İşyerlerinde insan sağlığına zararlı kimyasal ve fiziksel etkenlerin neden olduğu hastalıklar olarak tanımlanan “meslek hastalıkları” sonucu dünyada her yıl binlerce insan hayatını kaybediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tahminlerine göre, dünyada her yıl 1 milyon 200 bin kişi meslek hastalığına yakalanırken, bu rakam Dünya Sağlık Örgütü (WHO) araştırmalarına göre yıl 11 milyon kişi.
Yakalandıkları meslek hastalıklarından kaynaklı her yıl hayatını kaybedenlerin sayısı İLO’ya göre 498 bin kişi iken, WHO’ya göre 700 bin kişi.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Türkiye’de ise, meslek hastalıklarından kaynaklı ölümlerin verileri Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) tarafından yayımlanıyor. Ancak SGK’nın verilerine göre 2013-2018 yılları arasında meslek hastalıklarından kaynaklı hiç ölüm vakası yok. Ölüm olmadığı ileri sürülmesine rağmen aynı dönemde 1319 kişinin yakınlarına ölüm geliri bağlandı.
2013 yılından önceki dönemlerde ise rakamın 1 ile 10 arasında değiştiğini belirten akademisyen Aslı Odman’a göre, gerçeği yansıtmayan bu rakamlarla meslek hastalıklarından kaynaklı ölümlerin üstü örtülüyor.
İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre, Türkiye’de yılda en az 2 bin kişinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Odman, “Uluslararası literatürde bir ülkenin sınırları içerisinde yaşanan ölümlü iş kazalarının 1 ila 12 katı kadar da meslek hastalığından dolayı ölüm olması gerekiyor” dedi.
‘En az 9 bin ölüm’
Meslek hastalıkları konusunda veri oluştururken kanser tanısı verilerinin de kullanıldığını kaydeden Odman, “WHO’nun en son 2017 yılında paylaştığı verilere göre, Türkiye’de o sene 148 bin yeni kanser teşhisi konulmuş ve 90 bin kişi de kanserden kaynaklı hayatını kaybetti. Yine WHO verilerine göre bu ölümlerin yüzde 10’u meslek hastalığına bağlı kanser hastalıkları. Yani en az 9 bin ölümün meslek hastalıklarına dayalı kanser olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu sayı sadece kanser nedeniyle yaşanan ölümler, başka nedenleri da hesaplarsak sayı daha da yükselecektir” diye belirtti.
“Kanser yasası diye bir yasa yok çünkü bir insanın yasayla kanser olup olmadığını belirleyemezsiniz ama meslek hastalıkları mevzuatı diye bir şey var” diyen Odman, meslek hastalıklarının ancak tıp etimolojisiyle tespit edilebileceğini ifade etti.
‘Hastaneler yetersiz’
Odman, Türkiye’de sadece 3 tane meslek hastalıkları hastanesinin bulunması üzerinde de durdu. Odman, “En az 13 milyon özel sektörde, 4 milyon kamuda çalışanı olan, kayıt dışı çalışan ile toplam 35 milyonluk işgücüne sahip bir ülkeyiz. Özellikle de müşteri, hasta garantisi verilen şehir hastanelerine yapılan kamusal harcamaları düşündüğünüzde 3 tane hastane yetersiz. Burada meslek hastalıkları hastanesi sistemiyle ilgili ortaya çıkan toplumsal sorunlarda, devletin yükümlülüğünü yerine getirmediğini görüyoruz” diye konuştu.
‘İşyeri hekimleri oto sansür uyguluyor’
İşyeri hekimlerinin ise patrondan maaş aldığını belirten Odman, bu konuda şunları kaydetti: “İşyeri hekimleri meslek hastalığı tanısını koymanın, işverene maddi ve hukuki yükümlülük çıkaracağı için kendilerine oto sansür uyguluyor. Çünkü meslek hastalığı teşhisi koyan birçok işyeri hekimi arkadaşımız işlerinden çıkarıldı. Aynı zamanda işyeri hekimliğinin etkisini neredeyse ortadan kaldıran Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) kuruldu. Şu anda işyeri hekimliği hizmetleri bu OSGB’lere bağlı şirketlerce yürütülüyor. Bu OSGB’lerin kendileri de birer işletme olduğu için büyük işverenlerden iş kapma rekabeti içinde oluyor. İşyeri hekiminin maruz kaldığı sorunlar, başka şirketlere devredilerek ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.”
‘Sendikalar veri oluşturmalı’
Meslek hastalıkları konusunda sendikaların yapacağı çok somut şeyler olduğunu söyleyen Odman, “Meslek hastalıkları ile ilgili sendikaların veri üretmesi gerekiyor. Gerçek bir politikanın başlangıcı olarak örgütlü oldukları işyerlerinde işçilerin hangi malzemeler ile çalıştıkları, hangi ortamda çalıştıkları, çalışma ortamında hangi tozlar havada uçuşuyor, sendikalar bu konularda bir araştırma yapmalı. Endüstri mühendisinin sermaye için yaptığı araştırmayı, sendikalarında emeği korumak için yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
HDP’li Eksik: İşçi işverenin insafına kalmış
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Iğdır Milletvekili Habip Eksik de, meslek hastalıklarını önlemek için işçinin sağlık verilerinin depolanması gerektiği düşüncesinde.
Meslek hastalığı tanısı koymanın en önemli yollarından bir tanesinin işçinin sağlık verilerinin süreç içerisinde bir veri saklama sistemine kaydedilmesi ve saklanması olduğunu dile getiren Eksik, “Maalesef AKP iktidarının neoliberal politikaları yürütmesi nedeniyle işçinin emeğini işverenin nasıl insafına bıraktıysa, işçinin sağlık konusunu da işverenin insafına bıraktığını görüyoruz” dedi.
‘İşçinin sağlığı tehlikede’
Yine İşyeri Hekimi Bilgi Sistemi’nin işletilmediğini söyleyen Eksik, nedenini ise şöyle açıkladı: “AKP iktidarının bu sisteme tam geçişte ayak sürtmesinin sebebi işverenleri ilerde doğacak tazminatlara karşı korumaktır. Her zamanki gibi doğru olanı yapmayan AKP, işvereni bir nevi koruyor. Tabi böylece işçinin, emekçinin de sağlığını tehlikeye atmaya devam ediyor.”
‘İşçinin hakkını savunmaya devam edeceğiz’
Eksik, Meclis’te iş güvenliği ve işçi sağlı hakkında verdikleri soru önergelerinin yanıtsız bırakıldığını da dile getirdi. Eksik, “İktidarın çoğunluğu sebebiyle maalesef mecliste bu konu hakkında somut bir adım atılmadı. Tabi biz muhalefet olarak bu konu ile ilgili olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. İşçinin hakkını her konuda savunduğumuz gibi sağlığını da sonuna kadar savunacağız” diye konuştu.