Türkiye kapitalizminin her geçen gün ağırlaşan krizi karşısında işçi sınıfı ve emekçilerin alım gücü yüksek oranlarda düşerken, kamu emekçileri de krizden etkileniyor. Krizin yaşamlarını nasıl etkilediğine ilişkin konuştuğumuz Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi emekçiler, gerçek enflasyonun resmi açıklamalardan çok daha yüksek olduğuna dikkat çektiler.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi Eşbaşkanı Abuzer Aslan şunları belirtti: “Kriz hayatımızı her alanda etkiledi. Markete gittiğimizde 30 liraya doldurduğumuz bir poşeti şimdi 80 liraya dolduruyoruz. Yani yüzde 150’den fazla zamla karşı karşıya geldik. Maaşlarımıza ise yüzde 6 gibi bir zam verildi. Enflasyon farkının zam sayılmasından... Zam değil aslında enflasyon farkının göstergesi. Kamu emekçilerinin almış olduğu zam oranı yüzde 4’tür aslında. Hayatımız her alanda zamlanmaya devam ediyor. Eğitimde olsun, markette olsun, kasapta olsun hiçbir yere gidemiyoruz, hiçbir şey alamıyoruz. Her aldığımızda zorlanıyoruz, geçim çok zorlandı.”
“1.603 lira maaş alan işçiler var”
En can alıcı durumda olanların ise 696 sayılı KHK ile daimi işçi kadrosuna geçenler olduğunu vurgulayan Aslan, bu kesimin 1.603 lira olan maaşlarına yüzde 4 zam yapılacağını belirterek şöyle devam etti: “1.603 lira artı yüzde 4 zam verilecek ve onların hiçbir enflasyon farkından kesinlikle yararlanamayacağına dair maliye bakanlığının yazısı geldi hastanelere. Onlar bizden daha da kötü, kötünün daha da kötüsü var. Daimi işçi kadrosuna geçenlere daha zor şartlarda 1.603 üzerine yüzde 4 zam veriliyor. Yani açıkçası kendilerine gelince yüzde 26 zam verildi, 59 bin liraydı maaşı 75 bin liraya çıkanlar, 1.603 lira alan daimi işçilere enflasyon farkını bile fazla gördüler. Açıkçası kopukluk her alanda. 76 bin lira maaş alan ile 1.603 lira maaş alan arasında bir uçurum var. İnsanlar markete gidemiyor, insanlar artık her alanda kısıtlamaya gitti. Meyve yiyemez oldu. Çocuğuna süt alamayacak, ekmek alamayacak hale gelmiş bulunuyoruz.”
“Enflasyon rakamlarıyla oynanıyor”
Yapı-Yol Sen İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Maşuk Öztekin, “2019’a girdiğimiz günlerde açıklanan enflasyon rakamlarıyla yapılan zamlar arasında bir uçurum olduğu görülüyor” diyerek sözlerine başladı. “Enflasyon farkıyla yapılan zammın aslında birbirini tutmadığı verilerle TÜİK tarafından açıklandı” diyen Öztekin, açıklanan enflasyon oranıyla sokaktaki enflasyonun birbirini tutmadığını vurguladı. Öztekin şunları belirtti: “Açıklanan enflasyon yüzde 20’nin üzerindeyken sokaktaki yüzde 50-60’ları bulan bir fark olduğu görülüyor. Bu da rakamlarla oynanarak halkın uyutulmaya çalışıldığını gösteriyor.”
“Biz sesimizi çıkarmadıkça daha kötü olacak”
Haber Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Melek Bal, maaşlarındaki erimeye şöyle dikkat çekti: “Zaten Aralık ayında en düşük maaşı almıştık. Yani geçen yılın maaşını almıştık. Zamlı olan 15 Ocak’taki maaşımızı da Mayıs’a kadar alacağız. Ondan sonrası vergi dilimleri... Yine Aralık ayı gelecek ve bir önceki yılın maaşlarına denk gelecek şekilde bizi etkileyecek. Böyle olunca biz ne yapıyoruz, geçinemiyoruz.”
Bu durumda kredilere ve kredi kartlarına sarıldıklarını belirten Bal, kamu emekçilerinin aslında açlık sınırıyla sınandığını, toplumun yoksullaştırılarak biat etmeye yöneltilmek istendiğini ifade etti. Bal, “Biz sesimizi çıkarmadıkça var olan iktidarlar ve yandaş sendikalar bizi daha da kötüye götürecektir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Kızıl Bayrak / İstanbul