AKP-MHP iktidarının kitle desteği günden güne eriyor. Kaybettiği desteği gericiliğe sarılarak kazanmaya çalışan AKP-MHP iktidarı kadınlara, LGBTİ+’lara, göçmenlere, kendisine muhalif herkese gözü dönmüş şekilde saldırıyor. Bu saldırganlığın önemli bir ayağını da haber alma ve verme kanalları olarak sosyal medya ile muhalif, ilerici ve devrimci basın oluşturuyor. İş başına getirildiği günden bu yana TV kanalları ve gazeteleri sistematik olarak tek sese dönüştüren gerici-faşist rejim baskılarını artırmaya devam ediyor.
“Dezenformasyonla mücadele” adı altında geçirilmeye çalışılan sansür yasasının tepkiler üzerine ertelenmesinin ardından bu kez de Basın Ahlak Esasları değiştirildi. Basın İlan Kurumu’nun 1994 tarihli esaslarına getirilen değişikle yeni kararda “yalan ve yanlış haber, hakaret ve sövme, terörü meşrulaştırma, lekelenmeme hakkı, ailenin korunması” vb. başlıklar yer alıyor.
Basın İlan Kurumu (BİK) resmi ilanların dağıtımında adaletsiz davranıldığı ve basına dönük sansürün yoğun olduğu dönemde hükümet ile gazeteleri karşı karşıya getiren uygulamaya son vermek amacıyla 1961 yılında kuruldu. Resmi internet sitesindeki bilgilere göre “resmi ilanların adil bir şekilde gazetelere dağıtılması amacıyla kurulan” BİK’in düzenleyici ve denetleyici bir kurum olduğu belirtiliyor. Ancak gerici-faşist rejimin, burjuva hukukunu bile yok sayan işleyişi sonucu BİK de tamamen AKP ile bütünleşti. 2018’de yayınlanan bir kararname ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yetkilerine, Basın İlan Kurumu’nu denetlemesinin de eklenmesiyle birlikte BİK artık tamamen iktidarın kontrolüne geçti. BİK, AKP’nin kontrol altına alamadığı muhalif ve ilerici basın organlarına, Basın Ahlak Esasları’na dayandırarak kestiği cezalarla ekonomik olarak zayıflatmaya çalışan bir kurum olarak işlev görüyor.
Basın Ahlak Esasları’nda yapılan değişikliğin “resmi ilan dağıtımı” ile ilgisi olmadığı ortadadır. BİK’in 36 kişilik kurulunda yalnızca 7 gazeteci bulunuyor ve değişiklik kararı 7 gazetecinin “ret” oyuna rağmen alınıyor. Kararla birlikte yapılan bazı değişiklikler şu şekilde:
* “Ahlaka aykırı yayın yapılamayacağı” şeklindeki eski madde “genel ahlaka” olarak değiştirildi.
* “Terörü özendirecek yayın yapılamaz” maddesi “Terör örgütleri, bunların üyeleri ve olaylar hakkında bilgi ve görsellere, bu örgütleri meşru gösterecek şekilde yer verilemez” olarak genişletildi ve “Suçu ve suçluyu övecek, halkı kin veya düşmanlığa tahrik edecek yayın yapılamaz” ilkesi eklendi.
* “Toplumun temeli olan aile yapısını bozmaya yönelik ve ailenin korunmasına aykırı yayın yapılamayacağı” ve “Türk toplumunun ortak milli ve manevi değerlerini zayıflatmaya yönelik yayın yapılamayacağı” şeklindeki hükümler yer aldı.
* Ek gösterge alan gazetelerin sosyal ağ hesaplarının da tıpkı internet haber sitelerinde olduğu gibi benzer sorumlulukları üstlenmesine karar verildi.
* Haber başlıklarına yönelik “Haberin içeriği saptırılamaz ve çelişki yaratılamaz” şartlarına, “Yanıltıcı olunamaz” şartı eklenirken, suçsuzluk ilkesine yönelik maddede yapılan değişiklikle de “soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilemeyeceği” düzenlendi.
* Düzenlemede cinsiyet ayrımcılığına yönelik maddede cinsel yönelim ifadesi yer almazken “milli ve toplumsal değerler” adı altında soyut ve içeriği net bir şekilde belli olmayan ifadeler kullanıldı.
* Değişiklik öncesi “kesinleşmiş mahkeme kararı” bulunması durumunda içeriğin yayından kaldırılacağı düzenleniyordu. Ancak “kesinleşmiş hâkim kararı” bulunması durumunda da içeriğin yayından kaldırılması yönünde değişiklik yapıldı. Ayrıca, “kişinin, kurumun veya toplumsal grubun onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek sözcükler kullanılamayacak” diye eklendi.
* Eski metinde “Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur, kendisine verilen sırları ve kaynağını açıklayamaz” ifadesi ile yer alan ilke, “Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur, kendisine verilen sırları ve kaynağını açıklamaya zorlanamaz” ifadesi ile değiştirildi.
Yapılan değişikliklerde de görüldüğü gibi esaslarda hukuki belirlilikten, nesnellikten, kapsayıcılıktan uzak ve kişiye göre yorumlanabilecek hükümler yer alıyor. Gazeteciler, habere erişiminden haberin sunumuna, haberde kullanacağı görsele ve haber metninin içeriğine kadar birçok konuda kısıtlanmak isteniyor. “Genel ahlak” ifadesi ile gerici rejim, kendi ahlak kurallarını bir başka şekilde dayatacaktır. Bu ifade kullanılarak hedeflenenin cezalandırılmak istenen gazeteler ya da gazeteciler olduğu açıktır. Görünen o ki, RTÜK nasıl çalışıyorsa BİK de öyle çalışacak. Düzen muhalefetinin söylemlerini yayınladıkları için bile pek çok kanala ceza yağdıran RTÜK nasıl usulsüzce ceza yağdırıyorsa BİK de yazılı alanda aynı işlevi sürdürecek. BİK, muhalif ve ilerici basına yönelik cezalandırma yöntemini zaten kullanıyordu ancak BİK’in elindeki sopa yeni değişiklikle güçlendirilecek. Yeni ahlak ilkeleriyle gazetelerin, internet sayfalarının ve sosyal medya hesaplarının da denetim altına alınıp keyfi şekilde cezalandırılması yaygınlaşacak.