29 Ocak’ta Meclis’e gelen yeni maden kanunu teklifi İliç’te yaşanan katliamın ardından 14 Şubat’a ertelenmişti. Anadolu Ajansı, teklifin tekrar görüşüleceğini duyurduğu 18 Şubat tarihli haberinde şu ifadelere yer verdi:
“Sağlık alanında çeşitli düzenlemeleri kapsayan teklifin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından Genel Kurul, Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni ele alacak.”
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi planlanan kanun 26 Ocak’ta Meclis’e sunuldu, 5 Şubat’ta rapor hazırlandı. İliç’te yaşanan katliamın ardından geri çekildi, şimdi ise iktidar tarafından yeniden gündeme getirildi.
"Sipariş nitelikli maddeler içeriyor”
Yeni torba yasa değişiklikleri teklifinde neler var?
AKP milletvekilleri imzasıyla TBMM'ye getirilen ve yedi ayrı kanunda değişiklik içeren yeni torba kanun için Çiğdem Toker 31 Ocak’ta yazdığı makalede şöyle demişti: “Enerji alanında sektör oyuncuları için hazırlanmış ‘sipariş’ nitelikli maddeler içeriyor.”
Torba yasa kapsamında Maden Kanunu, Kıyı Kanunu, Doğalgaz Piyasası Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun, Enerji Verimliliği Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu, Nükleer Düzenleme Kanunu’nda değişiklikler yapılacak.
Düzenlemede deniz üstünde yapılacak enerji tesislerinin sadece deniz değil göl, ırmak vb. su kaynaklarını da kapsayacak şekilde genişletileceği belirtiliyor.
Doğal ve suni göllerde, baraj göllerinde imar planı yapmadan enerji üretim tesisleri yapılabilmesinin önü açılıyor.
Sıvılaştırılmış doğalgaz depolama tesisleri konusunda yeni yapılacak tesisler ile kapasite artışında, EPDK bakanlığın görüşünü alarak sisteme erişim hükümlerinden muaf tutulabilecek.
Ayrıca, doğalgaz depolaması faaliyetinde bulunan şirketlerin uyması gereken koşul ve kurallara istisna getiriliyor.
Maden tekellerine dizginsiz sömürü cenneti
“Maden Kanunu’nda Değişiklik Teklifi”, enerji alanında sermayenin maden talanını kolaylaştıracak düzenlemeleri de içeriyor. Maden tekelleri için dizginsiz sömürü vaadi sunulan önerilere göre “Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu” (UMREK) koduna göre rapor hazırlama zorunluluğunun kaldırılması hedefleniyor. Yasal düzenlemeye “UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile” ifadesi eklendi. Bu düzenleme ile kaçak madenlerin önü açılırken, zaten sınırlı derece de yapılan denetimin ise önü kesilmek isteniyor.
Maden işletmek için rapor istemeyerek, kapitalistlere teşvik ve kaynak verilerek lisanssız üretime göz yumulacak. Maden sahibi kapitalistlerin “ayak bağı” saydıkları yasal mevzuatların temizlenmesi süreci işçiler için dizginsiz sömürü anlamına gelecektir. Zaten alabildiğine yaygın olan iş cinayetleri bu düzenleme ile daha da artacaktır.
İliç’te yaşanan çevre ve işçi katliamıyla bir kez daha açığa çıkan cehennem koşullarının torba yasayla yasallaşması hedefleniyor.
Düzenlemelere göre “yasa teklifi”, bu alanlardaki uluslararası ve “yerli” sermayenin talanına resmi kılıf işlevi görecek.
Torba yasadaki talanın üstü “Yeşil dönüşüm”, “Büyüme”, “İstihdam”, “Yenilenebilir enerji” gibi süslü laflarla örtülmek isteniyor. Torba yasa, “yeni İliçlere davetiye çıkaran” saray rejiminin bir hamlesi olarak okunabilir.
İliç’te yaşanan katliam ve yeni torba yasa düzenlemesi bir kez daha göstermiştir ki, madenlerde yaşanan iş cinayetleri, ucuz emek sömürüsü ve çevre katliamının dolaysız sorumlusu AKP-MHP iktidarıdır. Bu kokuşmuş iktidar, işlediği suçların hesabı sorulamadığı için, bunlara yenilerini ekleyecek yasal düzenlemeler yapacak kadar pervasızlaşabiliyor.