Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeleri Kadın Platformu, ekonomik kriz, zam ve nafaka hakkına ilişkin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 5 No’lu Şube önünde eylem düzenledi. “Krize, yoksulluğa, zamlara, nafaka hakkı gaspına ve emek sömürüsüne karşı birlikte mücadeleye” yazılı pankartının açıldığı açıklamada konuşan KESK Ankara Şubeleri Kadın Platformu Dönem Sözcüsü İlkay Ersus ekonomik krizden en ağır biçimde kadınların etkilendiği belirtti. Ersus şu şekilde devam etti:
“Son yıllarda yapılan araştırmaların sonucuna baktığımızda bunu en açık haliyle görebiliyoruz; İşgücü içerisindeki her 10 kadından yalnızca 3’ü çalışıyor. 2019 yılında 500 bin kadın ev içi bakım hizmetleri nedeniyle işinden ayrıldı. 12 milyon kadın ise ev işleri nedeniyle çalışma hayatına giremedi. Türkiye’de işsiz kadın sayısı 2014’ten 2019’a kadar yüzde 52 arttı ve 2 milyona yaklaştı. 1 milyondan fazla kadın uzun sürelerle ve kayıt dışı çalıştırılıyor.”
Türkiye’deki erkeklerin, kadınlardan yüzde 8 daha fazla kazandığı bilgisini veren Ersus, kadın işsizliği ve yoksulluğunun yanı sıra kadına yönelik şiddetin de aynı oranda arttığını ifade etti.
Kadınların nafaka hakkına dokunulmasını istemediklerinin altını çizen Ersus, “Nafaka miktarı, Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesi uyarınca nafaka yükümlüsünün mali gücü oranında belirlenir. Kadınların deneyimleri bize gösteriyor ki çoğunluğu yaklaşık aylık 300 TL yoksulluk nafakası almaktadır. Türkiye’de açlık sınırının 4 bin 13 TL olduğu düşünüldüğünde kadınların çalışmak yerine ömür boyu nafaka almayı tercih ettiği ya da kadınların nafaka alabilmek için 1 hafta evli kalıp boşandığı gibi argümanlar akıl dışı kalıyor” ifadelerini kullandı.
Ersus, KESK’li kadınlar adına taleplerini ise şöyle sıraladı:
“*Asgari ücret geçim ücreti olsun. Devlet tarafından elektrik, su, doğalgaz yardımı yapılsın.
*Kent yoksullarının bulunduğu mahallelerde yaşayan kadınların en önemli ihtiyacı olan hijyenik ped devlet tarafında ücretsiz karşılansın.
*Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılsın, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlansın.
*ILO standartları ve kamu emekçisi kadınların fiziksel ve sosyal koşulları dikkate alınarak, çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilsin. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşanmaması sağlansın.
*Kadınlara ve LGBTİ+lara uygulanan ayrımcılık, fiziksel cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, sözlü sataşma, ısrarlı takip ve dijital taciz son bulmalı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlansın.
*İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilsin, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlansın.
*Kamuda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulansın.
*HPV aşısı (rahim ağzı kanser aşısı) ücretsiz olsun.”
Ersus, konuşmasının sonunda tüm kamu emekçisi kadınları, ortak talepleri etrafında KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenmeye ve mücadelelerini yükseltmeye çağırdı.