Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin geçtiğimiz günlerde 2022 yılı asgari ücret görüşmelerinin 1 Aralık’ta başlayacağını ve kısa sürede sonuçlandırılacağını duyurmuştu. “Asgari ücret toplumu tatmin edecek, adalet duygusunu pekiştirecek bir seviyede olacak” diye açıklama yapan sarayın bakanı, “Türk-İş ile bu konuda uzlaşmaya yakınız” demişti.
Sermayenin tetikçiliğini yapan AKP-MHP rejiminin pişkin sözcüleri, ekonomik kriz ve pandeminin ağır yükü altında ezilen işçi-emekçileri sahte vaatlerle oyalamakla meşguller. Sarayın kararlarıyla ekonomik kriz derinleşir, emekçiler günden güne yoksulluğa itilirken, din istismarcısı bu sahtekar takımı tam bir pişkinlikle masal anlatıyor. “Asgari ücretli enflasyonun altında ezilmeyecek” açıklamaları yapan bu rejiminin sözcüleri, diğer yandan “az ısınma”, “gerekirse kuru soğan yeriz”, “sebzeyi taneyle alın” tavsiyeleri sıralayarak riyakarlıklarını gözler önüne seriyorlar. Kendileri saraylarda sefahat sürerken, tam bir fütursuzlukla emekçilere kuru soğan yemelerini söylüyorlar. Tıpkı koluna 50 bin dolarlık çanta takan Emine Erdoğan’ın “öğünleri küçültün” diye “öğüt” vermesi gibi…
Kamu işçilerinin toplu sözleşme sürecinde hükümetle yaptığı çirkin işbirliği açık kalan mikrofondan yansımış, Türk-İş ağası Ergün Atalay’ın sarayın dalkavuklarından bir olduğu ispatlanmıştı. Bu düşkün ağa, 2022 yılı için saptanacak asgari ücrete dair şunları söylüyor: “İnşallah önümüze müspet, milletin tebessüm edeceği, belki yüzde 100'ü memnun olmaz ama toplumun 4'te 3'ünü, yüzde 90'ını memnun edecek bir rakam gelirse 'evet' deriz.” Adam sendika konfederasyonu başkanı, ama sermayenin tetikçiliğini yapan AKP-MHP rejiminden toplumun yüzde 90’ını memnun edecek bir asgari ücret zammı bekliyor.
Atalay, açıklanan enflasyon oranı ile gerçek enflasyon oranı arasındaki farkın ortada olduğunu söylemeyi ihmal etmediği konuşmasında, sermaye ve saray önünde diz çökmeye hazır olduğunu şu ifadelerle ilan etti:
"Burada bir siyasi parti '4 bin', öbür parti '4 bin 100' diyor. Bizim dışımızdaki sendikalardan biri '5 bin' diyor. '7 bin' diyen var. Bunları söylemek kolay. Ben de güzel bir rakam söylerim ama söylediğimle aldığımızın arasında uyum olması lazım. Türk-İş olarak yıllardır buna dikkat ediyoruz.”
Asgari ücret tespit komisyonunda bir figüran olarak oturtulan Ergün Atalay, güya o masada işçi sınıfını temsil ediyor. Oysa adam şimdiden iktidar ve sermayenin önüne postuserdiğini yüzü kızarmadan ilan ediyor.
Sendikacı sıfatıyla anılsa da, bir dalkavuktan başka bir şey olmayan Atalay ve onun gibilerden işçi sınıfına zarardan başka bir şey gelmez. Adam şimdiden “Karar sizin. Ama toplumun yüzde 90’ını tebessüm ettirecek bir zam yapın” diyor.
Yazık ki, asgari ücreti AKP-MHP rejiminin temsilcileri ile sermayenin kodaman takımı belirleyecek. Ergün Atalay ve avenesi ise mırın-kırın ederek imzalayacak. İşçi sınıfına düşman bu ‘üçlü çete’ (Saray rejimi-kapitalistler-Türk-İş ağaları) birkez daha milyonları sefalete mahkum eden bir ücret belirleyecek. Bu vahim tabloyu değiştirmenin tek yolu var: o da işçi sınıfının örgütlü gücüne dayanan mücadeleyi yükseltmesidir. Ancak o zaman insanca yaşamayan yeten bir asgari ücret talebi kazanılabilir.