Uluslararası sermaye ve küresel güçlerin “jeopolitik ve jeostratejik hedefler uğruna” dünyanın bir dizi bölgesinde sürdürdüğü savaşlar ve iç çatışmalar nedeniyle yerinden yurdundan edilerek iç ve dış göçe zorlanan insanlar “güvenilir ve rahat bir yaşam” uğruna ölümü göze alarak yollara düşüyor. Göçmenlerin ulaşmaya çalıştıkları hedeflerden biri de Avrupa ülkeleri. Avrupa ise, göçebe durumuna düşürdüğü bu insanları kendinden uzak tutmak için her yol, yöntem ve aracı deniyor. Avrupa sınırlarını koruma ajansı Frontex bu araçlardan biri.
2015-2022 yılları arasında Frontex’in başında bulunan Fabrice Leggeri, on binlerce göçmenin açık denizlerde ve kıyılarda ölümüne sebep olmak veya göz yummakla itham ediliyor.
Eski Frontex direktörü olan bu şahıs, göçmenlerin Avrupa Birliği (AB) sularından “geri itilmesine” göz yumduğu suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına rağmen, Avrupa Parlamentosu seçimleri için Fransa’nın, (kurucusunun adından dolayı Le Pen diye de anılıyor) aşırı sağcı-faşist Ulusal Birlik Partisi'nden (Rassemblement National/RN) aday oldu.
Le Pen’den Avrupa Parlamentosu (AP) için aday olan Frontex’in (Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı) eski direktörlerinden Fabrice Leggeri, 2015-2022 yılları arasında AB’nin sınırlarından sorumluydu.
Yedi yıl boyunca Frontex’in başında yer alan Leggeri’nin adı, açık denizde ve kıyılarda göçmenlerle dolu botların geri itilmesi ve batırılmasıyla sık sık gündeme gelmişti. Bu kişi Haziran 2024’de yapılacak AP seçimlerinde Le Pen’in adayı oldu ve seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Leggeri, Fransa İçişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nda rüştünü ispatladıktan sonra Brüksel’de Avrupa Komisyonu’na terfi ettirildi. Burada da hizmette kusur etmeyen Leggeri, 2015 yılında Frontex’in başına atandı.
Avrupa’nın en önemli kuruluşlarından biri sayılan Frontex’in bütçesi her yıl artırılıyor. Bu şaibeli/karanlık kuruma ayrılan bütçenin 2027 yılına kadar yıllık 1 milyar Euro’ya ulaşması bekleniyor. AB’nin bu “önemli” kuruluşu, 2015 yılında yaşanan “sığınmacı krizi” sonrasında daha da “önemli” hale geldi.
Leggeri’nin Frontex’in başındayken 7 yıllık icraatını mercek altına alan, Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Ofisi’nin (OLAF) hazırladığı raporda, Akdeniz’deki sığınmacı botlarının yasadışı olarak geri itilmesinin “gizlendiği” belirtilmişti. Söz konusu raporun kamuoyuna yansıması sonrası Fabrice Leggeri, Nisan 2022’de “yoğun kamuoyu baskısı nedeniyle” istifa etmek zorunda kalmıştı. Bu şahıs İstifa ederken bile, göçmenlere kin kusmuş, “Avrupa hukukunun zulme uğradığından” dem vurmuş ve faşist Le Pen’e katılarak yerini bulmuştu. Şimdi de o partiden daha önce bürokrat olarak hizmet ettiği Avrupa Parlamentosu’na parlamenter olarak girmeye hazırlanıyor.
Leggeri’nin Frontex’li yılları
Bazı demokratik kitle örgütleri ve kamuoyunun baskısı sonucu, OLAF 2020 yılında Frontex hakkında iki soruşturma başlattı. Der Spiegel, Bellingcat, Lighthouse Reports gibi medya organları, Frontex’in “geri itmelerdeki” icraatlarını belgeleyen yayınlar yaptı.
2020 yılında Frontex’in, Yunan karasularında içinde 33 göçmenin bulunduğu bir tekneyi Türkiye karasularına doğru itmesi kameralara yansımıştı.
Fabrice Leggeri’nin Frontex’in başında olduğu yedi yıllık süre boyunca resmi rakamlara göre 16 bin 272 göçmen AB ülkelerine ulaşmaya çalışırken denizde boğuldu/boğduruldu.
OLAF’ın raporunda, “geri itmelerin” (“botları batırmanın” diye okunmalı), “uluslararası hukuka aykırı olduğu” belirtiliyor, Frontex ise “Avrupa Birliği’ne sadakatsizlik ve idari sorumluluklarını yerine getirmemekle” suçlanıyor.
Frontex, “bir mültecinin hayatının tehdit altında olduğu bir ülkeye geri gönderilemeyeceğini” öngören “Cenevre Sözleşmesine” rağmen, bile isteye dünya kamuoyu önünde suç işlemiş, hala da işlemeye devam ediyor.
OLAF’ın raporunda, bu suça ortak olmak istemeyen bazı Frontex çalışanlarının “aşağılanma, taciz ve gözdağına maruz kaldığı” ifade ediliyor.
Avrupa Parlamentosu üyesi Fabienne Keller ise Frontex’i “içimizdeki bir karşı güç” diye nitelerken, milletvekili Damien Carême, Fabrice Leggeri Frontex’in başında iken “kendi göç politikasını” hayata geçirmeyi başardığını ve yedi yıl boyunca “tamamen yasa dışı” olarak hareket ettiğini dile getirmişti.
“Fransa ve Avrupa’yı yola getirmek için adayım”
Leggeri AP adaylığı için yaptığı bir açıklamada, “Frontex’in Avrupa Komisyonu tarafından yanlış yönlendirildiğini ve etkili olamadığını” iddia ederek, Avrupa Parlamentosu’nda savunacağı göçmen politikası hakkında fikir vermişti.
Geçmişi geleceğine referans gösterilen Leggeri’nin AP adaylığı, ırkçı-faşist ve aşırı sağcı partiler tarafından “çok önemli” görülüyor.
Caniliği ile anılan Leggeri, adaylığı ile ilgili verdiği bir mülakatta, “Adaylığım, Fransa ve Avrupa’yı tekrar doğru yola sokmak için atılan en önemli adımdır” diyerek, seçilmesi halinde AP ve AB’deki misyonunun çerçevesini çizmişti.
Nisan ayında İnsan Hakları Ligi (La Ligue des Droits de l’Homme) ile Utopia 56 adlı örgütler Leggeri hakkında, Frontex’in başında olduğu dönemde “insanlığa karşı suçlar işlediği” suçlamasıyla dava açmıştı.
Tartışmalara dair açıklama yapan faşist Le Pen’in Başkanı Jordan Bardella, Frontex’in “geri itme” uygulamasından yana olduğunu belirtmiş ve Fabrice Leggeri’yi partisinin “göç politikasının gelecekte uygulanması için önemli bir değer” olarak nitelemişti.
Her ne kadar Leggeri, “Avrupa’yı yola getirmek” iddiasıyla yola çıktığını söylese de onun misyonu zaten o yolda olan Avrupa’nın daha hızlı ilerlemesine yardımcı olmak ve bu süreçte hizmette kusur etmemeye devam etmektir.