Torbalı'da kurulu olan Marlboro Fabrikası'nda taşeron çalışan Philip Morris işçileri, kötü çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı DİSK'e bağlı Gıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten çıkarıldılar.
İşten çıkarmalara karşı direnişe geçen işçiler fabrika önünde eylemlerini sürdürüyor. İşçiler seslerini daha gür duyurabilmek için eylemlerini Marlboro Fabrikası'nın Konak’da bulunan genel merkezi önüne taşıdılar.
Gıda-İş Sendikası’nın çağrısı ile saat: 12.00’da Fuar Montrö Kapısı'na gelen işçiler, desteğe gelen kurum ve demokrat kitle örgütleriyle beraber toplandılar. Eylemde yapılan konuşmalarda dünyanın önde gelen sigara tekeli Marlboro’nun sendikalaşmaya tahammülsüzlüğü teşhir edildi. İşten çıkarılan 103 işçinin işe geri alınması ve sendikal faaliyete saygı göstermesi istendi.
Ardından, Montrö önünden Çankaya’daki Philip Morris genel merkez önüne sloganlarla yüründü. Basın açıklamasına DİSK Ege Bölge Temsilci Memiş Sarı, Gıda-İş Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden, Gıda-İş Genel Sekreteri Olcay Özak, işten çıkartılan işçiler ve sendika üyeleri katıldı.
İlk konuşmayı Gıda-İş Genel Sekreteri Olcay Özak yaptı. Özak, dünyanın önde gelen tekellerinden olan Marlboro Fabrikası'nda, Euroserve Hizmetleri A.Ş.’de taşeron çalışan işçilerin çalışma koşullarına değinerek sendikalaşma süreçlerini anlattı. Özak şunları dedi:
“İşten çıkarılan işçiler geri alınana kadar, içerde baskı ve mobbing son bulana kadar, sendika hakkı tanınana kadar mücadele etmeye, direnmeye devam edeceğiz. Philip Moris işçileri kazanacak!”
Eylemde basın açıklamasını ise Gıda-İş Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden okudu. Öden, Philip Moris Fabrikası’nda taşeron olarak hizmet üreten Euroserve Hizmet ve İşletmecilik Şirketi’nde çalışan işçilerin sosyal hakları olmaksızın asgari ücretle çalışmaya mahkum edildiğini ifade etti. İşçilerin mesaiye kalmak zorunda bırakıldığını ve bu durumun eski-yeni fark etmeksizin 15 yıldır sürdüğünü belirten Öden, işçilerin sendikalı ve iş güvenceli çalışmak için DİSK Gıda İş’e üye olduğunu belirtti. Yüzde 55’lere yükselen sendika üyeliği sonrasında işçiler üzerinde mobbing ve baskıların arttığını aktaran Öden, işten atmalar ve baskılar sonrasında üyelik düzeyinin yüzde 70’lere çıktığını dile getirdi. Tüm çağrılara rağmen bir cevap alamadıklarını ifade eden Öden şunları dedi:
“Aksine onlarca daha işçi arkadaşımızın işine son verilmiş ve bir o kadar da işçi arkadaşımız işe gitmesine rağmen kapıdan herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin geri çevrilmiştir. Sendikamızın işçilerle birlikte yürütmekte olduğu demokratik eylemlere karşı fabrikanın etrafı demir korkuluklarla, brandalarla çevrilmiş, iş makineleriyle çukurlar açılmış ve fabrika adeta cezaevine çevrilmiştir. Fabrika içinde direnen işçi arkadaşlarımıza tuvaletler kapatılmış, çay için su ısıttıkları çay makinelerinin elektriği dahi kesilmiştir. Daha önce yaptığımız tüm demokratik ve meşru eylemlerimizde olduğu gibi bir kere daha buradan taleplerimizi iletiyoruz. Atılan işçiler geri alınsın. Ücretler insanca yaşanabilecek bir seviyeye çıkarılsın. Zorunlu mesailer kaldırılsın. Tüm mobbing ve baskı yöntemlerine son verilsin. Sendikalı ve iş güvenceli çalışma hakkımız tanınsın”
Basın açıklamasının okunmasının ardından DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı konuştu ve şunları dedi:
“Cinayet sadece bomba atıp, kurşun sıkmakla olmuyor. Bugün yöneticiler sağır kulaklarını açıp iyi dinlesinler işten çıkartılan 103 işçiyle beraber, anne, baba ve çocuklarını da sosyal cinayetle öldürüyorsunuz. Ama biz bunun hesabını soracağız. Bu sokağa bakın. Önümüzdeki günlerde, bu sokaktaki kaldırım taşlarından daha fazla insanı burada toplayacağız. İzmir’i sizlere zehir-zindan edeceğiz. Evinizden çıkarken afişlerimizle karşılaşacaksınız, İzmir’de, İstanbul’da lüks restoranlarda ailenizle yemek yerken direnişçilerimizle karşılaşacaksınız. Siz bize yaşamı dar edersiniz biz de sizi İzmir’i İstanbul’u ve Kemalpaşa dar edeceğiz”
Kızıl Bayrak / İzmir