Uluslararası Af Örgütü, 6 Ağustos günü Ukrayna ordusunu askeri taktikleriyle sivilleri tehlikeye atmakla suçlayan bir rapor yayınladı. Rapor, “Ukrayna silahlı kuvvetleri Nisan ve haziran ayları arasında güney Ukrayna’daki Mykolayiv ve doğu Ukrayna’daki Kharkiv ve Donbass çevresindeki bölgelerde, okullar ve hastaneler de dahil olmak üzere 19 kasaba ve şehirdeki yerleşim bölgelerinden ateş açarak sivilleri riske attığını” belirtiyor. Rapor, Ukrayna askerlerinin, Rus saldırılarına maruz kalma riskine rağmen sivillerin tahliyesi emrini vermediğine de dikkat çekiyor. Oysa uluslararası hukuka göre, ordu, sivillere zarar verebilecek saldırılara karşı etkili uyarılar yapmak, sivil kayıpları en aza indirmek ve güvenli tahliye için elinden gelen her şeyi yapmakla yükümlüdür.
Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, Ukrayna ordusunun yoğun nüfuslu bölgelerde faaliyet göstererek sivilleri tehlikeye atma ve savaş yasasını ihlal etme modelini belgelediğini söyledi. Uluslararası hukukun ihlal edilerek hastanelerin, okulların ve binaların fiili askeri üsler olarak kullanıldığını belirten rapor, “Donbas ve Mikolayiv bölgelerindeki kasaba ve köylerdeki okullarda rutin olarak üsler kurduğu” sonucuna varıldı. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını kınayan ve bugüne kadar çoğunlukla yalnızca Rusya’nın savaş suçlarına odaklanan Af Örgütü, hazırladığı raporda “Uluslararası Af Örgütü, Odessa’nın doğusundaki bir kasabada, Ukraynalı askerlerin sivil alanları askeri karargâh olarak kullandığını gördü.” Yanı sıra, ziyaret edilen 29 okulun 22’sinde askeri kıyafetlere, mühimmat kalıntılarına, askeri erzak ve araçlara rastlandığını da belirtti. Af Örgütü, yerel bir sakinin “Ordunun kararlarında söz hakkımız yok ama bedelini ödüyoruz” ifadelerine de yer verdi.
Ukrayna ve onun emperyalist destekçileri rapora tepki gösterdi. Zelenskyy, Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna, “sorumluluğu saldırgandan kurbana kaydırmaya” çalışıyor diyerek histerik bir tepki gösterdi. “…Bu tür manipülatif raporlar ortaya çıktığında, insanların öldürülmesinin sorumluluğunu paylaşıyorlar” iddiasında bulundu. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba da “haksız” iddialara “öfke” duydu. Uluslararası Af Örgütü’nü “binlerce sivili, şehri ve alanı yok eden ülke ile kendini umutsuzca savunan ülke arasında zalimler ve kurbanlar arasında yanlış bir denge kurmakla” suçladı. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Mykhailo Podoliak ise, Ukrayna ordusunun, hayat kurtarmak ve sivilleri güvenli bölgelere getirmek için tüm önlemleri aldığını ileri sürdü. Ukrayna ve onun emperyalist destekçileri rapora tepki gösterdi
Uluslararası Af Örgütü, yayınladığı rapora gösterilen tepkiye ilişkin yaptığı açıklamada, “Uluslararası Af Örgütü, Ukrayna ordusunun kullandığı muharebe taktiklerine ilişkin basın açıklamamızın yol açtığı öfkeden derin üzüntü duymaktadır” denildi. Af Örgütü’nün önceliğinin “her zaman sivillerin korunmasını sağlamak” olduğunu söyledi. En son raporun tek amacının da bu olduğunu belirtti. “Bulgularımızın tamamen arkasındayız, ancak neden olduğu acılardan dolayı üzgünüz” denildi. Belgelenen hiçbir şeyin Rus saldırılarını haklı çıkarmadığını da vurgulayan rapor, ancak bunun “Ukrayna ordusunun uluslararası insancıl hukuka uymak zorunda olmadığı anlamına gelmediği” konusunda ısrar etti. Af örgütünün Ukrayna bürosunun raporun yayınlanmasına şiddetle karşı çıktığı belirtiliyor. Af Örgütü Ukrayna Başkanı Oksana Pokalchuk, raporun yayınlanmasını engellemek için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti. “Rapor Moskova için bir propaganda hediyesiydi” iddiasında bulunarak istifa etti.
Uluslararası Af Örgütü’nün son raporu, sivillerin Ukrayna ordusu tarafından canlı kalkan olarak kullanıldığına dair kanıtlar ileri süren Birleşmiş Milletler raporlarıyla da örtüşüyor. Mart ayı başlarında yayınlanan BM raporu, Luhansk bölgesindeki bir bakımevine yapılan Rus saldırısından Ukrayna askerlerini sorumlu tuttu. Rapor, saldırıdan birkaç gün önce Ukraynalı askerlerin bir binada mevzilendikleri ve binayı fiilen saldırılar için hedef haline getirdiğini de belirtmişti. Bu son iki rapor, Ukrayna ordusu ve onun Azak Taburu gibi neo-faşist paramiliter güçleri tarafından işlenen suçları belgelediği gibi, Rus savaş esirlerine karşı işlenen savaş suçlarına da yeniden dikkat çekmiş oldu.
Dolayısıyla rapor, sivil nüfusun emperyalist güçler ve onların Ukrayna egemenleri ve ordusu için bir değer ifade etmediğini, Ukrayna’daki vekil emperyalist savaş da Ukrayna halkının emperyalist çıkarlar uğruna bir kurban olduğunu, rapor ayrıca teyit ediyor. Ukrayna’daki gerçek durumun raporun öne sürdüğünden çok daha beter olduğunda da kuşku yok.
Sürmekte olan savaşta Rusya’nın tek suçlu olduğu ve Rus olan her şeye düşmanlığın körüklendiği batılı emperyalist savaş propagandasının ortasında yayınlanan bu rapor, aynı zamanda emperyalist propagandaya da bir darbe oldu. Batılı emperyalistler tarafından Ukrayna’yı silaha boğmanın hiç de Ukrayna halkının “özgürlüğünü-demokrasisini” ve onun “haklarını” savunmakla, “barışı istemek”le ilgisi olmadığının da göstergelerinden biri oldu. Milyonlarca hayatın ve on binlerce ölümün, bu savaşı kışkırtan ABD ve batılı müttefiklerin ve onların Ukraynalı kuklaların umurlarında değil. Onların derdi, emperyalist hegemonya mücadelesinde çıkarları uğruna Ukrayna topraklarını ve halkını kullanmaktır.