Sermayeye hizmette sınır tanımayan AKP iktidarının uygulamaları salgının hızla yayılmasına neden oluyor. Pandemi Türkiye'de görüldüğü ilk andan itibaren “çarklar dönsün gerisi önemli değil” anlayışı ile hareket eden AKP-MHP rejimi ve sermaye bu dönemi kendileri adına fırsata çevirdi. Esnek ve kuralsız çalışma uygulamalarını bir bir hayata geçirdiler. İşçileri köle, fabrikaları ise çalışma kampına dönüştüren adımları attılar ve atmaya devam ediyorlar. Ülke gündeminin baş sırasında yer alan salgın her geçen gün daha da kontrol edilemez hale geliyor.
Tablo böyle iken Erdoğan, bakanlar, sermayedarlar vaka sayılarının artmasından işçi ve emekçileri sorumlu tutuyor, faturasını da emekçilerin sırtına yüklemeye çalışıyorlar. “Bireysel önlemler alınmadığı” için vaka sayılarının arttığını her fırsatta öne sürüyorlar. Böylece kendi sorumsuzluklarının üzerini örtüyorlar. Oysaki vaka artışının esas nedeni; sermaye için hızla “normalleşme” ilan etmeleri, fabrikalarda yeterli önlem almadan sömürüyü sürdürmeleri, yaşamsal olmayan alanlarda üretimi durdurmamalarıdır. Parklar kapalıyken AVM’lerin hızla açılması bunun en açık örneğidir.
Sinbo’da önlem alınmıyor
Ülke genelindeki vahim tablo Sinbo’da da olduğu gibi hayat buluyor. Vaka görülen işçi sayısı her geçen gün artıyor. İki haftada 8 işçinin Covid-19 testleri pozitif çıktı. Pozitif çıkan işçilerle temaslı olan ve bazı belirtiler gösteren işçiler ise test yapılmadan çalıştırılıyor.
Bunun dışında da çalışma ortamında gerekli en temel hijyen-sağlık önlemleri alınmıyor. Bu, işçilerin bireysel olarak aldıkları önlemleri de (maske vb.) işe yaramaz kılıyor. Yemekhanede, çalışılan alanlarda, servislerde vb. yeterli önlem alınmaması pandeminin daha hızlı yayılmasına kapı aralıyor. Bir de bunların üstüne pozitif çıkan işçilerle yan yana çalışan diğer işçilerin hiçbir sorun yokmuş gibi test vb. yapılmadan, önlem alınmadan çalıştırılması pozitif vakaların artmasını hızlandırıyor.
Fabrika yönetimi çarkların dönmesi, kasasının dolması için vaka çıkan bölümlerde önlem almadığı gibi, kendi inisiyatifi ile test yaptırmak için hastaneye giden işçiler de test yapılmadan geri gönderiliyor. Covid-19 çıkan işçilerin bazıları hastaneden geri çevrilen ve buna rağmen test yapılmasını sağlamak için farklı hastaneleri zorlayarak yaptıranlardan oluşuyor. Bu durum bile fabrikada pozitif vaka sayısının daha fazla olduğunu gösteriyor. Sinbo yönetimi iktidarın desteğiyle diğer fabrikalarda olduğu gibi servetini katlarken işçiler ise ölüme sürükleniyor.
Sermaye ve AKP-MHP eliyle sömürü ağırlaştı
Fabrikalarda işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artması gerekirken çalışma koşulları daha da ağırlaştırılıyor. Kapitalistler, işçileri daha fazla sömürerek kârlarını büyütmeye çabalıyor. Sinbo yönetimi kapitalistler de işçileri 12 saat çalıştırıyor. Makinaların ayarlarını değiştirerek kısa zamanda daha fazla iş çıkmasını sağlıyorlar. Performans dayatmasında bulunuyorlar. Tüm bu saldırıları hayata geçirmek için işçileri işten çıkarmakla tehdit ediyorlar.
Pandemi dönemi artan işsizlik rakamları işçileri açlık ve ölüm ikilemine sürüklüyor. İktidar da kapitalistlerin bu tehditlerini destekleyen adımlar attı ve atıyor. Süresi uzatılan sözde “işten çıkarma yasağı”yla işçi kıyımının ve ücretsiz izinlerin önünün açıldı. Bu, bizzat Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP rejimi eliyle sermayeye sunuldu.
Makina ayarları değiştirildi: 12 saat çalışma ve iş kazası
Sinbo'da bu şekilde ağırlaşan çalışma koşulları işçilerin Covid-19'a yakalanma risklerini arttırdığı gibi iş cinayetlerine de davetiye çıkarıyor. Gece vardiyasında yasalar gereği en fazla 7,5 saat çalıştırılması gereken işçiler 12 saat çalışmaya zorlanıyor. Bunun bir sonucu beyin ve beden yorgunluğu artan işçiler her an makinaya kendilerini kaptırma riski altında çalışıyor.
Makinaların daha fazla iş basması için ayarlarıyla oynanması, performans dayatması, mobbing vb. işçileri bedenen fazlasıyla yorduğu gibi psikolojilerinin bozulmasına da neden oluyor.
TOMİS: Bakanlıklar görmezden geliyor
Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) temsilcisi Sinbo'da pandemi dönemi iş kazalarında ciddi bir artış olduğunu söylüyor. Yakın zamanda bir işçinin pres makinasını daha hızlı kullanması için sensörünün bozularak çalıştırılması sonucunda ciddi bir kaza geçirdiğini ifade ediyor. TOMİS temsilcisi İş kazası geçiren işçinin aynı zamanda 5 ay boyunca, gece vardiyasında 12 saat, hiçbir kural, yasa uygulanmadan ilkel kölelik koşullarıyla çalıştırıldığını belirtti. Fabrika yönetiminin iş kazasını örtbas etmeye çalıştığını, Sağlık ve Çalışma bakanlıklarının da sömürüyü, iş kazasını ve vakaların artmasını görmezden geldiğini ifadelerine ekledi.
İşçi sınıfına dayatılan ağır sömürü ve kölece çalışmanın, Dardanel ve Vestel’le sınırlı olmadığı ortadadır. Sinbo’da yaşananlar, sermaye ve AKP-MHP rejimi eliyle bütün fabrikaların kuralsız çalışma kampına dönüştürüldüğünü gösteriyor. Bu duruma son verebilecek tek gücün çarkları döndüren işçiler olduğu da bir kez daha bütün açıklığıyla görülmüş oluyor.
Kızıl Bayrak / İstanbul