Taşeron Belediye İşçileri Birliği (TABİB) “Tahammülümüz kalmadı, geçinemiyoruz” şiarıyla Beşiktaş İskele Meydanı’nda eylem gerçekleştirdi.
Basın metnini işçiler adına Tekin Şahin okudu.
Taşeron Belediye İşçileri Birliği'nin, belediye şirketlerinde çalışan işçilerin tabandan doğan öz örgütlenmesi olduğunu belirten Şahin şu şekilde devam etti:
“Türkiye’de milyonlarca insanın sorunu olan taşeron işçilik kamu hizmetinde de yıllardır kanayan bir yara. 2017’de TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK’in de katılımıyla CHP Emek Büroları tarafından düzenlenen Taşeron İşçilik Çalıştayı’nda taşeronluğun çalışma yaşamını kuralsızlaştıran modern bir kölelik düzeni olduğu kabul edilmişti. Bu süre zarfında taşeron işçiler olarak örgütlenmemiz ve Toplu İş Sözleşmesi yapmamızın yolu açılmış olsa da kadrolu işçilerin yararlandığı haklardan hâlâ yararlanamıyoruz.”
Sermaye iktidarının 2018 yılında verdiği taşeronluğun biteceği sözünü tutmadığına dikkat çeken Şahin belediyelerde çalışan işçilerin çok azı kadro sahibiyken yüz binlercesinin taşeron olduğunu belirtti.
“Sendikacılara itirazımız var!”
Şahin şu şekilde devam etti:
“Şahsi çıkarlarını işçi sınıfının çıkarlarına üstün tutan ve çürümüş koltuklarında işçi aidatlarıyla semiren fakat greve çıktığımızda grev fonu yok demekten utanmayan, işçinin üç katı maaş alan sendikacılara itirazımız var. Kendi teşkilatı, kendi partisinin şube yönetimini ele geçirip kendi küçük iktidar alanını kurmaktan başka vizyonu olmayan, o küçücük iktidarı korumak için de aslan kesilen, ses çıkarıp itiraz eden temsilcileri tasfiye edip yerine kayyım atamaktan çekinmeyen sendika yöneticilerine boyun eğmeyi reddediyoruz.”
“Tahammülümüz kalmadı”
TABİB olarak çoğulcu işçi demokrasisinden yana olduklarını belirten Şahin şunları vurguladı:
“Seçimden seçime oy kullanmak değil, işyeri komiteleri vasıtasıyla tüm aşamalarda eşit söz ve karar hakkına sahip olmak istiyoruz. Kapitalizm-patriyarka ittifakından, her alanda ayrımcılıktan beslenen emek sömürüsüne tahammülümüz kalmadı. Köhne sendika tüzüklerini değiştireceğiz. Kapalı kapılar ardında, işçinin onay vermediği toplu iş sözleşmeleri imzalanmasına izin vermeyeceğiz. Toplu iş sözleşmesi müzakerelerinin herkese açık yapılmasını ve canlı yayınlanmasını istiyoruz. İşçi sınıfından saklayacak bir şeyi olan kimse o masaya oturmayacak. Sendikaların itibarını lekeleyen, eleştiri hakkını kullanan işçiler değil, şeffaflıktan uzak sendikaların, işçisi hesap sorduğunda hesap verememesidir.
Kimse hesap vermediği, veremediği için bu ekonomik krizin faturasını biz ödemeyeceğiz. Her geçen gün ağırlaşan yoksulluk, dayatılan adaletsiz istihdam koşullarını daha da net ortaya çıkardı. Bıçak kemiğe dayandı. Geçinemiyoruz ve tahammülümüz kalmadı.”
Kadro talebini yineleyen Şahin son olarak şunları ifade etti:
“Taleplerimiz net. İnsanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olmak istiyoruz ve bunu ayrımsız, kayıtsız, şartsız her işçi için istiyoruz. Haftalık 40 saat çalışma, 52 günlük tediye, 6 ayda bir güncellenecek gerçek enflasyon oranında zam, zorunlu emekliliğin kaldırılması, gerçek kadrolu istihdam ve tüm sendikalarda gerçek temsil, eşit temsil haklarımızı talep ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında kamu hizmeti üreten yüz binlerce işçinin sözüdür bu!”