Düzen yargısı, katilleri korumaya devam ediyor

Katiller, tıpkı Deniz Poyraz’ı katleden faşist katilin alınma şekli gibi kibarca “yakalanmaktadır”. Öyle ki katiller de gördükleri bu korumacı tutuma, kayıtsız kalmamakta, kendilerini besleyen, teşvik edenlere karşı şükranlarını sunmaktadırlar.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 27 Haziran 2021
  • 17:16

AKP-MHP iktidarının yargıyı “katilleri koruma ve muhalifleri susturma” aracı olarak kullandığı, Berkin Elvan’ın katledilmesi davasının karar duruşmasında bir kez daha görüldü. Haziran Direnişi sırasında Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu girdiği komada yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin açılan davanın karar duruşması geçtiğimiz günlerde “nihayet” yapıldı.

Geçen 8 yıl içinde 20 duruşması görülen davanın her aşamasında çelişkili beyanlar, karşılığı olmayan ifadeler, karartılan deliller ve tarafsızlığı şüpheli raporlarla kayıtlara geçti. Ancak 8 yıl boyunca hem Berkin’in ailesi hem de toplumun büyük bir kesimi tarafından davayı sahiplenme ısrarından vazgeçilmedi. Tüm yalan beyan ve yıldırma politikalarına rağmen dava kararlılıkla savunuldu.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülen karar duruşmasına, sanık polis Fatih Dalgalı yine getirilmedi. Katil polis, duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlandı. Berkin Elvan’ın avukatları katliamı tüm boyutlarıyla, delilleriyle ortaya koyarken, mahkeme heyeti önceden kurgulanmış tiyatrosunu sergiledi. Katil sanık polis için istenilen müebbet cezasını adeta ödül verircesine 16 yıl 8 aya düşürdü. Hakkında yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol tedbiri uygulanan katil polis tutuklanmazken, cezasının yürürlüğe girmesi, Yargıtay tarafından onanmasına bırakıldı. Görüldüğü gibi, Berkin Elvan’ın katilinin yargılanması gerekirken, katil polis adeta ödüllendirildi, serbest bırakıldı. Bir kez daha katiller, düzenin yargısıyla korundu, aklandı.

“Önceden kurgulanmış tiyatro”ları bugüne kadar birçok duruşmada gördük, izledik. 11 yıl önce, Amed’in Lice ilçesine bağlı Şenlik köyünde koyun otlatırken karakoldan atılan havan topunun patlaması sonucu yaşamını yitiren Ceylan Önkol için açılan davanın duruşmalarının mahkeme heyetinde farklı yüzler yer alsa da yargı aynı düzen yargısıydı. Keza Medeni Yıldırım için açılan davanın duruşmalarında da bilindik simalar göze çarpıyor ve dava o zamandan bugüne hala da bilindik senaryolarla süründürülüyor. Medeni Yıldırım, Amed’in Lice ilçesinde 2013’te yapılan kalekol protestosu sırasında askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirmişti.

Daha nice mahkemede tanık olduğumuz gibi, ilericiler, muhalifler, devrimciler ağır cezalara çarptırılıp cezaevlerine kapatılırlarken, katiller, tacizciler ve tecavüzcüler düzen yargısı tarafından aklanmaya, kollanmaya devam ediyor. Katiller, tıpkı Deniz Poyraz’ı katleden faşist katilin alınma şekli gibi kibarca “yakalanmaktadır”. Öyle ki katiller de gördükleri bu korumacı tutuma, kayıtsız kalmamakta, kendilerini besleyen, teşvik edenlere karşı şükranlarını sunmaktadırlar. Tıpkı Berkin Elvan’ın katilinin duruşmada “Ne yaptıysam devletime hizmet için yaptım” derken olduğu gibi…

Aslında denklem çok basittir. İktidar tarafındaysan yargılayan tarafsın, iktidarın karşısındaysan yargılanan tarafsındır. Ancak delilleri ne kadar karartmaya çalışırlarsa çalışsınlar, yargılamayı ne kadar yalan beyan üzerinden sürdürürlerse sürdürsünler, gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadadır. Gerçekler, toplumun büyük bir kesimi tarafından bilinmektedir.

Kapitalist düzenin yıkılması mücadelesini sürdürürken, elbette sürmekte olan davaların peşini bırakmamak, katillerin rahatça hareket edemeyeceklerini göstermek açısından önemlidir. Kapitalist düzende yargı sisteminin ancak toplumsal bir tepkiselliğe konu olduğu oranda, toplumsal basınçtan kaynaklı bir nebze doğru yönde işlediği, katilleri kolayca aklayamadığı görülmektedir. Düzen yargısı eliyle katillerin, tecavüzcülerin aklanmasının hesabı elbet bir gün hesabı sorulacaktır. Yargının, iktidar tarafından ilericilere, devrimcilere, muhaliflere yönelik bir sopa olarak kullanıldığı bu düzen yıkılıp yerine sosyalist düzen kurulduğunda yargı sistemi de temelden değişecek, işçi sınıfının devrimci adaleti hakim olacaktır.