Avrupa'nın aşırı sağcı/faşist partileri ve siyasi ideologları Brüksel'de konferans düzenledi. 17 Nisan’da Brüksel’de Ulusal Muhafazakârlık Konferansı (National Conservatism Conference) adı altında düzenlenen toplantı Avrupa kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Konferans öncesi ve sonrasında yaşananların yankıları devam ediyor.
Brüksel’deki bu sağcı-faşist buluşma, önce belediye başkanı tarafından “kamu güvenliği” gerekçesiyle yasaklandı.
Mahkemeye taşınan belediyenin yasak kararı, hızla çıkarılan bir mahkeme kararıyla kaldırıldı. Bu gelişmeler, sağcı-faşist buluşmanın daha da ses getirmesine neden oldu.
Sözü geçen buluşma, bir “düşünce kuruluşu” olduğu iddia edilen Edmund Burke Vakfı tarafından düzenlendi. Konuşmacılar arasında Fransa’daki aşırı sağcı Yeniden Fetih Partisinin (Reconquête) şefi Eric Zemmour, Brexit sürecinin önde gelen ismi ve İngiltere’deki Reform UK adlı partinin onursal başkanı Nigel Farage, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi isimler de yer alıyordu.
Nedir bu “Ulusal Muhafazakârlar Konferansı?”
Konferans, ulus fikri adı altında ırkçılığın, ulusal geleneklere bağlılık adı altında faşizmin, dışarda Çin’i, içerde ise Marksizmi tehdit olarak gören parti, çevre ve tanınmış ideologların bir araya geldiği bir organizasyondu. Bileşenler, “Avrupa’nın ‘baltalanan’ geleneksel değerlerini savunmak için bir araya gelen uluslararası bir hareket” olduklarını iddia ediyor. “Avrupa’da Ulus ve Devleti Korumak” için yola çıktığını öne süren bu güruh, Avrupa’nın daha fazla merkezileşmesine karşı çıkmakta ve ulus-devlete dönüşü savunmaktadır.
Konferansın konuşmacıları arasında Nigel Farage gibi Brexit ile özdeşleşmiş isimlerin yanı sıra, Eric Zemmour, Viktor Orban gibi isimlerin olması bu “düşüncelerle” örtüşüyor.
Türkiye’de faşist, Belçika’da “sosyalist” belediye başkanı
Brüksel’de yapılan konferans Saint-Josse-ten-Noode Belediye Başkanı Emir Kır tarafından “kamu güvenliği” gerekçesiyle iptal edilmişti.
Belçika’nın Üst İdari Mahkemesi 24 saat geçmeden belediyenin yasağını, “ülkenin anayasal barışçıl toplanma hakkını ihlal ettiği” gerekçesiyle rafa kaldırdı.
Emir Kır, Belçika’da doğmuş-büyümüş 56 yaşında Türkiye kökenli biri. Kır 2019’da Belçika Sosyalist Parti’nden (PS) beş yıllığına yeniden belediye başkanı seçilmişti. Emir Kır 2020 yılı başında Türkiye’den gelen ve aralarında CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da olduğu, MHP ve AKP’li belediye başkanlarından oluşan bir heyetle makamında görüştüğü için yoğun tepkiler almış, sonrasında partisinden ihraç edilmişti. Belçika’da dinci-faşist çevrelerle iyi ilişkileri olan bu şahıs, her ne kadar içinde yer aldığı Sosyalist Parti nedeniyle “Türkiye’de faşist Avrupa’da sosyalist” olmakla itham edilse de gerçek olan, faşistin her yerde faşist olmasıdır.
Sağcı-faşist parti ve çevrelerin düzenlediği buluşmayı yasaklama girişiminin nedeni, bu faşist güruhun göçmen karşıtı olması ve Emir Kır’ın bu partilerden “pas” alamamasıdır.
Belçika Üst İdari Mahkemesi’nin belediyenin yasak kararını kaldırması sonrası, konferansın konuşmacılarından Fransız asıllı aşırı sağcı-faşist Eric Zemmour, “Tanrı’ya şükür, uyguladığımız baskı ve tüm Avrupa’daki tepkiler sayesinde bu skandal bertaraf edildi. Avrupa hâlâ liberal demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün kıtası olduğunu gösterdi”açıklaması yaptı. Belediye Başkanı Kır’ı “Erdoğancı, İslamcı ve sosyalist” olmakla itham etti.
Yasaklama girişimini kendine yakışır biçimde komünistlerle ilişkilendiren Macar lider Victor Orban’ın yanı sıra, Belçika Başbakanı Alexander De Croo, konferansın iptal edilmesini eleştirerek “kabul edilemez” dedi.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da mahkeme kararı çıkmadan önce katılımcıların konferans alanına girmesinin kolluk kuvvetleri tarafından engellenmesini “son derece rahatsız edici” olarak nitelendirdi.
Konferansta konuşmacıları arasında yer alan eski Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki de yasaklama kararını eleştiren arasındaydı.
Filistin’de soykırıma göz yuman, Siyonist savaş çetesine destek veren, soykırım karşıtı her türlü gösteri ve toplantıyı yasaklayarak boğmaya çalışanlar, söz konusu sağcı-faşist bir güruhun buluşması olunca, ikiyüzlüce “hukukun üstünlüğüne” vurgu yaparak, demokratlıklarına, liberal değerlerine toz kondurmuyorlar. Bu riyakar takımına göre “liberal ifade özgürlüğü” soykırıma uğrayan halklarla dayanışmak isteyenler için değil, sadece faşistler için geçerlidir.