Türkiye kapitalizminin krizi işçi ve emekçilerin daha fazla yoksullaşmasına ve sefaletin derinleşmesine yol açıyor. Hayat pahalılığı temel tüketim alanındaki zamlarla ağırlaşırken emekçilere dayatılan sefalet zamları, rekor seviyelere yükselen işsizlik emekçileri daha fazla yoksulluğa mahkum ediyor.
Türkiye kapitalizminin dümeninde oturan AKP-MHP koalisyonu ise bunda doğrudan sorumlu bir rol oynuyor. Sermayeye tam hizmet sunan “yerli-milli” AKP-MHP koalisyonu, işçi sınıfının ve emekçilerin hak ve özgürlüklerine yönelik sosyal yıkım saldırılarını, baskı ve devlet terörünü hayata geçirirken, bu yönde yeni düzenlemeler için de yoğun hazırlık içerisinde.
Kapitalist düzen, işçi sınıfı ve emekçileri yoksullaştırarak yaşamlarını çekilmez hale getirirken, sermayenin ve patronların zenginliğini daha da arttırıyor. Bütün bunlar servet ve sefalet arasındaki uçurumu da büyütüyor.
Servet-sefalet uçurumu 8,7 kata ulaştı
Ücretli emek sömürüsü üzerine kurulu kapitalist düzenin derinleştirdiği, “gelir adaletsizliği/eşitsizliği” denilen bu olgu, DİSK/Genel-İş tarafından hazırlanan son raporda krizle birlikte artan yoksullaşma ve sefalet ile bir kez daha gözler önüne serildi.
Raporda ele alınan başlıklardan yansıyan çarpıcı sonuçlar şu şekilde sıralandı:
-Türkiye’de en zengin ile en yoksul arasındaki gelir eşitsizliği 8,7 katı buldu.
-Türkiye’de 16 milyon kişi yoksul, 18 milyon kişi ise yoksulluk riski ile karşı karşıya.
-Türkiye’de çalışan yoksulluğu bir yılda %11 arttı.
-Kriz, 1 milyondan fazla yeni işsiz yarattı!
-İş arama süreleri uzadı, bir yıldan fazla süredir iş arayanların sayısı yüzde 31 arttı.
-İşsizlik sigortası başvuruları yüzde 48,8 arttı.
Raporda, “gelir eşitsizliği”nde Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisinde başlarda olduğuna dikkat çekildi. Gelir dağılımı göstergesi olan Gini katsayısına göre Güney Afrika ve Meksika’dan sonra Türkiye’nin geldiğine yer verildi. Ayrıca, en zengin yüzde 20’lik kesimin gelirlerinin, en yoksul yüzde 20’lik kesimin gelirlerinin 8,7 katına ulaştığı belirtildi.