Ücretsiz izin saldırısını direnerek püskürten Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi Dilbent Türker, Kod 29’la işten çıkarılınca yeniden kurduğu direniş çadırında 50. günü geride bıraktı.
Direnişinin sesini eylem ve etkinliklere taşıyan Türker, İstanbul İSİG Meclisi’nin düzenlemiş olduğu basın toplantısına katıldı. Kod 29’a karşı mücadeleyi yükseltme çağrısı ile düzenlenen basın toplantısında söz alan Türker şunları ifade etti:
“Sinbo’da kötü çalışma koşullarına karşı sendikalaşmaya başladık. Pandemi başlamasıyla sadece sendikalı olan işçileri ücretsiz izne çıkardılar. ‘Ücretsiz izin hak değil, hak gaspıdır, ücretsiz izin kaldırılsın, sendikalı ve güvenceli çalışmak istiyoruz’ talebiyle direniş çadırını kurduk. Direnişimiz dayanışmayla büyüdü ve 31. gününde Sinbo patronunun ücretsiz izni kötüye kullandığı bakanlık tarafından tescillendi. Biz işbaşı yaptık ancak hiçbir yaptırım uygulanmadığı için yeni saldırılarla karşılaştık. Kod 29’la işten çıkarıldık ve yeniden direniyoruz.”
Topyekûn saldırılara karşı birlikte mücadele
Pandemi sürecinin bedelinin işçilere ödetildiğinin altını çizen Türker, patronların ve iktidarın topyekûn saldırılarına karşı birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yaptı. Aksi halde daha büyük saldırıların geleceğini ifade eden Türker “Kod 29 ve ücretsiz izin hukuksuz biçimde kullanıldı ve patronların insafına bırakıldı. Mücadele etmezsek saldırılar kalıcı hale gelecek” dedi.
Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) direnişin 50. gününde sosyal medya üzerinden şu açıklamayı yaptı:
“Sinbo direnişimiz 50. Gününde!
50 gündür, işçi ve sendika düşmanlığına karşı direniyoruz. Sinbo yönetimi önce ücretsiz izin saldırısı ile sendikalaşma faaliyetimize saldırdı. Bizler bu sendika düşmanlığına üyelerimizle birlikte başlattığımız direnişle yanıt verdik. Bu saldırının bütün işçi sınıfına yönelik olduğunun bilinciyle kararlıkla direndik.
Direnişimizin 31.gününde ise ücretsiz izin saldırısını püskürttük. Ancak Sinbo’ya TOMİS’in girmesi ile hiçbir şeyin kendileri için eskisi gibi olmayacağını bilen #Sinbo yönetimi bu kez #KOD29 saldırısı ile harekete geçti.
Sinbo yönetimi yıllardır işçilerin haklarını gasp ediyor. Emeklerini çalıyor. Kölece çalışma koşulları ile geçmişte yaşanan iş cinayetleri, meslek hastalıkları, baskı ve mobbing, düşük ücretler ve pandemi döneminde daha da artan gasp gaspları karşında tek çare #TOMİS’te örgütlenmek ve birleşmektir.
Emek hırsızlığını, işçi ve sendika düşmanlığını KOD29’a karşı başlattığımız direnişle püskürteceğimizi ve kazanacağımız biliyoruz. Çünkü haklarımız ve geleceğimiz için kararlılıkla mücadele ediyoruz.
Patronlar yalnızca Sinbo’da değil her yerde işçi sınıfını kölece çalışmaya boyun eğdirmeye çalışıyor. Buna karşı gerçekleşen işçi direnişleri artırıyor. Çünkü krizin ve salgının faturası işçileri sefalete itiyor.
Saldırı topyekûn, bu nedenle topyekûn bir şekilde direnmek zorundayız. Aynı sorunları yaşayan işçiler olarak ancak birleşerek hiçbir kural tanımayan keyfi uygulamalar karşısında haklarımızı kazanabiliriz. Anayasal bir hak olan sendikalaşma faaliyetine yönelik bu sınırsız düşmanlık işçileri fabrikalarda daha çok sömürmek içindir. İşte bu nedenle güvenceli ve sendikalı çalışmak hakkımıza sahip çıkalım. Bunun için işyeri komitelerinden birleşelim, dayanışmayı büyütelim, mücadeleyi yükseltelim.”
Vardiya çıkışında işçilere seslenen Dilbent Türker, baskılara karşı TOMİS’e üye olma ve mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu. Haksızlıklara, işçi düşmanlarına, kölece çalışma koşullarına karşı hak, emek ve onur mücadelesi verdiklerinin altını çizen Türker kendi mücadelesinin aynı zamanda Sinbo işçilerinin mücadelesi olduğunu vurguladı.