasını dikkate alarak bir anlaşmaya varılması lazım. Eğer bu olmazsa Lübnan ve Gazze'nin çamurunda boğulacağız."
-İsrail medyasının savaş konusunda ancak işgalci ordunun onayıyla haber yaptığı dikkate alındığında, bu tür haberlerin yayınlanmaya başlaması, Tel Aviv’de durumun pek parlak olmadığını gösteriyor. Belli ki soykırımcı çetenin bazı bileşenleri, Lübnan topraklarını işgal etme histerisinden geri adım atılmasını dillendirmeye başlamış.
Siyonist ordu 1967’de 6 günde (6 gün savaşı) Mısır, Ürdün ve Suriye topraklarının bir kısmını işgal etmişti. Şimdi ise 4 haftada Güney Lübnan’da bir köyü bile kalıcı şekilde kontrol altına almayı başaramadı. Oysa Netanyahu Hizbullah liderliğinin ortadan kaldırıldığını, silah ve füze depolarının imha edildiğini, askeri gücünün %70’inin imha edildiğini ilan etmişti. Bu durum, İsrail savaş aygıtının “yenilmez güç” diye anıldığı dönemin çoktan geride kaldığını gösteriyor. “Başardığı” şey ise, savaş uçaklarıyla sivillerin üstüne bomba yağdırıp yakıp/yıkmak ve soykırım yapmaktır.