Maraş merkezli 10 ili de etkileyen depremde resmi rakamlara göre şu ana kadar yaklaşık 40 bin insan hayatını kaybetti. Depremin yaşandığı bölgelerde hemen hemen her ulustan insanlar arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Öyle ki AFAD’ın gitmediği bölgelere Suriye uyruklu insanlar, Kürt emekçileri, Kübalı doktorlar, Yunan arama-kurtarma ekipleri gibi farklı ulustan emekçiler, yardıma koşmasalardı muhtemelen binlerce insan ölüme terk edilenler arasında olacaktı. AFAD gönüllüsü olarak katılan birçok insanı kurtaran Suriye uyruklu Muhammed Elali, evine dönerken kaza geçirip öldüğünde geriye kurtardığı birçok can bıraktı. Bir başka örnek de küçük yaştaki kızı kurtaran Yunanlı bir kişinin görüntüleri kardeşliğin karesini bir kere daha tüm insanlığa göstermiş oldu.
Böylesi bir kardeşlik örneği gösteren bir tabloda, iliklerine kadar ırkçılık bataklığına batmış faşist zihniyetli Ümit Özdağ başta olmak üzere birçok gerici mecralardan yapılan ırkçı açıklamalarla birlikte, yabancı uyruklu insanlara dönük insanlık dışı işkenceler yapıldı. Bu da yetmezmiş gibi bu görüntüler sosyal medyada pervasızca paylaşıldı. Konuşulması gereken ya da hesap verilmesi gerek birçok şey var iken ısrarla ırkçılığı körükleyenlerin amacı tam da görünen gerçekleri gizlemek olmuştur. Bu ırkçı söylemler nedeniyle yardıma gelenler geri dönmek zorunda kaldı. Ümit Özdağ gibi maşaların amacı kitlelerin depremde yaşayıp gördükleri devlet gerçeğini, enkaz altında kalanları ölüme terk edildiği gerçeğini örtüp milliyetçilikten beslenmektir. En milliyetçi görüşlü, “ben MHP’liyim” diyen insanlar dahi deprem bölgesinde “terörist” olarak lanse edilen devrimcilerin yardıma koştuklarını fakat ortada ne MHP’den ne de türevlerinden kimsenin olmadığını gördü. 7,7 depremi, emekçilere “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” zihniyetinin ne derece zararlı ve yalnızlaştıran bir düşünce olduğunu bir kere daha gösterdi.
Kapitalistler işçilerin bir sınıf olarak ortaya çıkmasını engellemek için her türlü yapay ayrımları devreye sokar. Türk sermaye devleti de milliyetçiliği ve dinsel gericiliği bugüne dek kendi bekası için en etkili bir biçimde kullanagelmiştir. Bugün hala Kürt halkına, diline ve kültürüne dönük saldırganlık devam ediyor. Göçmenlere dönük saldırılar son yıllarda bizzat yine bizzat faşist Ümit Özdağ tarafından tırmandırıldı. “İşsizliğin, yaşanan ekonomik krizin sorumlusu göçmenler sebep oldu” şeklinde algı yaratarak sermaye düzeninin bizzat yarattığı sefaletin gerçek kaynağı olduğu olgusu gizlenmeye çalışıldı. Sermaye devleti ve onun temsilcileri yarattıkları yıkımı gizlemek ve kitlelerin biriken öfkesini yönelmesi gereken asıl hedeften saptırmak için yapmayı tercih etmedikleri tüm kirli ve karanlık işleri faşist tetikçileri eliyle yapıyor/yapmaya devam edecekler. Yaşanan bu depremlerde ölüme terk edilenlerden hesap sormak, Ümit Özdağ gibi faşistlerden hesap sormaktan bağımsız değildir.
Sermaye düzenin yarattığı yıkıma karşı biriken öfkeyi doğru hedefe yönlendirmek başta sınıf devrimcileri olmak üzere bütün ilerici kurum ve örgütlerin görevidir.
M. Serhat