Hükümet ile yetkili sendika arasında imzalanan satış sözleşmesine karşı kamu emekçileri Türkiye’nin pek çok şehrinde iş bıraktı.
Adana, Adıyaman, Aydın, Antalya, Alanya, Ayvalık, Batman, Bartın, Bolu, Bandırma, Çanakkale, Çorum, Denizli, Dersim, Düzce, Diyarbakır, Eskişehir, Antakya, Antep, İskenderun, Kocaeli, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Fethiye, Ordu, Sakarya, Sivas, Samsun, Tokat, Van, Urfa ve Zonguldak’ta işyeri önlerinde eylem yapan kamu emekçileri “satış sözleşmesini kabul etmiyoruz” dedi.
Eylemde yapılan açıklamada müjde olarak duyurulan satış sözleşmesinin aileleri ile birlikte 20 milyon kamu emekçisini sefalete teslim ettiğine dikkat çekilerek şunlar ifade edildi:
“Varılan mutabakata göre; Hükümetin 12 Ağustos’ta yaptığı ilk teklifin 2022 yılı için sadece 1 puan, 2022 için ise 2 puan, yani toplamda 3 puan artırıldığı mutabakat büyük kazanım, bir başarı gibi sunulmaktadır. Oysa bir toplu sözleşmenin başarılı ya da iyi bir toplu sözleşme olarak gösterilmesinin kriterleri açıktır. Bir toplu sözleşmede başarının temel kriteri ne talep ettiğiniz ne aldığınız arasındaki makasın ağzı ile ölçülür. Buna göre masaya “yetkili” sıfatı ile oturanlar ve bu dönem ortak hareket ettikleri konfederasyon 2022 için %21 maaş artışı artı %3 refah payı artı 600 TL önceki dönem kaybı talep etmiştir. Yani 2022 yılı için %39 maaş artışı talep etmiştir. Buna karşım 2022 yılı için altışar aylık dilimler halinde %.5.+%7 maaş artışına imza atmıştır. Yine 2023 için %17 maaş artışı + %3 refah payı teklifine karşılık altışar aylık dilimler halinde %8 + %6 oranına imza atılmıştır. Kısacası iki yıl için toplamda %67,2 maaş artışı teklif eden “yetkili” konfederasyon iki yıl için toplamda %26 oranına imza atmıştır. Teklif ve varılan mutabakat arasında iki yıl için toplamda 41 puan fark vardır. Bunun anlamı 5,5 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin en az bir yılının çalınmasıdır.”
Açıklamada öte yandan refah payının görmezden gelindiği, 3600 ek gösterge hakkının belirsiz bir tarihe ertelendiği belirtilerek hak gaspları şu şekilde ifade edildi:
“Öte yandan refah payı talebi yine görmezden gelinmiştir. Bunun yerine hali hazırda sadece sendika üyesi kamu emekçilerinin yararlandığı 3 ayda 135 TL tutarındaki toplu sözleşme ikramiyesi 265 TL artırılarak 3 ayda 400 TL’ye çıkarılmıştır. Ancak bu durumdan üye sayısı işkollarındaki kamu emekçilerin %1’den az olan sendika üyeleri yararlanamayacaktır.
Bu durumda üç ayda bir ödenen toplu sözleşme ikramiyesinden küçük sendikalara üye binlerce memur yararlanamayacak. Böylece yetkili sendika tekeli teşvik edilirken, sendika seçme özgürlüğü toplu sözleşmeyle baltalanmış olacaktır.
Bu durum anayasanın eşitlik ilkesi ve sendika seçme özgürlüğünü güvence altına alan hükümlerine aykırıdır. Ayrıca mutabakatın sunumunda Üç yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen 3600 ek gösterge sözü hakkında “toplu sözleşme dönemi içinde yapacağımız çalışmaları meclise yasa haline getirilmek üzere göndereceğiz” denilmiştir.
Yıllardır kadro bekleyen, bugün sayıları beş yüz bini aşan sözleşmeli personel konusu ise “3+1 sistemi üzerinde çalışacağız” gibi net olmayan, köşeli ‘vaatlerle geçiştirilmiştir.”