Sermaye medyası egemenlerin kendi sınıf çıkarları için kullandıkları en etkili araçlardan biridir. Gerici-faşist iktidar da 21 yıldır süren saltanatını, özellikle eğitim ve medyada var ettiği gerici dönüşümle “sağlamlaştırmıştır.”
Çok geniş bir alanı kaplayan medya alanında çok sayıda gazete/dergi ya da televizyon kanalının olduğunu biliyoruz. Dinlediğimiz ya da okuduğumuz her haber belli bir ideolojiye hizmet etmektedir. Geçtiğimiz günlerde Oxford Üniversitesi ve Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü 2023 Dijital Raporu yayınlandı. Rapora göre Türkiye’de haberlere güven oranı sürekli düşmektedir. Ayrıca raporda, Türkiye'nin dünya basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 165'inci sırada yer aldığı belirtiliyor. Raporda yer alan dikkat çekici bir diğer veri ise, dünya genelinde insanların haberlere ilgi oranının yüzde 63 gibi oranından 2023 itibari ile yüzde 48 oranına gerilemesidir. Bu veri de Türkiye’de haberlere karşı oluşan güvensizliğin aslında tüm dünyadaki genel eğilime uygun olduğu göstermektedir. Haberleri izlemekte yaşanan ilgisizliğin nedenlerinde biri de raporda ekonomik kriz, savaş vb. gibi başlıklardan insanların bilinçli olarak “kaçınma” ya da “maruz kalmama” halleri olarak ifade ediliyor.
Bu verilerin de gösterdiği gibi tüm burjuva devletlerinde medya sermayenin hizmetindedir ve onun çıkarlarını korumak ve kollamak da esas misyonlarını oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu misyonu “hakkıyla” yerine getirebilmesinin en temel yol ve yöntemlerden biri de yalan ve manipülasyona dayalı bir habercilik yapmasından geçmektedir.
Tüm bunların karşısında duran devrimci ve düzene muhalif medya ise her türlü şiddet ve saldırıya maruz kalmakta; en temel insani haklardan biri olan ifade özgürlüğünün kullanılması halinde gözaltı ve tutuklama terörüne uğramasıdır. Burjuva muhalefet kanallarına dahi tahammül edilememekte, RTÜK eliyle türlü sansür-yasak-ceza politikaları hayata geçirilmektedir. Basın ve medyayı daha fazla denetimi altında tutmak isteyen AKP-MHP iktidarı sürekli yeni yasal düzenlemeleri hayata geçirmektedir. Mafya-çete-devlet ilişki ağını açığa çıkaran, toplumsal olayları/sorunları yazan-çizen kim varsa hem devlet hem de çeteler eliyle baskı altına alınmaktadır. Türkiye'de bugün 848 gazeteci tutuklu bulunmaktadır. Son günlerde tanık olunan Merdan Yanardağ’ın tutuklanması örneğinde olduğu gibi, Türkiye'de gazetecilerin ne denli ağır baskı koşulları altında olduklarının yeni bir göstergesidir.
Bugün, burjuva medyanın temel misyonu ve işlevi yalan-yanlış haberleri yaymak, ırk-din-dil gibi yapay ayrımları körüklemek, tetikçilik yapmak ve sermaye devletinin ve sınıfının çıkarlarını savunmaktır.
M. Nevra