AKP’nin yeni gelir kapısı: İşçinin rapor parası

Ortada zarar hesabı değil, AKP’nin işçiler üzerinden yeni bir kazanç hesabı vardır. İktidar erittiği fonların yanı sıra kendisine yeni gelir kapıları aramaktadır. İktidardakiler bunu da mensubu oldukları sermayedarlar üzerinden değil, işçiler üzerinden yapmaya çalışıyorlar.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 16 Nisan 2021
  • 08:00

AKP, 2 Nisan 2021 tarihinde TBMM’ye “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” başlığıyla bir yasal değişiklik paketi sundu. İşsizlik Fonu’ndan sermayeye yeni teşviklerin yer aldığı, işçilerin “rapor parası”nın gasp edilmesiyle ilgili düzenlemenin de olduğu yol açan torba yasa 15 Nisan tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Torba yasa, geçmiş yıllardaki gibi, içine yine işçilere yönelik saldırıların da serpiştirildiği düzenlemelerden oluşuyor. Torbanın içindeki saldırılardan birini “rapor parası” konusundaki düzenleme oluşturuyor. İşçiler arasında “rapor parası” olarak bilinen geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin düzenleme işçilerin hastalık, iş kazası, meslek hastalığı ve gebelik dönemlerindeki gelirini azaltmayı amaçlıyor.  

Pandemiyi fırsat bilerek işçilerin ellerindeki hakları tırpanlamaya giderek sermayedarları ihya eden AKP-MHP iktidarı bu yeni kanun teklifi ile işçilerin sosyal güvenlik hakkı olan iş göremezlik ödeneğinde ciddi bir tırpanlamaya gitmeyi amaçlıyor. “Son iki yılda sahte iş göremezlik raporlarından elde edilen haksız kazançlar” söylemi ile devreye sokulan saldırının iç yüzü bu söylem ile çok uyumlu değil. Ne kadar doğru bir sebep olduğundan bağımsız olarak, sahtecilik içeren şahsi bir suç unsuru milyonlarca işçinin sosyal güvenlik hakkının kullanımına kısıtlama getirmenin gerekçesi sayılamaz.

Her zamanki gibi sahte ve yalancı söylemlerin arkasına sığınılarak getirilen bu düzenleme ile işçinin hastalık, meslek hastalığı, gebelik öncesi ve sonrası gibi dönemlerde gelir kaybına uğramaması için SGK tarafından işçiye, son 3 aylık gelirinin ortalaması baz alınarak günlük brüt ücretin üçte ikisi oranındaki ödeme, son 12 aylık gelirinin ortalaması baz alınarak yapılmak isteniyor. Bu da işçiye SGK tarafından ödenen miktarda %19-20 civarında düşüşe sebep oluyor. Örneğin şu an günlük brüt asgari ücret 120 lira. Mevcut kanuna göre işçi günlük 80 lira rapor parası alıyorken, teklifin kabul edilmesi durumunda miktar 65 liraya inecek.

Ayrıca yasa teklifi, yapılan ödemelere asgari ücretin iki katı sınırı getiriyor. Yani ücretiniz ne kadar yüksek olursa olsun rapor paranız asgari ücretin iki katını geçemeyecek. Gebelik izinleri için ise son bir yılda 180 gün prim şartı koyularak, son 180 gün primi olmayanlar gebelik dönemi rapor parası ödemelerinden mahrum bırakılıyor.

SGK verilerine göre 2019 yılında, toplam 27 milyon 680 bin 750 günlük geçici iş göremezlik ödeneği ödenmiş. Yasa teklifinin önerilen haliyle değişmesi sonucu, SGK günlük ödemelerde 2019 rakamlarına göre 5 milyon 536 bin 150 lira kazanca geçmiş, işçilerden çalmış olacak.

Asılsız söylem ve iddialarla zararlardan bahsedenlerin maksatları, torba kanun teklifinin içeriği incelendiğinde görüldüğü gibi, işçilerin ellerindeki kırıntı düzeyindeki haklarına el koymaktır. SGK’nın “zarar”ını tartışma konusu yapanlar saraylarındaki gereksiz şatafatı, binlerce lüks araçtan oluşan makam arabalarını, bürokratların 3-5 yerden aldıkları binlerce liralık maaşları, Varlık Fonu’na devredilerek bilinçli şekilde zarar ettirdikleri KİT’leri, Merkez Bankası’nın kasalalarından kuş olup uçan 128 milyar doları tartışma konusu dahi etmiyorlar.

Ortada zarar hesabı değil, AKP’nin işçiler üzerinden yeni bir kazanç hesabı vardır. İktidar erittiği fonların yanı sıra kendisine yeni gelir kapıları aramaktadır. İktidardakiler bunu da mensubu oldukları sermayedarlar üzerinden değil, işçiler üzerinden yapmaya çalışıyorlar. İşçilerin ne kadar geliri yahut hakkı varsa hepsine çöreklenerek, parçası oldukları krizi aşmaya, hatta fırsata çevirmeye çalışıyorlar.